Gecenin geri kalanı geçmek bilmedi. Kırmızı toz sayesinde artık uykum olmadığı için odanın içinde dolanıp durdum. Kafam her zamankinden daha doluydu. Bıçağı pencerenin önünde bulmuş olmam, yakınımda olduğu anlamına geliyordu. Nasıl hastalıklı bir oyun oynamaya çalıştığını bilmiyordum, veya da bunu neden yaptığını. Ama annemi öldüren kişi, Bay Grount'un katiliyle aynı kişi olabilirdi. Bu durumda sıradaki hedefi ben olabilirdim. Ne yapmam gerekiyordu? Amcama söylemeli miydim?
Odanın içinde dönüp dolanırken hareketliliğimin Lovena'yı uyandırdığını fark etmemiştim.
"Sylvia," diye mırıldandı güçlükle araladığı gözleriyle bana bakarak. "Neler oluyor?"
"Lovena..." dedim ve yatağının kenarına atladım. "Pencerenin önünde kütüphanedeki bıçağı gördüm. Kanla kaplı."
Lovena doğruldu. Karanlıkta elleriyle yeri yoklayarak terliklerini aradı. Terliklerini giydikten sonra pencereye doğru ilerleyip dışarı doğru bakındı.
"Uykusuzluktan hayal görmediğine emin misin?" dedi ağzının kenarını silerken.
Hızlı adımlarla yanına giderek bıçağın durmakta olduğu yere baktım. Artık orada değildi. Gerçekten deliriyor olmalıydım.
"Bak, bu çok normal," dedi Lovena. "Korkuyorsun ve beynin seninle oyun oynuyor."
"Gerçekti!" dedim. "Lovena eminim!"
"Burada olduğunu nereden bilebilir ki," dedi pencereden dışarı bakarken.
"Bilmiyorum," dedim başımı sıvazlarken. "Tüm bunlar çok fazla."
Lovena bana döndü. Başını yana yatırarak dudaklarını sıktı ve elini omzuma koydu. Sonra kolunu bana dolayarak sıkıca sarıldı.
"Düzelecek, merak etme," dedi sırtımı sıvazlayarak. "Üstüne bir şeyler geçir ve beni bekle."
"Ne?" dedim.
"Artık uyandım," dedi pembe pijama takımının kollarını havaya doğru kaldırarak. "Geri uyumama imkan yok."
"Lovena, saat daha 5.30," dedim gözümün kenarıyla duvardaki saate bakarak. "Biraz daha uyumak isteyebilirsin."
"Çok geç!" dedi ve yanımdan geçerek tuvalete girdi.
Dediğini yaptım ve kuruması için sandalyeye asmış olduğum dünkü kıyafetlerimi giydim. Saçlarımı basit bir topuz yaptım. Lovena tuvaletten çıktığında, saçlarını özenle örmüş ve bir de makyaj yapmıştı. Giyinmesi uzun sürmedi. Kıyafetine uygun bir çanta seçti ve odadan dışarı fırladı. Onu takip ettim.
"Şimdi..." dedi. "Bulvara en kolay nasıl gidebiliriz, düşünmeye başla."
"Makyaj yapmak yerine buna kafa patlatabilirdin," dedim.
"Hey!" dedi. "Bu bir taktik. Güzel görünmek insana hayatta bazı kapıları açabilir."
"Bahçedeki portalları açmadığı sürece hiçbir faydası yok," diye homurdandım.
Alt kata indikten sonra, şöminenin yanından geçerek sağ kanata çıktık. Sonra sağ kanatın kapısından bahçeye yöneldik. Hava serindi. Günün ilk ışıkları Grimlocks'u çevrelemeye başlamıştı. Yetkililerin yerleştirdiği sarı renkli şeritler, geçitleri de kapsıyordu.
"Belki hala buraya çıkmamız yasaktır," dedim tedirginlikle.
"Yakalanmazsak sorun olmaz," dedi Lovena.
Etrafı kolaçan ederek geçitlere yaklaştık. Tepesinde göz alıcı renkte bir pembe kuvars taşı konulu olana yaklaştık. Değneğimi çıkararak geçiti baştan sona süzdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"GÖLGE" - Magic Serisi I ∞
Fantasia# WattpadFantasyTR Okuma Listesinde /'Sylvia, kasabaya ilk inişinde tanıştığı kişinin bir kara büyücü olacağını bilemezdi. Oysa büyücü onu bekliyordu. Yıllardan beri.' Kasabada yaşanan felaketin ardından Sylvia kendini Grimlocks büyücülük okulunda b...