"Kutu"

14.1K 1.2K 415
                                    

"Kelebek?" Üşüyordum. Kaşlarımı çatıp, kollarımı bedenime sardım. "Kelebek, gözlerini aç."

"İstemiyorum." diye fısıldadım.

Kiminle konuştuğumu seçemiyordum. Ses tanıdıktı fakat kim olduğunu bilmiyordum. Ayak sesleri duydum. Birisi yanıma geliyordu. Yürüdü, yürüdü ve durdu.

"Kelebek, benim."

Şaşkınlıkla gözlerim aralandı. Hızlıca ayağa kalktım. "Efe!" Aramızdaki bir kaç adımlık mesafeyi kapattım ve ona sarıldım. Gözlerimden bir kaç damla yaş düşerken, saçlarına küçük bir öpücük kondurdum.

Gülerek, "Beni bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum." dedi.

Geri çekilip, gözlerimi sildim. "Ben de bilmiyordum." diye fısıldadım.

Aramızda kısa bir sessizlik oldu. Bana genişçe gülümseyip, "Eftal'e onu sevdiğini söyledin." dedi.

İsmini duymam ile yüzüm asıldı. Bu hâlimi görünce, bacağıma sarıldı. "Üzülme..." dedi. "Seninle konuşacaktır."

"Yüzünü görmek istemiyorum."

"Onun başında uyuya kaldın."

Kaşlarımı çattım. "Çünkü ameliyattan çıkmıştı. Uyandığında yanında durmayacağım." dedim.

Geri çekilirken, "Yanlış yapıyorsun." dedi.

"Efe, anlamıyorsun..." diye fısıldadım. "Gururum incindi. Ben ilk defa birisine onu sevdiğimi söyledim. Anneme bile daha önce söylememiştim." Gözlerim tekrar doldu. "O an çok kötü hissettim... İstemediğim de bana dokunuyorlardı. İlk defa istedim ve beni reddetti. İstememem mi gerekiyordu?"

Elimi tutup, küçük bir öpücük kondurdu. "Böyle söyleme."

Yere oturdum. "Efe, o da mı beni sevmiyor? Niye kimse sevmiyor? Ben bir şey yapmadım ki. Hem ilk o öpmüştü." Ağlamaya başlamıştım. Bu aralar çok ağlıyordum.

Küçük bedeni ile bana sarılıp, "O seni seviyor." dedi.

Kafamı iki yana salladım. "Sevmiyor." diye fısıldadım. "Neden sevsin ki? Kimse sevmedi, o mu sevecek? Çok aptalım... Çok aptalım... Ona güvendim! Ben onu sevmiştim!"

"Kelebek, böyle söyleme..."

"Efe, sen neden gittin? Sen neden beni bıraktın?"

"Senin için-"

Lafını böldüm. "Benim için değil! Benim yüzümden. Ben olmasaydım yaşıyor olacaktın! Seni ben öldürdüm."

Geri çekildi ve çenemden tutarak kafamı kaldırdı. Akmaya devam eden göz yaşlarımı sildi. "Sen olmasaydın, ben de olmayacaktım. Ben zaten senin için yaşıyordum. Senin sayende yaşıyordum. Bak, ben burada mutluyum!" dedi. Küçük avucunu sol göğsüme bastırdı. "İhtiyacın olduğu her zaman buradayım."

"Efe, orası çok acıyor..."

"Kendine gel Kelebek!" Göz yaşlarımı tekrar sildi. "Sen ateş perisisin!"

Yüzümü buruşturdum. "Onu bile beceremiyorum. Tek yaptığım ağlamak."

"Bekle biraz." dedi. Arkasını döndü ve biraz ilerledi. Daha sonra tekrar yanıma geldi. Elinde küçük bir mum tutuyordu. Diğer elindeki çakmak ile mumu yaktı. Mumu kaldırıp, yüzüme yakın bir şekilde tutmaya başladı.

Kanlı Ay | Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin