Bölüm şarkısı : Sezen Aksu - Hasret
***
Sargı bezini kaldırıp yarasına göz gezdiren Halide'yi izliyordu usulca. Yaranın o halini gördüğü anda yüzünü buruşturup gözlerini kapattı. Acısını tahmin ettikçe içinden bir parça kopuyordu sanki."Kötü görünüyor. Ağrın var mı?" dedi fısıltı gibi çıkan sesiyle Halide. Kendi yarasını unutmuştu anında.
"Artık yok. İlacımı aldım." dedi Burak gözlerine bakarken.
Gözleri ışıldayan Halide kendini toparlayıp yanı başında duran pansuman malzemelerine elini uzattı. Pamuğa tentürdiyot döküp yarayı temizlemek için davrandı. İlk dokunuşunda acıyla gözlerini kapattı Burak. Biraz acıya alıştığında konuştu.
"Özür dilerim."
"Ne için?"
"Sürekli seni bu duruma düşürdüğüm için."
"Acıyor mu?"
"Halide, duymazdan gelme... İçinde bir yerde bana hâlâ kızgın olduğunu biliyorum."
"Kızgınım... Çok hem de... Ama kendime. Bu kadar şeyi neden tek başına yaşadığını soruyorum kendi kendime. Sana arkanda sapasağlam duracağıma dair güven verememişim diye düşünüyorum."
Burak başını yana yatırdı ve gözleri dolarken konuştu.
"Bir tanem..."
Bir eli Halide'nin yanağına uzandı.
"Kendini suçlayacağın hiçbir şey yok. Ben seni uzak tutmak istedim sadece."
Halide gözyaşlarını bir çırpıda silerken devam etti.
"Ya ölseydin?"
"Sen beni böyle severken, vursalar bile ölemem ki... Yine dönüp sana gelirim. Kokuna tutulurum. Eline dokunurum... Ruhum, ben sana ölürüm. Kurşun - bıçak öldüremez beni."
Halide gözlerinin ta içine bakıyordu Burak'ın. Başka bir hayatı görmüşçesine ve dahi o hayat onu sarmalamışçasına. Yavaşça birbirlerinin dudaklarına yaklaştılar ve bir öpücük kondurdular. Ardından alınları değdi birbirine.
"Sana çok aşığım ve bununla ne yapacağımı bilmiyorum..." dedi Halide fısıltıyla.
"Bana bak ve benimle yürü. Tek istediğim bu senden." dedi Burak fısıltıyla.
***
Fikret ve Halide Burak'ın odasının kapı önünde konuşuyorlardı. Halide birkaç saatliğine doktoruna gitmişti kendi yarası için. Nöbetini Fikret'e devretmişti."Ne yaptın Fikret, ilaçlarını verdin mi?"
"Verdim yenge. Yalnız maşallahı var son halinden sonra. Bayağı bir şeyler falan izliyordu uyuyakaldı daha yeni."
"İzlesin ya... Dağıtsın kafasını. Acısını hissetmesin. Gerçi zaten hissetmez o. Güçlüdür..." dedi odanın kapısını açıp uyuyan Burak'ı izlerken Halide.
"Yenge, sen buradaysan ben dışarı çıksam birkaç işimi halletsem? Sonra tekrar uğrarım."
"Hallet tabii ama başını belaya sokma." deyip içeriye girmek için adım attı Halide. Fikret konuşmak için hamle yapınca ona doğru döndü.
"Bak, eğer yorgunum uyuyacağım diyorsan ben kalayım yenge zaten o kadar önemli bir iş de değil. Sen de yorma kendini."
"Yok. Uyuyamam ki. O bu haldeyken nasıl uyuyayım Fikret? Zaten her şey benim yüzümden oldu..." dedi Halide gözleri dolu dolu olmuştu. Fikret kaşlarını çatarak konuştu.