5.BölümKapıyı kilitledikten sonra lanetler okuyarak iş yerine geçtim. 15 dakika sonra otobüsten indim ve çalıştığım bara girdim. Okul olduğu için gün içinde olan işler bana uygun değildi. Ben de böyle bir çözüm bulmuştum. Ne kadar pis bir iş de olsa yapmak zorundaydım. Bu işi bile zar zor bulmuştum. Tek sıkıntım bazen sarhoş veya sapık insanlarla denk gelmemdi. Onu da hallediyordum. İçeri girdiğimde gözüme ilk takılan tezgahın arkasında bardakları kurulayan Rüya'ydı.
"Selam Rüya." Sesimi işitir işitmez kafasını işinden kaldırdı.
"Kızım sen beni deli mi edeceksin ya? İki gündür aklıma gelmeyen kalmadı." Endişeleriyle göz devirdim. Bir annem yoktu belki ama bir Rüya'ya sahiptim.
"Hiç sorma be Rüya."
"Saçını başını yolarım ağzına sıçarım! Hemen içeri geçiyorum anlatıyorsun." Söylediklerini yapacağını bildiğimden sesimi bile çıkarmadan üstümü değişmeye personel odasına geçtim. Hemen arkamdan da Rüya ellerini kurulayarak bir hışımla içeri girmişti.
"Aslında kısacası şöyle ki, kaçırıldım kurtuldum ve daha sonra tekrar kaçırıldım." Söylediklerimi başka bir dilde anlatıyormuşum gibi bir bakışı vardı.
"Ne!" Anlamadığını en saf şekilde ifade ettiğinde omuzlarımı silktim ve tüm olanları ayrıntılı bir şekilde anlattım.
* * *
"Kızlar artık işe mi koyulsak diyorum. Bugün çeneniz durmuyor." Diyen Güven'e baktım. Buradaki en kıdemli kişi oydu. Yakışıklı ve ilgi çekici bir barmendi. Buraya ilk geldiğimde bana çok yardımcı olmuştu.
"Hemen ayrılıyoruz Güven'ciğim." Diyerek benden uzaklaşıp tezgah arkasına giden Rüya'yla, gülümseyerek Güven'e baktım.
"Kolay gelsin patron." Diyerek göz kırpıp masalara yöneldim. Ben içki dağıtımı yapıyordum masalara, localara. Saat henüz erken olduğu için temizlik yapıyorduk. Müşteriler akın akın ederken gece başlıyordu. Ağır tempoda çalışırken Bir locaya siparişleri götürüyordum. Köşedeki bir locaya yaklaştığımda tanıdık sima gözlerimi şaşkınlıkla açmama sebep olmuştu. Bu Yiğit'ti. Gözleri beni burada gördüğüne hiç şaşırmış gibi değildi. Ben ona işimden bahsetmemiştim değil mi?
"Selam Mihri." Derken sesindeki ima daha çok burada ne işin var gibiydi.
"Selam." Diyerek elimdeki içkiyi ona uzattım. Ellimin arasından aldıktan sonra bir yudum içti.
"Otursana Mihri." Gerginlik bütün vücudum da gezinirken her ne kadar gülümsenebilirse o kadar gülümsedim.
"Oturayım değil mi? Oturayım. Ama olmaz elimdekileri sahiplerine götürmek gerek." Yüzü ifadesiz bir şekilde beni izlerken yapmacık bir gülümseme yapıştırdım yüzüme.
"Neden bana işe gideceğini ve işinin böyle bir yerde olduğunu söylemedin?"
"Söylemem mi gerekiyordu? Yani ne işine yarayacak ki?" Kaşları sözlerim üzerine havalanırken pot mu kırmıştım acaba?
"Yani ben arkadaş gibi olduğumuzu düşünmüştüm. Şu kısacık sürede de olsa." Derken gözlerini etrafa çevirdi.
"Yok beni yanlış anladın. Öyle demek istemedim."
"Peki ben içtim teşekkürler. Sana kolay gelsin." Dedikten sonra ayaklandı. Hemen yanımda dibimde durduğunda gözlerini üzerime dikti.
"Senin için daha iyi koşullarda bir iş bulabilirim. " Dediğinde sinirle dudaklarımı ısırdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYL
Teen FictionKapıdan çıktığımız an elimi elinden sinirle çektim. Başımı ondan tarafa çevirdiğimde öfkeli gözlerim onun koyu gözlerine çarpmıştı. "Amacın ne Yiğit?" Sert nefeslerim arasından konuşurken o benim aksime oldukça durağandı ve bu beni daha da sinirlen...