1.0

85 13 63
                                        

Billie Eilish- NDA

..

Ellerim bacaklarıma sarılı, başım hafif yana doğru eğilmiş oturuyordum. İfadesiz bakışlarım duvarıma çizdiğim karadulun üzerindeyken çeneme doğru akan göz yaşını yere düşmeden yakaladım.

Soğuk ev, vücudumu titretirken olduğum yerde oturmaya devam ettim. Epey geç bir saatti. Sabaha az kalmıştı ve ben uyuşan parmak uçlarıma dokundum. Orada kalan birkaç küçük boya kalıntısı gülümsetti beni. Gözlerim karşımda, bitireli saatler geçen ödevime kaydı.

Ben duygularını resme aktarmayı seven bir insandım. O an hissettiğim şeye göre resmin seyri değişirdi ve ortaya çıkan şey ben dahil çevremdekilerin de hoşuna giderdi. Tek bir şeyden nefret ederdim. O da şu an ki halimdi.

Depresifliğimi yansıttığım resimlerimden nefret ederdim. Elimde değildi. Çizdiğim resme bakarken bu yüzdendi elime aldığım makas.

Göz pınarlarımda toplanan yaşları umursamadan derin bir çizik attım tabloya. Boydan boya yırtıldığında tüm depresifliği ortadan ikiye ayırdım. Her bir darbede aklıma onun yüzü geldi. O görmeye katlanamadığım yüzünden nefret ediyordum. Yapmacık gülümsemesi, sırnaşık tavırları, ne zaman Taehyung'u yanımda görse onu benden uzaklaştırışı... Ne cüretle, ne cüretle bunu yapabilirdi? Kendisinin kim olduğunu zannediyordu? O, benimle başa çıkamazdı. Taehyung'u benden uzaklaştıramazdı. Aramıza giremeyecekti. O, Taehyung'u hak etmiyordu.

Elimdeki makas yere düştüğünde hızlı adımlarla odamın içinde ilerledim. Kıyafet dolabımın arkasına sakladığım telefonu aldığımda ne yapmam gerektiğini biliyordum.

Bu telefona ait numarayı gizlediğimde onun numarasını girdim hızlıca. Elim bir hayli özenle çektiğim fotoğrafı bulup gönderdi tanıdık numaraya.

'Sen ve herkesten gizlice yiyiştiğin çocuk ne kadar da tatlı çıkmışsınız değil mi, Yubin?'

Mesajı gönderen kişinin ben olduğumu düşünecekti ama asla emin olamazdı. Bu yüzden deliye dönecekti. Onun o ifadesini görmeyi o kadar isterdim ki, bunun bana verdiği zevk paha biçilemezdi.

İçimdeki öfke sönmemişti fakat yaptığım şey beni rahatlatmıştı. Bunun, yaptığım şeyin, etkisi her ne kadar yangına atılan bir bardak su gibi olsa da yok denemezdi.

Taehyung'un, sırf o kız merak etti diye hızlıca yanımdan ayrılmasını bile bir anlık unutmuştum.

Keyifli bir şekilde gülümseyerek yatağıma yattım. Kalın yorganımı boynuma kadar çekip gözlerimi kapattım. Saat epey geç olmuştu ve yarınki dersimi kaçırmak istemezdim.

Tam uykuya dalacak iken dış kapının açılış sesi kulaklarımı doldurdu. Seokjin gelmiş olmalıydı. Yorgun adımlarının odama gelişini duyduğumda gözüm kapalı bir şekilde durmaya devam ettim. Bedeni yanımda durduğunda kendini arkamdaki boş yere attı. Yorganımın altına girip iyice yerleştiğinde belli belirsiz gülümsedim hafif uyur şekilde. Ellerinden biri saçlarıma çıkıp yavaşça okşamaya başladı. Artık rahatça uyuyabilirdim.

...

"Jeongguk, hazır mısın?"

Telaşlı adımlarıyla odamda gezinirken küçük bir mırıldanma ile onayladım onu.

İkimizde o kadar deliksiz bir uyku çekmiştik ki neredeyse ilk derse geç kalmıştık.

"Ah, telefonum nerede?"

Onun sızlanmaları arasında telefonunu aramaya koyulduğumuza en son yatağımın altında bulmuştuk.

"Çıkalım mı artık?" diye bir öneride bulunduğumda hızla beni onayladı. Beraber evden çıkıp arabaya bindiğimizde soğuktan montuma sıkıca sarılmıştım. Evin otopark alanından çıkıp hızla okula sürmeye başladığında çok geçmeden vardık okula.

Consider It Done | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin