Mi-rae televizyonda açık olan varyete şovunu büyük bir ilgiyle izlerken ben kafamı koltuk minderine yaslamış uyuyakalmamak için kendimi tutuyordum.
Bu şovlarda ne bulduğunu anlayamıyordum cidden, herkes fazlasıyla yapmacık davranıyordu. Konuk bulamadıkları için aynı insanları çıkarıp duruyorlardı üstelik. "Kotoyla konuştun mu?" dedi gözlerini televziyondan ayırmadan.
Ellerimle gözlerimi ovaladım. "Onunla ne konuşacağım ki?"
Kafasını bir an bana çevirip daha çok ilgilendiği programa geri döndü. "Artık bu konuyu çözmeniz gerektiğini biliyorsun değil mi?"
"Ortada çözülecek bir şey yok."
Derin bir nefes alıp televizyonun sesini kıstı. Oturduğu yerde bana döndü. "Gerçekten böyle görmezden gelmeye devam mı edeceksin?"
Ben de daha dik oturarak ona döndüm. Kaşlarımı çatmış ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum. "Neyi Mi-rae? Görmezden geldiğim hiçbir şey yok."
"Chan'le aranızda olanları işte. Yok saymaya devam ettikçe ikiniz de yıpranacaksınız. Yakında bu durum Chan'i de etkilemeye başlayacak."
Aramızda olanları mı? Aramızda olan hiçbir şey yoktu. İlk tanıştığımız zamanda olduğumuz gibiydik, tek fark birbirimizi daha çok tanımamızdı. "Chan'le aramda bir şey yok." dedim sadece.
"Seul Jiin" dedi bıkkınlıkla. "Ya beni gerçekten saf yerine koyuyorsun ya da kendini bile kandırmışsın."
Biz normal bir arkadaş ilişkisine sahiptik. Hiç bundan fazlası ya da farklısı olmamıştı. "Sana zaten bir şey olmadığını söylüyorum."
"Sen yaşadığınız şeyleri farkında mısın? Çocuk tüm boş zamanlarını seninle geçiriyor. Seni bazen saatlerce bekliyor, sadece eve seninle yürümek için. Ona evde bazı sorunlar olduğunu söylediğimde senin kafanı dağıtmak için çözüm aradı. Sence sorunun seninle benim aramda olduğunu mu düşündü? Koto ve senin sorun yaşadığını elbette anlamıştı ama o seninle vakit geçirmek istedi, Koto'yla değil. Nedenini hiç düşündün mü? Çünkü senden hoşlanıyor."
Mi-rae'nin söylediklerine tepki bile veremedim. Bunları hiç böyle düşünmeyerek ben mi yanlış açıdan bakıyordum yoksa Mi-rae mi böyle düşünerek yanlış açıdan bakıyordu? Chan'in farklı bir amaçla davrandığını hiç düşünmemiş ve hissetmemiştim.
"Yanılıyorsun." dedim benden bir cevap beklediğini anladığımda. "Chan'in bana nasıl davrandığını ben biliyorum değil mi? Dışarıdan bakıldığında nasıl görünüyor bilmiyorum ama düşündüğün gibi değil."
Koto yerine beni çağırmış olduğuna dikkat etmemiştim hiç. Hatta Koto aklıma gelmemişti bile. Chan'le vakit geçirirken onların birbiriyle bağını unutuyordum ama bunun sebebi Chan'in benim için Koto'nun flörtü değil, arkadaşım olmasıydı. "Seul Jiin," dedi yeniden. Göz temasımızı kesmeden konuşuyordu. "Sen kendi hislerini de mi farkında değilsin?"
"Mi-rae yeter." dedim sinirle ayağa kalkarken. "Bu kadarı fazla. Sen bana ne dediğini farkında mısın?"
Kafasını kaldırmış oturduğu yerden benimle göz temasını koruyordu. "Bak ben seni yargılamıyorum ya da suçlamak için söylemiyorum. Sadece bunları artık görmezden gelme diyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Po Tid||Bang Chan
Fanfiction"Hayatıma girmemesi gereken birisiydin, Chan. Böyle şeyleri hissetmemem gereken birisiydin." [Ekim,2020]