"Av"

9.2K 629 111
                                    

Bölüm bittikten sonra, alt kısmı okursanız sevinirim. İyi okumalar.

Kalpte açılan yaralar nasıl tedavi edilirdi? Affetmek mümkün müydü? Hayatını batıran kişiyi affedebilir miydin?

Senin kanından olanı, affedebilir miydin?

Peki gerçekten ortada bir suçlu var mıydı? Belki de benim varlığım bir suçtu. Sorunlu olan bendim.

Şimdi gözlerinin içine baktığım adam, kardeşim, suçlu muydu?

Soğuk bir ses ile, "Buraya nasıl girdiğini bilmiyorum. Umrumda da değil. Birazdan arkadaşlarım gelecek. Seni görmeleri iyi olmaz. Sorun çıksın istemiyorum." dedim.

Eftal, Kiram'ı koltuğa yatırdıktan sonra hiçbir şey söylemeden evden çıkmıştı. Nerede olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama Kiram'ı gördüğü için sinirlendiği kesindi.

"Beni istemediğini biliyorum." diye fısıldadı. "Ama beni dinlemen gerekiyor."

Boğazımı temizleyerek, "Konuşman gereken zamanda sustun. Eftal'i ve beni öldüreceklerini biliyordun ama bir şey söylemedin. Belki benim geçmişimde bir yerin yok. Suçsuzsun. Ama zamanında konuşmaman, seni de onlardan yapar. Zorluk çıkartma ve git lütfen." dedim.

Acı çekermiş gibi, "Lütfen." dedi. "Böyle söyleme. Bilmediğin şeyler va-"

"Neyi bilip, neyi bilmediğim umrumda değil. Ben, bana gösterilene bakarım. İşin arkasında ne olduğuna değil."

Ayağa kalkınca, o da kalktı. "Gelecekler. Savaş çıkacak. Çok fazlalar. Lütfen, sizin yanınızda olmama izin ver. Onlar hakkında çok fazla şey biliyorum. Bana ihtiyacınız var." dedi.

Normalde olsa söylediği şeye gülebilirdim ama aklım Eftal'deydi.

"Başkasına ihanet edeceğinden söz ediyorsun. Bize de aynısını yapmayacağın ne malum? Ayrıca öncesinde karşımda olan bir kişiyi, sonradan yanıma almak aptallık olur. Bir savaş çıkacağını tahmin etmek zor değil. Kendi başımızın çaresine bakarız. Şimdi git. Daha fazla uzatma."

Bir kaç saniye boyunca yüzüme baktı. Daha sonra bir şey demedi ve kapıya doğru ilerledi. Dışarı çıkıp, arkasını döndü ve bana son bir kez baktı. Kafamı çevirerek önüme dönünce, kapıyı kapattı ve gitti.

O gittikten sonra ne kadar süre koltukta oturduğumu bilmiyordum. Aklım Eftal'deydi ve bir yandan da Kiram'ın buraya nasıl girebildiğini düşünüyordum.

Burada daha fazla kalamazdık. Kayıp Soy'u terk etmemiz gerekiyordu.

Dışarıdan gelen tıkırtıları duymam ile bakışlarımı yerdeki halıdan çektim. Çok geçmeden kapı açıldı ve Arda'lar içeriye girdi.

Hepsi salona gelerek koltuğa oturduklarında, arkama yaslandım. Beste, "Eftal nerede?" diye sordu.

Ben bir şey söylemeyince Arda, "Hastalıktan yatıyordur herhalde. En son ağrımayan yeri yoktu." dedi.

Beste'nin konuşmasına izin vermeyerek, "Bir sorunumuz var." diye fısıldadım. Tüm bakışlar bana dönerken, "Bir kaç saat önce buraya kardeşim geldi. Eskiden Eftal ile beraber, ailelerinin yanında kalıyorlardı. Şu öldürme olayı olunca biz Eftal ile gittik. Sonra sizi bulduk falan filan. Savaş çıkacağını söyledi. Yanımızda olmak istiyormuş. Kabul etmedim, etmem de. Benim aklıma takılan, buraya nasıl girebildiği." dedim.

"Bu imkansız." dedi Arda. "Sadece bir kart var. Ayrıca Kayıp Soy'a girebilmek için köyün muhtarına ihtiyaç var." Duraksadı. "Ya da..."

Atlas, Arda'nın cümlesini tamamladı. "Ya da yıllar önce oluşan delik tekrar açıldı."

Kanlı Ay | Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin