2.BölümKapı olduğu gibi yerle bir olmuştu. Çömeldiğim yerden kafamı kaldırarak ne olduğuna baktım. Bu o adamdı. Bırakıp gitmemişti! Neden buradaydı bu?
"Sen ne yaptığını sanıyorsun lan! Kim bu!" Babam, Derya'ya sorgular biçimde elini kaldırmıştı ki adam son hız kafayı babama koydu. Bu sefer yerle bir olan babamdı.
"Sen benimle geliyorsun." Dedikten sonra koluma doğru uzandı. Olanları adeta film izler gibi izliyordum. Babam kanayan burnunu tutarak gür sesiyle kaldığı yerden bağırmaya devam etti. Hızla gelerek diğer kolumu da o tuttu.
"Sen kimi nereye götürüyorsun lan!"
"Sinan sevgilisi galiba bırak gitsin! Her yerin kan oldu." Derya babamı tutmak için büyük çaba sarf ederken olayın şokunu atıp ağzımı araladım.
"Yiğit Altay oluyorum. Eğer bir daha elinin birine kalktığını görürsem koparırım o elini!" Sözlerin ve Yiğit isminin sahibi olan adama gözlerimi çevirdiğimde öfkeli suratıyla karşılaştım. Öyle öfkeyle bakıyordu ki babama, sanki biraz daha soluk alırsa babam onu öldürecekti.
"Bu orospu başına bela almış anlaşılan, anası da böyleydi bunun!" Babamın söylediklerini işitmem ile kaynar sular başımdan döküldü. Bu adam annemden bahsetme hakkını nereden alıyordu?
"Kes sesini! Düzgün konuşacaksın!" Sinirden elim ayağım titriyordu. Kolumu Yiğit'ten kurtarıp babamın yakasına yapıştım.
"Sen ne biçim bir insansın ya... Hiç mi insan olmaktan anlamazsın? Ölsen de kurtulsam senden." Dediğimde her zaman ki gibi elleri yanaklarımı buldu. Bu eller hiç bir zaman bu yanakları bu başı okşamamıştı zaten. Küçüklüğümden beri şiddet göstererek büyütmüştü beni. En zoru bu değildi ama en zoru annesizlikti.
Ben yanağımı tutmuş beklerken Yiğit'in babamın üstüne yürüdüğünü gördüm. Bu adam neden bana yardım ediyordu?
İri elini öylesine sıkmıştı ki bembeyaz bir hale bürünmüştü. Hızlı bir refleksle babamın üstüne abandı. Anlık şokla hemen kollarına yapıştım. Öldürecekti babamı!
"Ölecek!"
"Lütfen bırak onu yaşlı o! Mihri lütfen durdur onu." Derya bas bas bağırırken bir yandan babamı korumaya çalışıyordu. Halbuki kendisi böyle çok dayak yemişti babamdan. Yiğit'in koluna yapışmıştım ama bu adama etki etmem imkansızdı. Babamın ağzı gözü kan içinde kaldığında doğruldu fakat bırakmadı. Elinden sertçe kavradığında dediğini yaptığını gördüm. Babamın elinden ufak ama kulağı dolduran cinsten insanın midesini fokur fokur ettiren bir ses işittim. O sesin hemen ardından babamın haykırışı benim çığlığımla birbirine geçti. Kırmıştı. Kopartmamıştı ama gözünü kırpmadan kırmıştı.
"Lütfen bırak... Yalvarırım." Söylediklerimi işittiğinde katı bedeni biraz olsun gevşer gibi oldu.
"Sen benimle geliyorsun!" Der demez üzerini düzeltti ve bana kısa bir bakış attı. Babam yerde kendinden geçmiş bir şekilde yatıyordu. Eli yüzü kan olmuştu. Derya sinirle soludu o sıra.
"Polisi arıyorum!" Yiğit hiç bir cevap vermeden bana bakıyor ve peşinden sürüklüyordu.
"Gitme polisi arıyorum." Diyen Derya'yla kolumu iki saniyeliğine de olsa Yiğit'den koparabildiğimde yanına ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYL
Novela JuvenilKapıdan çıktığımız an elimi elinden sinirle çektim. Başımı ondan tarafa çevirdiğimde öfkeli gözlerim onun koyu gözlerine çarpmıştı. "Amacın ne Yiğit?" Sert nefeslerim arasından konuşurken o benim aksime oldukça durağandı ve bu beni daha da sinirlen...