🔹LEYL 19.BÖLÜM🔹

1.9K 69 3
                                    


19.Bölüm

Birbirimizden zorlukla ayrıldığımızda kendimi boşlukta hissetmiştim. Hemen sonrasında yine eli belimden sarmıştı beni. Masaya kadar bu şekilde eşlik ettiğinde ortalıkta Cesur'u görememiştim. Bu içimi rahatlatmıştı. Yiğit'le birlikte masaya oturduğumuzda Sevgi teyzenin bize dikkatli bakışlarını fark ettim. Her zamanki gibi yüzü gülüyordu.

"Maşallah size. Ne çok yakışıyorlar değil mi Orhan?" Dediğinde Yiğit'e kısa bir bakış attım.

"Öyleler. Ben diyorum ki en kısa zamanda bizde nişan yapalım." Dediğinde şaşkınlıkla Orhan amcaya baktım. Ne nişanı diyordu bu adam ya! Ya daha tanışalı ne kadar olmuştu ki onlarla? Yiğit'in kafasını patlatacaktım. Orhan amca hiç absürt bir şey dememiş gibi ve söylediği şeye şaşırmamış gibi sakince oturuyordu.

"Evet evet. Ben yavaş yavaş hazırlıklara başlamıştım zaten. Sorup duruyorlar geçen de tanıştılar Mihri'yle. Hep seni soruyorlar kızım." Dediğinde ikisinede şaşkın bakışlar attım. Ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Yani ben, hiç haberim yoktu. Hayırlısı." Diyerek belirsiz bir şekilde konuştum. Ters tepki versem Sevgi teyze üzülecekti. Orhan amca da bozulacaktı. En iyisi bu konuyu Yiğit'le konuşmaktı.

"Bunlar sonra konuşulacak şeyler." Diyerek konuyu tamamen kapatan Yiğit'le gözlerimi yumdum. Bu adam neyin peşindeydi? Benim arkamdan gizli kapaklı iş çeviriyormuş gibi hissediyordum. Bakışlarımı ona çevirdiğimde o da benim ona baktığımı anlamış gibi gözleriyle buluşturdu gözlerimi. Sert ifadesi yerli yerinde dururken üzerindeki ceketi çıkarttı. Sakince ceketini çıkarışını izlerken gerilen kasları, gömleğinin zorlukla dayanan düğmelerinden kendimi aldım. Kolunu arkamdan geçirip ceketini omuzlarıma bıraktığında kafamı kaldırdım. Omuzlarıma geçirip önümüde kapatacak şekilde bırakmıştı ceketini. Zaten ceketi benim üç katım falandı. Onun geniş omuzlarını zar zor örterken benim omuzlarımda adeta bir köprü gibi kalmıştı. Bu detay garip bir his bırakmıştı içimde. Ceketinden yayılan kokusuyla da kendimi huzurda hissetmiştim.

"Üşüme. Serinlik çıktı." Diyerek mırıldandığında gözlerimi kırpıştırdım.

"Gerek yoktu. Sen üşümeseydin." Dediğimde kafasını olumsuz anlamda salladı ve kulağıma yaklaştı.

"Aksine yanıyorum ben. Merak etme sen." Diyerek geri çekildiğinde zorlukla yutkundum. Birden fazlaca yaklaşması kalp sağlığım için hiç iyi değildi.

"Teşekkür ederim." Diyerek mırıldandım. Bana göz kırparak sessiz kaldı. Kafamı tekrar önüme çevirdiğimde karşımda oturan Sevgi teyzenin ağzı kulaklarında halini gördüm. Manalı bakışlar atıyordu bana.

Gece dans ve müzikle geçerken biz kendi alemimizde sohbet etmiş bir şeyler içmiştik. Yiğit ve Orhan amca ara ara kalkıp birileriyle muhattap olmuş tekrar yanımıza gelmişlerdi. Yeşim ortalıkta ara ara görünüyordu. Yağız ve Şeyda ise Şeyda'ların ailesinin tarafındaydı. Bir kaç kere yanımıza uğramışlardı. Sevgi teyze zaten gözlerini Yiğit'le benim üzerimden almadığı için hiç onları umursamıyordu.

Bütün bir davet böyle geçerken en sonunda bitmişti. Bittiğine tek sevinen ben olabilirdim. Üzerimde hala Yiğit'in ceketi varken Sevgi teyzeyle ve Orhan amcayla vedalaşıp Yiğit'in arabasına geçtim. Yeşim bize bir arkadaşıyla karşılaştığını ve onda kalacağını söylemişti. Kimse de kim diye sormamıştı. Yiğit'de beni eve bırakacaktı. Ondan sormam gereken bir hesap vardı. Beyefendi bir yalana ortak etmişti beni ama bu gidişle yalan diye diye yarın bir gün kendimi nikah masasında bulacaktım. Hayır bu insanlara nasıl açıklama yapacağımı da bilmiyordum. Yalan söylemek zaten utanç veriyordu. Yarın birgün öğrendiklerinde yüzüm kalmayacaktı. En azından çok yüz göz olmadan bitirmemiz lazımdı bu işi. O da arabaya hemen yanıma geçtiğinde Yiğit'in kemerini takışını izledim.

LEYLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin