Murat aracından inip koşarak kapıdan içeri girdi. Salonda Şebnem'i gördüğünde sordu.
"Burak nerede?"
"Yukarda. Odasında."
Hızlıca merdivenleri çıkıp odaya koştu. Kapıyı açtığında camın önündeki koltukta oturan Burak'ı ardından odada elinde telefonla volta atan Halide'yi gördü.
"Burak..."
Çok korktuğu sesinden belliydi. Hemen Burak'a sarıldı. O kadar ruhsuz duruyordu ki tepki vermedi. Sonra Halide'nin omzuna dokundu ve sordu.
"Nasıl oldu bu?"
"Bilmiyoruz." dedi Halide Burak'ın konuşamayacağını anlayınca.
"Fikret... O nasılmış?"
"Durumu kritik demişler ilk geldiğinde. Şuan hala ameliyatta. Haber bekliyoruz."
Burak camdan dışarıyı izliyordu sessizce.
"Burak," dedi Murat onun önünde diz çökerek.
"O iyi olacak. Merak etme. Sadık çocuktur, seni yalnız bırakmaz."
Hissiz bir şekilde Murat'a baktı. O sırada odaya Rıfkı girdi.
"Burak bey, adamları bulduk."
Hissiz gözleri aniden öfkeyle kaplandı. Gözlerinden ateş saçıyordu adeta. Hemen ayaklandı ve koltuğun üstündeki ceketini aldı. Murat önüne geçti.
"Gidemezsin..."
"Bırak..."
"Burak gidemezsin dedim..."
Karşıda olan gözleri Murat'a döndü.
"Çekil..."
"Halide sen bir şey söyle!"
Halide Murat'ın kolundan tuttu.
"Murat abi... Bırak gitsin..."
"Ne?!"
Burak Rıfkı'yı da alıp odadan çıktı.
"Halide ne yapıyorsun? Bu çocuk öfkesini kontrol edemiyor bilmiyor musun?"
"Biliyorum..."
"O zaman neden..."
"Murat abi, Fikret söz konusuysa onu ne sen, ne ben, ne Fuat amca durduramaz... Biz bırakmasak da bir yolunu bulur ve çıkar giderdi."
Sinirle ofladı Murat.
▫️▫️▫️
"Demek adamı Fikret vuruldu. Durumu neymiş?"
"Ağır diyorlar efendim."
"Yani hanemize 1 yazıldı..." dedi iğrenç bir kahkahayla.
▫️▫️▫️
Geçtikleri gizli geçitten sonra geniş bir alana adımını attı. Karşısında sırayla oturtulmuş 4 kişi vardı. Yerde olan başını kaldırdı. Hepsinin tek tek yüzlerine baktı.
"Siz çıkın." dedi Rıfkı'ya sakince.
"Burak bey..."
"Rıfkı... Çıkın..." dedi burnundan soluyarak.
Tek kafa hareketiyle alandaki tüm adamları topladı ve dışarı çıktı Rıfkı.
"Hanginiz yanımdaki masum kızı hedef aldı?"