5.0

2.1K 130 45
                                    

<3

Ateş kaçıncı olduğunu saymadığı aramasının da reddedildiğini görünce sıkıntı ile ofladı. Ne zaman arasa Savaş onu hiç bekletmeden telefonu açardı. Her ne durumda olursa olsun. Şimdi ise hiçbir şekilde ulaşamamak onu çok endişelendirmeye başlamıştı. 

Tamam Savaş kendisini kesinlikle koruyabilecek birisiydi fakat endişelenmemek elde değildi işte. Kendisini şarjı bitmiştir diyerek rahatlatmaya çalıştı. Belki de duşta falandır. Zaten bir işe yaramayan telefonu cebine koyup yaklaştığı eve doğru yürümeye başladı. Savaş ona bugün maç izleme sözü vermişti ve ikisi de bu gecelerin asla geçiştirilmemesi gerektiğini çok iyi biliyordu. 

Ucundan görünmeye başlayan eve yaklaştığında bakışları direkt Savaş'ın penceresine gitti. Savaş asla perdeleri açmayan biriydi. Evde vampir gibi yaşamaya bayılırdı. Bunu bildiği için garipsemeden demir kapıya ulaştı. Kilitli olup olmadığına baktığında açık olması ile direkt içeri girdi. 

Cebinden eskiden Savaş'ın ona verdiği ikinci ev anahtarını çıkarırken merdivenlerden çıkıyordu. Savaş üniversite için aile evinden ayrılıp başka bir eve taşınmıştı ve o zamandan beri Ateş onu her gün ziyarete gidiyordu. Sürekli girip çıkma olmasın diye Savaş ona evin ikinci anahtarını yaptırıp vermişti. 

Kapının önüne geldiğinde anahtarı deliğe soktu. Ayakkabılarını da aynı anda çıkarırken kapı çoktan açılmıştı. Belki uyuyordur diyerek sessizce kapıyı ardından kapattı. Ayakkabılığın yanındaki ayakkabılardan evde olduğunu anlamıştı. Salona geçip bir süre eve baktıktan sonra arkadaşını uyandırmak için odaya yöneldi.

Savaş fazla uyuyan biriydi bunu çok iyi biliyordu. Aslında fark edilince Savaş hakkında çok fazla şey biliyordu. Ateş eve girdiğinde Savaş uyuyorsa eğer onu zorla kaldırıp onunla oyun oynamaya zorlardı. Bu hep böyle olmuştu.

Fakat kapıyı açtığında gördüğü manzara asla tahmin etmediği bir şeydi. 

Savaş ve Yunus çıplak bir şekilde birbirlerine sarılmış uyuyorlardı. Bir süre donup kaldı ve ne diyeceğini bilemedi. Sonradan yerine gelen aklı ile "N'oluyor lan!?" diye bağırdı. O kadar şiddetli bağırmıştı ki Savaş ve Yunus bir anda sıçrayarak uyandılar. 

Savaş direkt korumaya geçip etrafına bakındığında kapının eşiğindeki Ateş'i gördü. Algıları açıldığında o da Ateş gibi dona kaldı. Yunus da doğrulduğunda Savaş dan daha önce olayı anlamıştı. Ateş ikisine de dehşet içinde bakarken Yunus göz devirdi. Bu çocuktan cidden asla haz etmiyordu. Bunun kesinlikle Savaş'ın eskiden delice hoşlandığı çocuk olmasıyla alakası yoktu.

"Ne bağırıyorsun lan?" diye sordu Yunus şoka girmiş sevgilisi yerine. Aslında Savaş'ın bu durumda nasıl bir tepki vereceğini çok merak ediyordu ama bir yandan da öğrenmek istemiyor gibiydi. 

"Asıl siz n'apıyorsunuz lan burada!" diye çıkıştı Ateş. Şuan neden bu kadar tepki gösterdiğini kendisi de bilmiyordu fakat içinden bir şey böyle yapması gerektiğini söylüyordu. "İkinizin aynı yatakta çıplak bir şekilde ne işi var lan!" 

Yunus Ateş'in abarttığını fark ederek "O benim sevgilim!" diye bağırdı. Ateş ikinci şokunu yaşarken Savaş sonunda şoktan çıkmıştı. Yeni uyanmanın yorgunluğu ile yüzünü sıvazladı ve Ateşe bakmadan "İçeri geç Ateş" dedi. Ateş onun bu sakin haline daha çok şaşırırken "Ne demek içeri geç ya bu ne oğlum!" dedi. 

Savaş öncekinden daha yüksek ve kesin bir ses ile "İçeri geç dedim Ateş!" Ateş bu sefer Savaş'ı dinleyerek kapıyı arkasından sert bir şekilde çarparak içeri geçti. Yunus yatakta Savaş'a kadar kayıp "İstersen ben konuşup gitmesini isteyebilirim" dedi. Savaş ne yapacağını bilmez bir şekilde sadece duruyor ve derin nefesler alıyordu.

Ateş onun eşcinsel olduğunu tabii ki de biliyordu ve neden bu kadar aşırı tepki gösterdiğini bilmiyordu bile. "Hayır, gerek yok. Onunla ben konuşurum" Yunus Savaş'ın her bu çökmüş halini gördüğünde Ateş'e daha fazla kin güdüyordu. Sevdiği insanı bu derecede etkilemesi biraz kalbini kırsa da çokça öfkelendiriyordu.

Ellerini yüzünden çekip Yunus'a baktı. Onunla dün mükemmel bir gece geçirmişken sabahında bunu yaşamak onu çok utandırıyordu. Emindi ki Yunus şuan aşırı rahatsız oluyordu bu durumdan. "İstersen sen işe git ben de şunu yolladıktan sonra gelirim" dediğinde Yunus kaşlarını çattı "Saçmalama seni yalnız bırakmam" Savaş onun bu haline gülüp dudaklarına günün ilk öpücüğünü kondurdu "Eğer sen burada olursan onun en küçük hakaretinde kendimi tutamayabilirim. Yemin ederim onu yolladıktan sonra yanına geri döneceğim" 

Yunus biraz daha itiraz etmek istese de Savaş'ın ne kadar inatçı olduğunu biliyordu. Fazla zorluk çıkarmadan kafasıyla onaylayıp yataktan kalktı. Artık ilk gecelerini böyle bozduğu için Ateş den daha fazla nefret ediyordu. Üzerini giyindikten sonra pantolonunu giyen sevgilisine yaklaşıp dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu. 

Odadan çıkıp koridora geldiğinde görünen salondan Ateş'e baktı çatık kaşları ile. Ateş öfkeli bir şekilde oturduğu koltuktan Yunus'a bakmış sonrada neden yaptığını bilmediği bir şekilde yüzünü ekşitmişti. Yunus Ateş'in bu çocuksu hallerine aldanmayıp göz devirerek evden çıktı. 

Savaş pantolonunu giydikten sonra üşengeçlikten dolayı üstünü giyemeden salona geçti. Bir an önce bu işi halledip Yunus'un yanına dönüp mahvolan günlerini düzeltmek istiyordu. İçeri geçtiğinde gördüğü öfkeli Ateş'e hala anlam veremiyordu. Sakince salona geçip karşısındaki tekli koltuğa oturdu. Koltukta yayılarak oturduktan sonra büyük bir sessizlik oldu. Savaş bitse de gitsek modundayken Ateş ismi gibi birazdan ateş alacaktı.

"Yunus ile sevgili misiniz yoksa sadece yatak arkadaşı mı?" diye sorduğunda Savaş sinirle güldü. Ateş hep böyle olmuştu işte. Savaş ne zaman ciddi bir ilişki düşündüğünü söylese ona inanmazdı. Sürekli onu tek gecelik biri olarak görürdü. Ateş'in gözlerinin içine bakarak konuştu "Sevgiliyiz ve gayet de ciddi düşünüyoruz kardeşim" kardeşim lafına baskı yaparak.

Ateş alayla güldü "Güldürme beni o yaşlı ile ciddi bir ilişki yürütemezsin bile. Eminim o da tek gecelik kullanımlarındandır" Savaş sinirlenmeye başladığını hissediyordu. Ateş'le çoğu zaman bunları konuşuyorlardı fakat Ateş'in bu kadar ileri gittiğini ilk defa görüyordu. "Cidden o yaşlı morukla ciddi bir ilişkiye girmeyi düşünüyor musun?" diye sordu Ateş Savaş'ın sessizliğinden korkarak.

Savaş sırıtarak "Bu seni hiç alakadar etmez" dedi. Ateş ayağa kalkarak "Nasıl alakadar etmez amınakoyayım sen ne yaptığının farkında mısın?" dedi. Savaş Ateş'in olayı bu kadar saçma bir şekilde abartmasını anlamıyordu. Savaş bir çok kez birileriyle ciddi ilişkiye girmeyi düşünmüş ve bunu Ateş'e söylemişti. Ateş her defasında onunla yapmazsın diye dalga geçse de olayı bu kadar büyütmüyordu. Şimdi ise yaptıkları ona çok anlamsız geliyordu.

"Ateş sence de fazla abartmıyor musun?" diye sordu Savaş. Ateş bir süre durup ona baktı. Biliyordu. Şuan aşırı derecede saçmaladığının farkındaydı fakat içindeki anlamsız öfke dinmek bilmiyordu. İçinden bir ses sürekli ona 'salak mısın lan sana ne adamın ilişkisinden' dese de diğer tarafın söyledikleri kalbini parçalıyordu.

Ateş ve Savaş çok eskiden beri yakın arkadaşlardı. Birbirlerine öyle bağlanmışlardı ki önlerine çıkan herkes onların bu arkadaşlığını çok kıskanırdı. Ateş ne zaman zarar görse veya bir belaya bulaşsa direkt Savaş'ın yanında soluğu alırdı. Her zaman ona sığınır arkasını sırtlayabileceği bir dağın olduğu bilincinde yaşardı. 

Savaşta asla ona bir kere bile of dememişti. Ne zaman çağırsa gelir onu herkesten korurdu. Son zamanlarda ise Savaş'ın ondan uzaklaştığını hissediyordu. Savaş'ın varlığına ve desteğine o kadar alışmıştı ki Savaş bir anda ondan çekilince yalpalayıp yere düşmüştü. Ve bunun sebebinin yeni bir ilişkiye girmesi olması Ateş'i istemsiz sinirlendirmişti. 

Artık ondan başka birine destek çıkacak olmasını onu sinirlendirmişti.

Bir anda aklına gelmesi ile patladı ve gergin sessizliğin ortasına bir bomba bıraktı. "Bana aşık olduğunu biliyorum" 

-

Bazen yazdığım kaoslara ben bile şaşırıyorum amk




KOMŞU »BxB«Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin