1.9

3.1K 189 11
                                    

<3

Başıma giren aşırı şiddetli ağrı ile gözlerimi açtığım gibi geri kapatarak küfür ettim. "Ananı bacını" Yüzümü buruşturarak kapalı gözlerimle dirseklerim üzerine yükseldim. "Kafamı sikmişler resmen" diyerek gözlerimi açmaya çalıştım. Kendi odamda olduğumu gördüğümde içime huzur doldu ve Savaş'a teşekkür ettim. Canım arkadaşım beni evime getirip, yatağıma bile yatırmış. 

Fakat bu düşüncem mutfaktan gelen tabak sesleri ile tamamen değişti.

Aynı anda aklıma kapıyı kilitlememiş olabileceği gelirken hızla ayağa kalkmaya çalıştım. Fakat hızlı kalktığım için bir an gözlerim karardı ve dengemi sağlam oturtamadım. Başım deli gibi ağrıyordu. Kendime gelebildiğimde hemen odamdan çıkıp, odamın hemen yanındaki mutfağa girdim. Gördüğüm manzara hem afallama mı hem de ufaktan sinirlenmemi sağladı. 

Eski erkek arkadaşım Tan, benim mutfağımda yemek hazırlıyordu. Bakışlarımı masaya çevirdiğimde masanın bildiğiniz sultan masası olduğunu gördüm. Tan yemek yapma konusunda aşırı iyiydi. Bunu biz sevgiliyken çok görmüştüm. 

"Günaydın!"

Tan'ın sesi ile ona döndüğümde gülümseyerek bana bakıyordu. Pişirdiği pankekleri tabağa alıp masaya yerleştirdikten sonra yanıma geldi. Yumruklarımı sıkıp dişlerim arasından "Ne işin var burada?" diyerek tısladım. Bozulduğu yüzünden fazlasıyla belli olurken, çok fark ettirmemeye çalışıp tekrardan gülümsedi. "Dün çok sarhoştun seni ben getirdim. Dün döndüm ama bugün içim rahat etmedi seni kontrol etmeye geldim" diyerek kendini açıkladı. 

Kaşlarım havalanırken "Beni sen mi getirdin?" dedim. Şuan Savaş'a söylediğim bütün teşekkürleri geri alıyorum. İnsan, arkadaşını sarhoşken eski erkek arkadaşına emanet eder mi lan! "Eve nasıl girdin?" dedim o daha önceki sorumu cevaplayamadan. Yüzünden silmediği sinir bozucu gülümsemesi ile "Seni ben getirdim fakat alt kattaki adam eve girmeme izin vermedi. Ne kadar yakının olduğumu söylesem de kendisi götüreceğini söyledi." dedi. 

Harika! Yakışıklı pisliğe de rezil olmuşum!

Saçlarımı karıştırırken "Tamam, sen dur burada ben aşağıya iniyorum" dedim. Yüzündeki gülümseme samimi bir hal alırken kafasını salladı. Üstümdeki kıyafetlere bile bakmadan terliklerimi giyip aşağıya indim. Tam Tuğkan'ın iyi biri olduğunu düşünüp, ufaktan anlaşmaya başladığımız dönemde rezil olmuştum. Acaba eşcinsel olduğumu öğrenmiş miydi? Aklıma takılan bu soruyla indiğim merdivenlerde duraksadım. 

Ya eşcinsel olduğumu öğrendiğinde beni buradan kovmak isterse? Tabii ki onu dinleyip gitmem fakat beni dövme olasılığı da var. Yok be Tuğkan o kadar kötü bir insan değil. Büyük olasılıkla 'bana bulaşma kendi çöplüğünde takıl' der. Ama yine de bir özür dileyip teşekkür etmem gerektiği için merdivenleri tekrar inmeye başladım.

Kapının önüne geldiğimde ellerimi kaldırıp dua etmeye başladım "Allahım, biliyorum çokta sevdiğin bir kulun değilim. Ne yapalım ben de böyle bir salağım. Ama bilirsin kendi etrafımda takılmak harici kimseye zararım dokunmadı. Bu zamanları da dayak yemeden atlatabilirsem çok mutlu olurum. Ha? Hadi be? Azcık daha yaşayayım be?" 

"Mükemmel duan bittiyse evime girebilir miyim? Malum Necati bekletilmeyi sevmez" 

Arkamdan gelen ses ile resmen yerimde zıpladım. Bu adama acilen insanların arkasından gizli gizli yaklaşmaması söylenmeliydi. "Ay altıma ediyordum be!" diyerek arkama döndüğümde Tuğkan elinde tuttuğu yumurtalar ile bana bakıyordu. Ben hala adama öküzün trene bakması gibi bakarken, Tuğkan hafif öksürerek "Ciddiyim Necati bekletilmeyi sevmez" dedi. Refleks ile arkamı dönüp kapalı kapıya baktıktan sonra tekrar önüme döndüm. "Şey ben seninle bir şey konuşacaktım" dediğimde konuyu anlamış olacak ki elini gri eşofmanının cebine koydu. 

Şimdi nasıl söy- gri eşofman mı? Gözlerim direkt yerini bulurken gördüğüm büyüklük ile gözlerim irileşti. Çaktırmadan hemen Tuğkan'ın suratına baktım. Konuşmaya başladığımda gözüm arada aşağıya iniyor sonra hemen Tuğkan'a çıkıyordu. "Dün ben arkadaşlarla gittiğim yerde çok sarhoş olmuşum. Sana da zahmet çıkarmışım galiba. Beni eve sağ salim bıraktırdığın için teşekkür ederim. Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim" 

Ensesini kaşıdıktan sonra "Sorun yok" dedi. Ben hala önünde dikilirken konu sonunda o yere gelmişti. Bu arada hatırlatmak isterim ben hala gözümü aşağıya inmekten alamıyorum. Şu ana kadar bir çok erkekle birlikte olmuşumdur. Allah var bunun gibisini görmedim valla. Eşofmanın içinden bile belli olan bir alet mi olur anacım? E bildiğin wattpad semesi bu. 

"Şafak çikolata nerede!" diye gaipten bir ses yükseldi. 

Yok be bizim Tan böğürdü. 

Gözlerimi kapatıp sakin kalmaya çalıştım. "Sevgilin mi?" diye soru geldiğinde gözlerimi açıp Tuğkan'a baktım. Biraz çekingen duruyordu. İlk defa bu halini görüyordum. Eminim o da ilk defa bir eşcinsel görüyordur. "Yok, eski sevgilim" dediğimde kafasını 'anladım' der gibi salladı. Ben herhangi bir tepki beklerken o gözlerimin içine 'çekilsene göt' der gibi bakıyordu. 

"Bir şey demeyecek misin?" diye dayanamayıp sorduğumda, bir süre ben harici etrafı izledi. Sonra derin bir nefes alıp "Bunun hakkında bir şey demem gerektiğini düşünmüyorum" dediğinde iç sesim 'lan caz yapma sikerim belanı ha' diyordu. 

"Yani homofobik değilsin?" diye tekrar sorduğumda "Kimin ne yaptığı beni ilgilendirmez" dedi. Böyle bir tepki ucundan da olsa beklediğim için sevindim. Tamam, hala Allah'ın azıcık sevdiği kullarından biriyim. 

"Fakat Remzi ve diğer mahalle sakinleri buna ne der bilemem" diye devam ettirdiğinde bunu zaten bekliyordum. Sonuçta bir anda herkesin sessiz kalacağını düşünmüyordum. Aklıma gelen ile "Yunus?" diye sorduğumda "O da benim gibi kimin ne yaptığıyla ilgilenmez." dedi. Kendinden emin duruşu ve konuşması ile ona inandım. Aslında aralarında en komiği ve şaklabanı olan Remzi abiydi. Ondan da aşırı bir tepki beklemiyordum. Yine de söyleme taraftarı değildim. Şahsen ölmek istemiyorum.

"Pekala o zaman ben gidiyorum" dediğimde 'şükür amk' dememek için kendini tuttuğu belliydi. Yavaş adımlarla ve arada arkamı dönüp Tuğna'a bakarak merdivenlerden çıktım. O bir daha bana bakamdan evine girdi.

Homofobik değilmiş. Yakışıklı da. Düşününce ben harici herkese karşı saygılıda. E kalbim de yerinde duramıyor. Anskim!

-

Yavaştan başlayalım o zaman?








KOMŞU »BxB«Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin