"Hisler"

18.6K 1.3K 365
                                    

"Uyan." Duyduğum ses ile gözlerimi yavaşça araladım. Beyaz bir odada, yerde yatıyordum. Defne yere eğilmiş bir şekilde bana bakıyordu.

Yavaşça yerimde doğruldum. Başımdaki ağrıyı yok etmek istercesine, elimi başıma götürdüm. Dudaklarımı ıslatıp, "En son kitaptaki tarifi yaptık. Şimdi ne oldu?" diye sordum.

Geri çekildi. "Doğru olanı yaptınız. Birazdan seni onlar ile buluşturacağım." dedi. Arkasını dönüp, yürümeye başladı. "Ama önce, sana gücünü göstermek istiyorum. Neye sahip olduğunun farkına varmalısın. Benimle gel."

Yavaşça ayağa kalkıp, onu takip etmeye başladım. Sol elini havaya kaldırıp, parmağını şıklattı. Önümüze büyük, eski bir bina çıkınca irkildim. Etrafıma baktığımda, ıssız bir yerde olduğumuzu fark ettim. Sadece kuru otlar vardı ve karşımızdaki bina, terk edilmiş görünüyordu. Hava kararmaya yüz tutmuştu.

"Gözlerini kapat." Defne'nin konuşması ile, gözlerimi kapattım. "Odaklanmanı istiyorum. Şuanda rüyada olduğun için ben de sana yardımcı olacağım. Kafanın içerisini boşalt ve aklına bu eski binayı getir."

Söylediklerini yaptım. Kafamın içerisini boşalttım ve aklıma az önce gördüğüm binayı getirdim.

"Şimdi hayal et. Binayı alevlerin sardığını hayal et."

Kısa bir sürede, binanın alevler içerisinde olduğunu hayal ettim. Defne, "Elimi tut. Sana yardım edeceğim." dedi. Gözlerimi açmadan, yanımda hissettiğim elini tuttum. Elimi sıkıca kavradı ve "Diğer elini havaya kaldır." dedi.

Söylediğini yapınca, "Üç dediğimde parmağını şıklatmanı istiyorum." dedi. "Bir, iki, üç." Benimle birlikte kendisi de parmağını şıklattı. "Gözlerini aç."

Gözlerimi araladım. Gördüğüm görüntü, dudaklarımın aralanmasına sebep oldu. Eski bina yanıyordu. Bazı parçalar yere düşüyordu. Ateşin sıcaklığını yüzümde hissediyordum. Ateş gittikçe harlanıyordu.

"Normalde sende daha fazlası var Kelebek. Kontrol etmeyi bilmediğin için sana yardım ettim. Ölü birisinin gücü bu kadar oluyor." dedi. "Bunu yaptığında nasıl göründüğünü görmek ister misin?" diye sordu. Bakışlarımı, binadan alıp ona çevirdim. Hafifçe kafamı salladım.

Gülümsedikten sonra, boşta olan elini kaldırdı ve parmağını iki defa şıklattı.

Bir anda karşımda kendimi görünce afalladım. Gözlerimi kırpıştırarak kendime gelmeye çalıştım. Defne, "Beş dakika öncesindeyiz. Sadece kendini izle." dedi.

İzlemeye koyuldum. Karşımdaki bedenin gözleri kapandı. Defne ona bir şeyler söylüyordu, fakat duyamıyordum. Biraz sonra elim, Defne'nin elini buldu. Defne tekrar bir şey söyledi ve bu sefer diğer elim havaya kalktı. Defne de elini havaya kaldırdı ve gözlerini kapattı.

Gördüğüm görüntü ile şaşırmadan edemedim. Kahverengi saçlarımın arasında, kırmızı tutamlar oluştu ve parlamaya başladı. Ateşin yanmasına sebep olan küçük bir kıvılcımı andırıyordu. Parmaklarımız aynı anda hareket etti ve bina alev almaya başladı. Gözlerim aralandığında, yeşillerimin gittiğini gördüm. Kırmızı harelerim ile alevler içinde kalan binaya bakıyordum. Esen rüzgar ateşi körüklüyordu ve ateş, göz rengimin daha da kızıllaşmasına sebep oluyordu.

Aniden görüntüm yok oldu. Her yer siyaha büründü. Defne yanımda yoktu.

"Gözlerinizi aralayın." Duyduğum ses ile, gözlerimin kapalı olduğunu fark ettim. Göz kapaklarım aralanınca, isminin Mayıs olduğunu öğrendiğim kız ile göz göze geldik.

Kanlı Ay | Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin