3.4

2.9K 164 24
                                    

<3

Her zamanki en güzel kıyafetlerimi giyinip bir kız arkadaşıma yolluyordum. Kendisi moda tasarım okuduğu için ona güveniyordum. Son giydiklerimi de aynadan çekilip attıktan sonra cevap vermesini bekledim. Bu gece belki de arkadaşlarımın dediği gibi olup beni kıracak bir gece olacaktı ama yine de içimdeki dürtüleri susturamıyordum. Masum ve aşık kalbim sürekli iyi senaryolar kurup beni ümitlendiriyordu. Tabii içimde hala sonunun kötü bitme ihtimalini bilen düşünceler de vardı.

Cevap geldiğinde üstümdekileri çıkarıp seçilen kombini giyindim. Sıradan bir gömlek pantolon kombini olsa da üstlerindeki zarif desenler kombini tamamen farklı kılıyordu. Giyinme işi bitince saçlarımı düzelttim. En son beğendiğim parfümlerden birini boynuma iki kere sıktıktan sonra hazırdım. 

Bütün gün bu gece için o kadar heyecanlıydım ki heyecandan 2 bardak kırmış, 3 kere takılıp yere düşmüştüm. Sahi ben ne ara bu kadar aşık oldum? Daha önce bir sürü hem uzun süreli hem de tek gecelik ilişkilerim olmuştu. Hiçbirinde bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyordum. Hatta eşcinselliğimi ilk fark ettiğim yıllarda bunun için kendimden iğreniyordum. Ama şimdi bunun ne kadar güzel bir şey olduğunu fark ediyorum. Aşk cidden güzel bir şeydi. Ve kesinlikle herkesin bu sevgiyi sonuna kadar tatması gerekiyordu.

Son hazırlıklardan sonra evden çıkıp yavaş adımlarla taştan merdivenleri inmeye başladım. Tuğkan'ın kapısının önüne geldiğimde kalbim sanki daha hızlı atmaya başlamıştı. Az önceki bütün güzel senaryolar bir anda silinmişti. Bütün zihnimi ya reddedilirsem korkusu kaplamıştı. Bunun büyük bir olasılık olabileceğini bekliyordum. Tamam o gün beni ilk öpen kişi o olabilirdi fakat bu her şeyi hemen kabul ettiği anlamına gelmiyordu değil mi? Belki de böyle bir şeyi yaptığı için kendinden iğreniyordu. 

İhtimallerin hepsi karnımı ağrıtmaya başlamışken Necati'nin ötme sesi ile kendime geldim. Tabii ki Necati'nin Tuğkan  ile yaşadığını biliyordum fakat en azından benim için bugünlük onu dışarı koyamaz mıydı cidden? Ne yani biz sevişirken bizi mi izleyecekti? 

Yavaş yavaş eski benliğime dönerken enin de sonunda bunun gerçekleşeceği gerçeği ile zile bastım. Bütün evi dolduran zil sesini duyuyordum. Onun ardından gelen adım sesleri. Yaklaştıkça gerilen ve terleyen bedenim. Üniversite sınavlarında bile bu kadar gerildiğimi hatırlamıyordum. 

Kapı açıldığında ve Tuğkan göründüğünde yüzüme normal görünen bir gülümseme takındım. Fakat onun giydiklerini gördüğümde her zamanki gibi ne kadar abarttığımı anladım. O günlük kıyafetleri ile dururken ben sanki önemli bir yerde çok önemli bir konuşma yapacakmış gibi giyinmiştim. Ben onu süzerken o da beni süzüyordu. Sonradan gülümsemesini zor tuttuğu belli olurken "Neden bu kadar süslendin?" dedi. Kaşlarımı çatıp "Çünkü bu önemli bir gece! Belki bu gecenin sonu yatakta da bitebilir her şeyi değerlendirmek lazım" dedim.

Derin bir nefes alıp verdikten sonra geçmem için yer verdi. Moda ikonu kıyafetlerime rağmen ayaklarıma giydiğim mor terliği çıkarıp içeri girdim. Normalde mutfakta olan küçük masa salona taşınmıştı. Üstünde gündelik yemeklerin olduğu masaya bakarken ilk önce cidden bunu abarttığım için kendime kızdım. Sonrada yemek yapmayı bilmediği için ona kızdım.

Acıktığım için hemen masaya kurulduğumda elindeki su bardakları ile içeri geldi. Bardaklara suları doldurduktan sonra masanın diğer tarafına geçti. Konuşmamasından önceliğimizin yemekler olduğunu anladım ve hızlı hızlı yemeğimi bitirmeye çalıştım. Bir ara bu aceleci tavrıma dudakları kıvrılır gibi oldu ama hemen kendini düzeltti.

İkimizin de yemekleri bitince onun konuya girmesini bekledim. Sonuçta ben gayet açıktım. Direkt yatağa gitmek istese asla itiraz etmezdim. Peçeteyle ağzını sildikten sonra geriye yaslandı. Bakışları uzun bir aradan sonra beni bulduğunda yüzümü inceledi. O an kasılan vücuduma rağmen rahat gibi durmaya çalıştım.

Sonunda dudaklarını aralayıp konuştu "Öncelikle bilirsin ki ben daha önce hiçbir erkeğe veya kadına karşı bunu hissetmedim. Yani tam olarak nasıl bir şey bilmiyorum. Hadi bir kadına karşı bir his olsa muhtemelen bu kadar uzatmazdım. Ama bir erkeğe karşı hissetmek benim için çok şaşırtıcıydı. Yanlış anlama eşcinselliğe karşı asla bir kötü duygu beslemiyorum. Ama tam olarak eşcinsel olduğumu da düşünmüyorum. Çünkü bu kalbimdeki hislerin hepsi sadece sen yanımdayken gerçekleşiyor" dediğinde pür dikkatle asla bozmadan onu dinliyordum.

Öne eğilip biraz daha ciddi bir ifadeyle suratıma baktı. Ciddi duruyordu ama gözlerinde gördüğüm o sevgi o kadar güçlüydü ki kalbimi yerinden sökmeye yeterdi. Resmen bir insanın gözünden bana karşı olan büyük sevgiyi görmüştüm. Hissetmiştim. Bu bile az önceki bütün stresin gitmesine yardımcı olmuştu.

Kısa bir sessizliğin ardından tekrar konuştu "Şafak ben, sen yanımdayken fazla mutluyum. Tamam bazen sinirlerimi bozsan bile yanımda olduğunun bilinci bile beni mutlu ediyor. Ne ara bu karmaşık duyguları yaşamaya başladım asla hatırlamıyorum. Ama bir arkadaşımda zaten aşkın böyle bir şey olduğunu söyledi. Bütün dünyan bir anda değişir ve sen asla fark etmezsin. Beni değiştirdin ve ben asla fark etmedim. Sen yanımdayken daha tedbirli olmaya başladım. Yüzüne bakmamaya çalışmak benim için çok zor olmaya başladı. Gün boyunca sürekli, her yerde yüzüne bakıp bütün mimiklerini ayrı ayrı incelemek istiyorum. Daha önce hiçbir erkeğin yüzünü bu derecede beğenip, dokunma dürtümü engelleyemediğim olmadı. Her an yanımda ol istiyorum. Her istediğimde o güzel yüzüne, bedenine dokunayım istiyorum. Her istediğimde bütün bedenini sevgimle dolayayım istiyorum. Dudaklarının tadına ilk baktığımda bunun dünyadaki bütün her şeyden daha güzel olduğunu fark ettim."

Sözlerinden dolayı gözlerim dolarken masadaki elime uzandı ve sıkı sıkı tuttu. "Ve Şafak. Ben bu tadı her istediğimde tatmak istiyorum. Her dakika varlığınla beni mutlu et istiyorum. Bundan öncesi, buraya ne ara geldiğimiz ve bundan sonra bizi ne beklediği umurumda bile değil. Yanımda ol istiyorum Şafak. Kalbimin en orta noktasında bulun ve asla oradan çıkma istiyorum. Seni seviyorum Şafak" 

Yanaklarım çoktan ıslanmaya başlamışken hemen ayağa kalkıp Tuğkan'ın yanına gittim. Hiç düşünmeden kucağına oturup kollarımı boynuna sardım. Kalbim öyle delice atıyordu ki sırf bunun için bile Tuğkan'a teşekkür edebilirdim. Onunda iri kolları ince belime dolandığında işte şimdi bütün olduğumu hissettim. Ait olduğum yerde, ait olduğum kişi ile birlikte. Hem ağlayıp hem de boynuna sayısız öpücüklerimi kondururken kulağına yaklaşıp fısıltı ile "Ben de seni seviyorum Tuğkan. Çok seviyorum. Ve beni sevdiğin için teşekkür ederim." dedim.

-

YİAAAAAAAAĞAĞĞAĞAAĞ

Yazım hataları olabilir hiç bakmadan attım c:











KOMŞU »BxB«Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin