27.bölümEve girdiğimde iki kişiye ait bağrışma sesleriyle ceketimi çıkarıp direk salona yöneldim. Yeşim ve Batuhan birbirlerine öfke soluyarak bakıyordu. Hafif çekimser adımlarla yanlarına gittiğimde ikisi de beni fark etmişti. Neler olduğunu anlamaya çalışan bakışlarım eşliğinde Yeşim bitkin bir soluk verdi.
"İyi misiniz?"
"Değiliz." Derken öfkeyle Yeşim'e bakan Batuhan'ın sesi doldurdu odayı.
"Bana anlatmak isterseniz dinlerim. Çözülmeyecek birşey yoktur eminim." Sakin sesim onlara ulaşmış olmalı ki Batuhan belli belirsiz kafa salladı.
"Çözeceğiz Yeşim hanımla. Biz iki dakika sakince açık havada konuşalım mı Yeşim?" Dedikten sonra Yeşim'in itiraz etmeyişini evet olarak kabul edip elinden tutmuştu. İkisi birlikte gözden kaybolduğunda arkalarından kapıyı kapattım. Bugün olaylar bitmiyordu adeta. Derin bir nefes alıp odama çıktım. Kapıyı ardımdan kapatmak için ittiğimde cereyandan kaynaklı kapı çarptı. Bu havada camın açık oluşu kaşlarımı çatmama sebep olurken yatağımın yanında camın dayalı olduğunu perdenin dışarıya doğru uçuştuğunu gördüm. Camı kapatmak için hızlı adımlarla ilerlerken boynumdam geçirilen bir kol ve ağzıma dayatılan bezle son gördüğüm dışarıdan içeriye geçiş yapan perdeydi.
******
YEŞİM
"Farkında mısın bilmiyorum ama bu durum bizi bitirecek. Birbirimizi çok seviyoruz ama bu durum tüketiyor beni." Diyen Batuhan'la gözyaşlarımı tutamadım.
"Biraz zaman ver bana diyorum. Zorlaştıran sensin Batuhan. Babam şuan bunu kaldıramaz. Biraz daha iyi olduğunda ben söyleyeceğim." Dediğimde Batuhan morali bozuk bir şekilde mırıldandı. Çok zorluyordu beni, sürekli baskı yapması beni arada bırakıyordu. Bazen evlendiğime pişman oluyordum büyük bir üzüntüyle.
"Tamam sen bilirsin." Diyerek artık tartışmaktan yorulduğu için konuyu kapattı.
"Tamam görüşürüz o zaman." Dediğimde belli belirsiz kafa salladı. Bu aramızdaki soğukluk o kadar kötü bir hissiyat veriyordu ki, kendimi yalnız hissediyordum.
"Görüşürüz." Dedikten sonra arabasına binişini ve gözden kayboluşunu izledim. Derin bir nefes alıp eve ilerledim. Kapıyı güvenli bir şekilde kilitledikten sonra hiç bir çıt sesi dahi çıkmayan odalara doğru girdim. Yemek falan yememiştim Batuhan'la tartışmaktan. Açlıktan midem gurulduyordu. Eminim Mihri'de işten geldiği için açtı. Birlikte hazırlasak iyi olacaktı. Salonun ışığı kapalı olduğu için direk Mihri'nin odasına çıktım. Kapıyı tıklatıp beklemeye başladım.
"Mihri? Geliyorum?" Diyip içeri adımladığımda rüzgardan saçlarım uçuşuyordu. Odadaki camın açık oluşu tedirgin etmişti. Odada olmamasıyla aklıma banyo geldi. Banyoya ilerledikten sonra kapısına tıklattım ama içeriden ses gelmiyordu hiç. Ayrıca kapı altından anladığım kadarıyla ışık da yanmıyordu. Yine de emin olmak için kapıyı açıp içeri baktım. Kimse yoktu. Acaba haber vermeden bir yere mi gitmişti? Biz konuşuyoruz diye rahatsız etmemek için haber vermeden çıkmış olabilir miydi? Evi son kez turladıktan sonra Mihri'nin evde olmadığına kanaat getirdim. Telefonumu çıkarıp Mihri'yi aramaya başladım. Haber vermeden de pek dışarı çıkmazdı aslında. Telefon çalmaya başladığında Mihri'nin odasından ses yankılandı. Telefonu buradaydı. Bu kıza bir şey mi olmuştu? Ellerim buz kesmiş titremeye başlamıştı. Çevremi kontrol ederek hemem abimi aradım. Telefon sonuna kadar çaldıktan sonra kapandı. Endişeyle tekrar araya bastım. Telefon uzun çalışların ardından sonunda açıldığında ağzımı açmıştım ki abim susturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYL
Novela JuvenilKapıdan çıktığımız an elimi elinden sinirle çektim. Başımı ondan tarafa çevirdiğimde öfkeli gözlerim onun koyu gözlerine çarpmıştı. "Amacın ne Yiğit?" Sert nefeslerim arasından konuşurken o benim aksime oldukça durağandı ve bu beni daha da sinirlen...