🔹LEYL 40.BÖLÜM🔹

281 19 0
                                    

Medya: Mihri'nin gelinliği

Selamlar canlar💕

Biliyorum bayadır bölüm atmıyordum. Yazmaya daha sık ağırlık vermeye çalışacağım. Hem çalışıp hem buraya vakit ayırmak bazen zor olabiliyor ama burayı unutmuyorum. Umarım bölümü beğenirsiniz. Mihri'nin gelinliği çok güzel değil mi? Eğer bir gün evlenirsem kesinlikle böyle bir gelinlik olması şart😂 gelinliğim hazır tek eksik damatta🥺 İnşallah hepimiz bir gün böyle prensesler gibi oluruz. Her daim sevilen olalım ama😉 iyi okumalar canlar yorum atmayı unutmayın 😘

40.Bölüm

Arkamızdan gelen sesle Kaya'da ben de yerimizden kalkmıştık. Kaya bizi baş başa bırakmak istemiş olmalı ki arabaya geçmişti. Yiğit onun gitmesiyle yanıma yaklaştığında sert bakışlarımın odağı olmuştu.

"Ne işin var burada?"

"Seninle konuşmak için geldim." Derken oldukça sakin görünüyordu.

"Ne için konuşacaktık? Konuşacak birşeyimiz kaldı mı?"

"Tamam haklısın sana haksızlık ettim. Biraz sakin olur musun?"

"Sakinim zaten. Bazı şeylerin zamanı geçince bir anlamı kalmıyor."

"Mihri bir hafta oldu sakinleşelim dedim. Çözelim dedim.

" Tamam dinliyorum." Dediğimde derin bir nefes aldı.

"Sana çıkışarak hata yaptım, farkındayım. Daha doğrusu yeni yeni farkına varıyorum. Ama ben bu şekilde bir tepki vereceğini düşünmedim. O an ağzımdan sinirle saçma sapan sözler çıktı. Amacım hiç ayrılık olmadı. Kalbini kırdığım için özür dilerim. Ama seni bu şekilde yarı yolda bırakamam. Bırakmayacağımıda bilmen lazım. Er ya da geç öfkemiz bitince gelip seninle konuşacaktım. Senin öfken geçmedi biliyorum. Ama ben daha fazla bekleyemiyorum. Seni çok seviyorum. Hayatıma giren en güzel şeysin." Söylediklerini pür dikkat dinlemiş ve gözlerimi gözlerinden hiç ayırmamıştım. Avuç içinde tuttuğu bir şey vardı. Gözlerim avuç içine kaydığında bana evlenme teklifi ettiği yüzük vardı. Tekrar gözlerine çıkardığımda bana bir kaç adım daha yaklaştı.

"Ama böyle kolay olmamalıydı."

"Ne kolay olmamalıydı?"

"Ayrılman ve bu şekilde karşıma çıkman." Dediğimde anlamadığına dair bakışlar attı.

"Mihri ayrılan sendin. Ben de kendimi toparlayıp geldim." Dediğinde yaşananları düşündüm. Evet ayrılan yüzüğü çıkarıp atan bendim. Ama çok ağır konuşmuştu.

"Olabilir, çok ağır konuştun. Ben de o an başka çare bulamadım ve söylediklerin ağrıma gitti."

"Evet ağır konuştum özür dilerim. Ne kadar sinirli olursam olayım yine de sana o şekilde çıkışmamam lazımdı. Söylediklerim yüzünden çok pişman oldum." dediğinde hala daha avuç içindeki yüzükle oynuyordu.

Gözleri meraklı bir şekilde bana bakarken Kaya'nın arabayı çalıştırma sesi kulaklarımıza doldu. Neden gitmişti ki? Yiğit mi demişti? Yoksa o kadar mı emindi Yiğit'in geniş omuzlarına kollarımı bırakıp sıkı sıkı sarılacağıma?

"Bekle bir dakika." diyerek hızlı adımlarla arabasına gitti Yiğit'de. Keşke benim de bir arabam olsaydı. Herkes basıp gidiyordu. Bir ben şöyle kafama esip gidememiştim. Tekrar geri geldiğinde elinde kocaman bir buket vardı. İçinde envaiçeşit çiçek ve güzel kokularla yaklaştığında derin bir nefes almadan geçemedim. Çiçeği kollarım arasına bıraktıktan sonra sol elimi kavradı ve gözlerimin içine bakmaya başladı. Takması için onaylayıcı bir bakış bekliyordu. Bir süre daha bekledi ve yüzüğü nazikçe parmağımdan geçirdi. Ellerimi bırakıp belime kollarını sardıktan sonra beni kendine yaklaştırdı. Başını boynuma gömüp sıkı sıkı sarıldıktan sonra benim de kollarım omzunu bulmuştu.

LEYLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin