"Dolunay"

22.2K 1.6K 319
                                    

Çocuk yavaşça geri çekildi. Şaşkın bir şekilde ona bakıyordum. Elinin tersi ile gözünden akan yaşı sildi. "İyi misin?" diye sordu. Kafamı aşağı yukarı salladım. Ne ara tuttuğunu bilmediğim nefesini bıraktı. "Sana bir şey olacak diye çok korktum." diye mırıldandı.

Başımı hafifçe arkaya doğru çevirdim. Eftal ile göz göze geldik. Bana güven vermek istercesine gözlerini kapatıp açtı. Yutkunarak tekrar önüme döndüm.

Dudaklarımı ıslatıp, "Kiram sen misin?" diye sordum kısık bir sesle.

Gözünden bir damla yaş daha düşerken kafasını salladı. Çekingen bir şekilde elimi kaldırıp, göz yaşını sildim. Bu hareketim ile bana tekrar sarıldı. Beklemeden sarılışına karşılık verdim.

Geri çekilmeden önce, "Özür dilerim." diye mırıldandı.

Hayat bundan ibaretti işte. Suçu olmayan bir insan, yaşananlar için diğerinden özür diliyordu. Halbuki karşıdaki kişinin bir özür beklediği yoktu.

Varlığını bilmediğim kardeşim, anne ve babasının yaptıkları için benden özür diliyordu. Benim ise bir özür beklediğim yoktu. Sadece nefes almaya çalışıyordum. Yaşadıklarım yüzünden nefesimi tutmayı bırakalı uzun zaman oluyordu.

Çenemi, Kiram'ın omzuna bastırdım. "Bir suçun yok." diye fısıldadım.

Kiram yavaşça geri çekildi. Burnunu çekip, gülümsedi. Bakışlarım dışarıdakilere takıldı. Yüzümdeki varla yok arası duran gülümseme silindi. Herkes ayaklanmıştı. Benim dikkatimi ise kapının girişinde duran bir çift çekti.

Adamın açık kahve saçları vardı. Soluk bir beyaz teni ve yeşil gözleri vardı. Kolunu yanındaki kadının beline dolamıştı. Hafif bir gülümseme ile bana bakıyordu.

Yanında duran kadının ise saçları daha koyu bir tondaydı. Kahverengi gözleri doluydu. Kollarını göğsünde birleştirmişti. Hafif bir gülümseme ile bana bakıyordu.

Kulağımda bir nefes hissettim. Kafamı hafifçe sağa doğru çevirince Eftal'i gördüm. Fazla yakındık fakat bu beni rahatsız etmiyordu. Gözleri ile karşımızda duran çifti işaret etti. Bakışlarımı tekrar onlara çevirdim. "Acar ve Ala," diye fısıldadı. "Annen ve baban."

Onların biraz arkasında duran adama çevirdim bakışlarımı. Mavi gözleri vardı. Siyah saçlarının aralarında beyaz tutamlar vardı. Kısa olmayan fakat uzun da diyemeyeceğimiz sakalları vardı. Eftal, "O babam. Kaya." diye fısıldadı.

Eftal'in babasının biraz yanında başka bir çift duruyordu. Diğerlerinden daha gençlerdi. Kadının kızıl saçları vardı. Gözleri maviydi. Kucağında kendisi gibi kızıl bir kız çocuğu vardı. Yanındaki adamın ise koyu bir teni vardı. Siyah gözleriyle uyumlu siyah saçları ve sakalı vardı. Eftal, "Yeşim ve Koray. Yeşim benim halam. Koray eşi. Halamın kucağındaki Lale. İki yaşında." diye fısıldadı.

En arkada ise orta yaşlarda bir adam duruyordu. Kahverengi gözleri ile aynı renk saçları vardı. Beyaz teni diğerlerine nazaran daha koyuydu. Yanında siyah saçlı bir kadın vardı. Yeşil gözleri ile oldukça güzel duruyordu. İkisinin önünde ise tahminen on beş yaşında bir çocuk vardı. Kahverengi saçları ve yeşil gözleri vardı. Eftal yine aynı ses tonu ile, "Egemen ve Buse. Egemen dayım. Buse eşi. İlker de onların çocuğu." diye fısıldadı.

O ne kadar fısıldasa da diğerlerinin onu duyduğunu biliyordum.

"Merhaba." dedi Eftal'in babası. Kafamı sallamak ile yetindim. "Gel otur lütfen." dedi bir eliyle koltuğu işaret ederek. Gösterdiği yere oturdum. Benim oturmam ile ayaktakiler de oturdu.

Kanlı Ay | Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin