Milano- Au Revoir
..
Büyük akvaryumun içinde küçük, renkli balıklar yüzüyordu. Bir köşeden diğer köşeye yüzüyor, arada cama çarpıp geri kaçışıyorlardı. Bazıları ise su yüzeyine çıkıyor, ağızlarına ulaşacak minik bir parça yem bekliyordu. Kulağımda, minik balıklara oksijen sağlayan makinenin sesi vardı. Her beş dakikada bir duyuyordum bu sesi. Bir de sürekli kulaklarımda duyduğum nabız seslerim vardı.
"Aradım. Yoldaymış, geliyormuş."
Bakışlarımı büyük akvaryumdan çekip arkadaşıma çevirdim. Yorgun göz altları bakış açımdaydı. Uykusuz olduğu her halinden belliydi. Üzerinde aynı kıyafetleri duruyordu. Yüzü çökmüş, hafiften tüylenmişti yanakları.
Halsizlikle başımı salladım. Yattığım hastane yatağında rahatsızca kıpırdandım. Seokjin hemen yanıma gelip arkamdaki yastığı düzelttiğinde sessizce teşekkür ettim.
"Daha iyi görünüyorsun Jeongguk. Doktorunla konuştum, akşam üzeri çıkışını yapabiliriz." Uzun bir süre sonra aldığım en güzel haberdi. Mutluluğum yüzüme yansımış olmalıydı ki onu gülümsettim.
"Sevindin bakıyorum."
Gözlerimi açalı uzun bir zaman olmamıştı. Söylediklerine göre bir haftadır uyuyordum. Uyuduğum süre boyunca ise neler olduğundan bihaberdim. Seokjin tek kelime söylememişti. Bir şeyler saklıyor gibi bir hali de yoktu gerçi. Olsa söylerdi.
"Gitmek istiyorum." Dedim sadece. Sıkılmıştım buradan, sürekli yatmaktan. Evime gitmek istiyordum.
"Tamam. Taehyung gelsin gideceğiz."
Taehyung'um... Ruh eşim.
Onu özlemiştim. Ona sarılmayı, kollarında küçülmeyi ve kokusunu. Onun kokusu her şeyimdi.
Uyandığımda görememiştim onu. O kadar korkmuştum ki onu göremeyince, asıl öleceğimi o zaman hissetmiştim. Göğsümü delip geçen kurşun bile böyle hissettirmemişti.
Odanın kapısı açıldı ve beklediğim beden içeri girdi.
Heyecandan küçük dilimi yutacaktım neredeyse. Çöldeki bir bedeviydim ve suyuma kavuşmuştum sanki. Özlemim içimde büyüdükçe büyüdü. Kalbim olduğu yerden fırlayıp gidecek gibiydi. Burnumdaki sızıyla beraber yaşlar gözlerime doldu. Kehribarlarına baktım orada kendimi görene dek.
Bakışlarındaki yumuşaklık ve özlem her saniyesinde beni mest etmeye başladı ve dayanamadı. Hızlı adımlarıyla yanıma ulaştı ve başımı elleri arasına aldı. Alnıma sıcak dudaklarıyla küçük bir öpücük kondurdu. Bir yandan da burnunu saçlarıma gömmüş, kokumu içine çekiyordu.
"Çok özledim." Ellerimle ona tutundum. Parmaklarım kollarını sıkarken başını boynuma gömdü.
"O kadar çok özledim ki seni, aklımı kaçıracağım. "
Dışarı çıkan Seokjin'i gördüm.
Ellerim onu sarmaya devam ederken gücümün yettiği yere kadar sarıldım ona.
"Uyandığımda seni göremeyince çok korktum." Dedim hızlı hızlı ve biraz da sitemli.
Başını kaldırıp yüzüme baktı. Bir süre beni inceledi. İyi olduğumdan emin olmak istediğini biliyordum.
Yanağıma bir öpücük daha kondurdu, elleri uzun ve yapış yapış olan saçlarım arasında geziniyordu."Dur, elleme. Çok kirliyim." İstemesem de uzaklaştırmaya çalıştım onu fakat bir milim dahi kıpırdamadı yerinden.
"Ben sadece o bebek kokunu alıyorum." Dediğinde güldüm. Bu hareketimle göğsüme hafif bir sancı girdiğinde ona belli etmemeye çalıştım. Pek mümkün olduğu söylenemezdi çünkü ondan hiçbir şey kaçmıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Consider It Done | Taekook
Fiksi Penggemar❝ Onu gerçekten öldürmek istiyor musun, Taehyung? Eğer istediğin buysa yapacağım. Senin için her şeyi yaparım. Sen sadece oldu bil.❞ Vkook fanfic 🎨 Yayım Tarihi: 23.06.22 Bitiş Tarihi: 12.09.24