"Son Defa"

16.8K 1.3K 192
                                    

"Bir şişe su lütfen." Parayı uzatarak, suyu elime aldım. "İyi günler."

Ankara'ya gidiyorduk. İstanbul'dan yeni çıkmıştık ve mola vermiştik. Arabaya doğru yürürken, kenarda kendi kendine konuşan Mayıs'ı gördüm. Söylenerek, ileri geri gidip duruyordu.

Bu hâline gülümseyerek yanına ilerledim. "Bir sorun mu var?" diye sordum.

Kafasını kaldırıp, bana baktı. "Anahtarlığımı düşürdüm. Bulamıyorum. Anahtarlar önemli değil ama anahtarlık bana hediyeydi. Değer verdiğim bir insandan."

Bakışlarımı yere indirdim. "Nerelerde gezindin?"

"Buradaydım." dedi. Yere bakmaya devam ettim. Kafamı hafifçe kaldırınca, yanımızdaki kulübenin arkasında duran anahtarlığı gördüm. Küçük, mavi bir arabanın ucunda üç tane anahtar vardı.

"Bu mu?" diye sordum. Bir yandan da kulübeye doğru ilerliyordum.

"Bakayım." diyerek yanıma geldi. Eğilip, yerde duran anahtarlığı aldım. Mayıs yanıma gelince, anahtarlığı ona doğru uzattım. Sevinçle gülümsedi. "Evet, bu. Çok teşekkür ederim, Kelebek. Benim için gerçekten de çok değerliydi." dedi.

Bana sarılınca, bir an için afallasam da beklemeyip, ona karşılık verdim.

Boynumda hissettiğim acı ile elimi boynuma götürdüm. Hafifçe geri çekildiğimde, Mayıs'ın da elinin boynunda olduğunu gördüm.

Başım dönmeye başlarken, duyduğum ses ile arkamı döndüm. "Birazcık uyumak zorunda kalacaksınız hanımlar. Kusura bakmayın lütfen."

Yeşil gözlü, sarı saçlı genç bir adam iki elinde birer iğne tutuyordu. "Sen kimsin? Bize ne yaptın?" Sesim kısık çıkıyordu. Gözlerimi kapatmamaya çalışıyordum.

Gülümsedi, "Öğreneceksin." dedi.

Daha fazla dayanamadım. Göz kapaklarım ağırlaştı ve bilincim kapandı.

🦋

"Uyan." Yanağımı sıcak bir el tutuyordu. "Artık uyanmalısın."

Gözlerimi araladım. Bir çift kahverengi göz bana bakıyordu. Uyandığımı görünce, geri çekildi.

O çocuktu. Bana çiçek veren çocuk. Dudaklarımı ıslatıp, "Neredeyim ben? Sen kimsin?" diye sordum.

Yattığım yatağın kenarına oturup, "Sakin ol." dedi. "Sana herşeyi anlatacağım. Sana yardım edeceğim."

"Neyden bahsediyorsun?"

Ayağa kalktı. "Şunu çıkartmamız gerek. Seni güçsüzleştiriyor. Daha sonra sana herşeyi anlatacağım." dedi. Eliyle serumu işaret etti. Bir şey demeden beklemeye başladım. Elini uzatıp, "Biraz canın acıyabilir. Bu normal bir serum değil." dedi.

Kolumdaki seruma dokundu. Dokunması bile, kolumu sızlatmıştı. Beklemediğim bir anda, sertçe serumu çekti. Çığlık atacakken, buna eli ile engel oldu ve odada boğuk bir ses yankılandı.

Elini yavaşça çekip, "Özür dilerim. Çıkartmasaydım tekrar bayılacaktın." dedi. Kanayan kolumu peçeteyle silip, az önce serumun olduğu yere küçük bir öpücük kondurdu.

Nedenini bilmiyordum fakat bu çocuğa kanım ısınmıştı.

"Sen kimsin?" diye sordum.

Kanlı Ay | Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin