5.3

1.9K 115 4
                                    

<3

Evden fırladığım gibi arabaya koştum. Her şey mükemmel giderken illa bozulması mı gerekiyordu? Neden daha önce veya daha sonra gerçekleşmesi yerine şimdi olmuştu ki? 

Sinirden titreyen ellerim ile arabayı çalıştırdım. Tek elimle direksiyonu tutarken çevirerek sokaktan ayrıldım. Yol boyunca sessiz arabada nefes seslerim duyuluyordu. Fakat beynim o kadar doluydu ki düzgünce hiçbir şeye odaklanamıyordum. Öyle ki bir kaç kez kıl payı kazalar atlattım. 

Sonunda karakolun önünde durduğumda bir süre arabada nefeslendim. Sinirlerime hakim olmam gerekiyordu çünkü her an elimden bir kaza çıkabilirdi. Evde beni bekleyen bir bebeğim varken bunu istemezdim.

Sakinleştiğimi hissettiğimde arabanın kapısını açıp dışarı çıktım. Gözlerim uzun süredir gelmediğim karakoldayken derin bir nefes alıp yürümeye başladım. Koridorlardan geçerken bu anın eninde sonunda yaşanacağını biliyordum. Fakat sürekli biraz daha ertelemeye çalışıyordum. 

Bir koridoru döndüğümde ilk defa telaşlı ve gergin gördüğüm Yunus ile adımlarım sekteye uğradı ama hiç bozmadan devam ettim. Yunus koridorda volta atarken beni gördüğüne direkt üzerime yürümeye başladı. 

Ellerini omzuma koyup beni durdurdu. Benim gözüm sadece arkadaki kapıyı görürken "Öncelikle sakin ol kardeşim. En ufak hatanla her şey daha kötü olur biliyorsun" dedi. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Tamam bu zaten planlanmış bir şeydi. Her şey normal olacaktı. 

"Tamam, sakinim" dediğimde Yunus'un omzumu sıkan elleri gevşedi. "Ben de seninle geleceğim. Şu odada tutuyorlar" Gösterdiği kapının önüne gelip kapıyı açtım. Odanın ortasındaki masanın önünde oturan kişinin sırtını görmem bile sinirlerimi hoplatmaya yeterken sakin olmaya çalıştım.

Yavaşça arkamda en güvendiğim dostlarımdan birinin olduğu bilinciyle masanın diğer tarafındaki sandalyeye yürüdüm. Sandalyeye oturduktan sonra yıllardır görmediğim ve görmek istemeyeceğim yüze baktım. Ondan o kadar nefret ediyordum ki şuan kalkıp onu öldürmemek için kendimi çok zor tutuyordum. 

Onun yüzünde pis bir sırıtış olduğunda masanın altından ellerimi yumruk yaptım "Beni gördüğün için mutlu musun?" diye sordu yıllardır duymadığım iğrenç sesiyle. "O cezaevinde şişlenerek ölseydin daha mutlu olurdum." 

Suratını alınmış gibi yaparak "Kalbimi kırıyorsun ama" dedi. Dişlerim sinirle sıkarken "Nasıl çıktın o yerden piç!" diye bağırdım. Kaşlarını çatıp "Sen iyice saygısız olmuşsun ama" dedi.

"İnsan babasına piç der mi orospu çocuğu!"

Sinirle ayağa kalktığımda Yunus ellerini omzuma koyarak "Sakin ol kardeşim sikik sikik konuşuyor işte" dedi ve beni geri oturttu. Karşımdaki pislik geriye yaslanarak "Eee ben çok acıktım ne zaman yemek yiyoruz?" dediğinde sakin olmaya çalıştım.

"Bok ye şerefsiz!" diye patladı Yunus kendini tutamayarak. Bu adamın yaptığı şeylerden sonra hala böyle rahat davranması onunda sinirlerini bozuyordu. Fakat hemen kendisini sakinleştirerek "Bizimle hiçbir yere gelmiyorsun. Polisten uzaklaştırma aldın. Ne bok yersen ye bize yaklaşamazsın" dedi.

Karşımızdaki pislik sonunda gerçek bir tepki göstererek doğruldu ve kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı "Babanı dışarlarda mı süründüreceksin?! Kaç yıl sana baktım lan ben!" diye bağırdığında yüksek iğrenç ses ile yüzümü buruşturdum. "Aynen her gün içki içerek ve şiddet uygulayarak cidden çok mükemmel bir baba oldun teşekkür ederiz artık emekliye ayrılabilirsin" Yunus benim sinirden konuşamayacağımı çünkü ağzımı açsam buradan bir ceset çıkacağını bildiği için benim yerime konuşuyordu.

Adam ağzını açacakken içeriye giren polis ile hepimizin gözleri oraya döndü. "Konuşmanız bittiyse sizler çıkabilirsiniz" Yunusla ikimiz ayaklandığımızda ve kapıya yaklaştığımızda pislik arkamdan gelip kolumu tuttu. Direkt kolumu çekerek parmağımı ona doğru tuttum "Bir kez, bak bir kez daha bana ve sevdiklerime yaklaşırsan yeminim olsun seni bu sefer kendi ellerimle öldürürüm. Annemin üzerine yemin olsun ki öldürürüm" 

Son sözlerimden sonra yere sert basarak ilerlediğimde ne kadar hızlı gittiğimi ve Yunus'un arkamdan bana yetişmeye çalıştığını fark etmemiştim. "Tuğkan kardeşim bir bekle daha bitmedi" dediğinde koridorlardan birinde durup arkamı döndüm. Yunus büyük ve hızlı adımlarla yanıma gelip soluklandı. 

"Daha ne var Yunus?" diye sordum sabırsızca. Yunus soluklandıktan sonra "Biliyorsun bu adam gırtlağına kadar borca batmış birisi. Cezaevinden çıktığını öğrenmiş bunun peşindekiler. Bu piç ise parayı senin vereceğini falan söylemiş hatta bir kağıt falan imzalamış bunun için." her cümlesiyle sinirlerim katlanırken ellerimi yumruk yaptım. "Yani kısaca bütün borçları senin üstüne yıkmış" 

"Orospu çocuğu!" diye bağırdım sinirle. Tekrardan geldiğimiz yöne doğru yürümeye çalıştım fakat Yunus beni engelledi. "Tuğkan lütfen sakin ol. Bir şekilde halledilir merak etme. Bende yardım ederim." 

Sinirle yüzümü kaşıdım. Koridorda volta atarken dayanamayıp sinirle yere oturdum. Kafam ellerimin arasındayken neler yapabileceğimi düşünüyordum. Cezaevinden çıkması yetmiyormuş gibi hala belasını çekiyor olmak beni yoruyordu. Tekrardan yüzünü görmek bile kusmam için yeterliydi. 

"Ne yapacağım Yunus? Ben ne yapacağım Yunus!" diye sinirle tısladım dişlerimin arasından. Daha yeni yeni aklıma annemle olan anılarımız gelmişti. Nasıl yapabilmişti ona bunu? Kendi halinde yaşayan, bütün zorluğa rağmen bir kere bile of demeyen anneme nasıl yapmıştı? Nasıl olamazdım o anda yanında. Nasıl bırakabilmiştim bu piçle onu aynı evde?

Yunusun kollarını bedenimde hissettiğimde gözümden bir damla yaş düşmüştü. Yunus sırtımı sıvazlayarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "Bu da geçecek kardeşim. Bunu da hep birlikte atlatacağız. Hem bak bu sefer yanında en zor zamanlarda neşe kaynağında var. Önceden nasıl yaptıysak bunu da atlatacağız söz veriyorum"

-

Bugünün tek bölümü bu olacak çünkü cumartesi günü aşıdan sonra kolumun ağzına sıçtığım için kolum acayip derecede ağrıyor. Bu ağrıyla yazabildiğim kadarını yazdım. 

Birde son zamanlarda günlerimin nasıl geçtiğini anlayamıyorum çok karışık ve hızlı geçiyorlar hiçbirine yetişemiyorum. Sınavlarda yaklaştıkça her şey daha zorlaşıyor. Bu yüzden bölüm atamadığım günler için sizden özür diliyorum. 

Pazartesi günü okuldan sonra kendimi yorgun hissetmezsem akşama bölüm atarım <3



KOMŞU »BxB«Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin