Sizden biraz yorum yazmanızı rica ediyorum, fikirlerinizi merak ediyorum çünkü
iyi okumalarTavadaki omletimi tabağa alırken bir yandan da cebimdeki telefonumdan gelen şarkıya eşlik ediyordum.
Uzun zamandır boş bir pazar geçirmiyordum bu yüzden keyfim yerindeydi. Hiçbir şey düşünmeden sadece yatabilirdim.
"Günaydın!"
Koto'nun neşeli sesi kaşlarımı çatmama ve ona dönmeme sebep oldu. Mi-rae evde değildi, Koto benimle konuşuyordu.
Hala anlam veremeyerek "Günaydın?" dedim.
Mutfak sandalyesine çoktan kurulmuştu. Şaşkın suratıma bakıp gülümsedi. "Benimle paylaşır mısın?"
Omletten bahsettiğini anlamıştım ama hiçbir şey olmamış gibi davranmasını anlayamıyordum. Neden birden benimle konuşmaya devam ediyordu?
"Al ye. Ben yenisini yaparım."
Tabağı ona uzattığımda önüne çekip kendime koyduğum çatalla omleti yemeye başladı. Benimle konuşmuştu evet ama garipti. Sadece birden konuşmaya başlaması da değil, Koto gibi davranmıyordu. Çok yapay gelmişti.
Çalan şarkıyı kapatıp telefonu tekrar cebime koydum. Dolaptan yeni yumurtalar çıkarıp tekrar omlet yaparken konuşmadı. Ocakla işim bittiğinde pişen omletimi alıp yine onun olduğu tarafa döndüm. Önündekini yemiş, kahvemi bile içmişti.
Sinirlendiğimi belli etmemeye çalışarak yanındaki sandalyeye oturdum. "Ne oldu da fikrin değişti?"
Kendimi tutamayarak sorduğum soruyla yüzündeki gülümseme büyüdü. "Muhtemelen biliyorsundur, dün akşam Chan'le randevumuz vardı."
Suratıma bakıp beklediğinde "Evet?" dedim. Bunu zaten biliyordum, randevunun güzel geçtiğini de Chan'in gece attığı mesajlardan öğrenmiştim ama beni bu duruma bağlayan bir nokta göremiyordum.
Dirseğini masaya, elini de çenesine koyup neşeyle kahkaha attı. Kaşlarımı çatarak suratına baktım. Uzun gözleri yüzümden ayrılmıyor, sürekli tepkimi ölçmeye çalışıyor gibiydi. "Güzel geçtiği için mutluyum."
Onu şüpheyle süzüp devam etmesini bekledim. "Benimle bu yüzden öylece konuşmaya mı karar verdin?"
Koto aniden affetmezdi, kin tutardı. Biliyordum ki Chan'i savunduğumu düşündüğü için hala bana kızgındı.
"Dürüst olacağım, hayır. Chan'in tarafını öyle tuttuğunda sana kızmıştım ve biraz kıskandım."
Ciddi olup olmadığına baktım ama ciddi görünüyordu. Gerçekten bu yüzden kıskanmış mıydı? Sadece Chan'i haklı bulduğum için?
Önümdeki tabağı işaret edip yine güldü. "Yesene."
Yemeğimi unutmuştum bile çünkü söyleyecekleri bitmiş gibi değildi ve neyin geleceğini de merak ediyordum. "Seni dinliyorum."dedim gözlerimi ayrımadan.
Omuz silkip bana bakmaya devam etti. "Chan'le biraz konuştuktan sonra kıskanmanın çok yersiz olduğunu fark ettim. Ona aynı kampüste olduğunuz için sık sık karşılaşıyor olmalısınız dedim. Açıkcası amacım tamamen ağzını aramaktı."
Şaşkınca Koto'ya baktım. Nefes alışım sinirlendiğim için hızlanmıştı ama şaşkınlığım daha baskındı. Biz iki yıldır aynı evde yaşıyorduk. Geçen iki yıl boyunca bana olan güveni hep mi bu kadar zayıf olmuştu? Sırf flörtünü savunduğum için onunla aramda bir şey olduğunu mu düşünmüştü? Bunun için bir de plan kurup emin olmaya çalışıyordu. Gelip bana anlatarak da yüzüme çarpıyor, intikam almaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Po Tid||Bang Chan
Fanfiction"Hayatıma girmemesi gereken birisiydin, Chan. Böyle şeyleri hissetmemem gereken birisiydin." [Ekim,2020]