Yeniden Merhaba :)
Medyada Ezra'nın eski hali var yanında ki tabiki de Mert :DD
Çok uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum.
Elif koşarak odasına gidince bende televizyonu açtım. Birkaç moda programı ve pembe diziler vardı. Hiçbiri sarmayınca kapattım. Yeni odama geçtim. Icerisi fazla beyaz ve yeşildi. Kırık beyaz yatak örtüsünün üzerinde yeşil yastıklar vardı. Duvarlar Elif ile fotoğraflarımızla doluydu. Küçük çalışma masasında bilgisayarım duruyordu. Perdeleri kapatıp bir film açtım. Film çok fazla şiddet içeriyordu. 2 buçuk saat sonra içimden bişeyleri yumruklama ihtiyacı uyanınca kapattım. Elif'e baktığımda hala saçıyla uğraşıyordu. Yanına gidip maşayı elinden aldım. Saçlarını sıkıca topladım. Uçlarını maşayla iri buklerler bıraktım. Tam işim bitmişti ki kapı çaldı. Elif ellerini göğsünde birleştirdi. Aynada ki yansımasına göz kırpıp odama geçtim. Kapının kapanma sesiyle uzun zamandır tuttuğum gözyaşlarımı serbest bıraktım. Çantamda ki fotoğrafı alarak yatağıma yattım. Icimde ki acı her saniye artarken avuçlarımdaki kadını öptüm. Kader bizi ilk günden ayırmıştı. Annemin kokusuna doyamadan ayrı düştük bir birimizden. Yıllarca yabancı birine anne dedim. Hergün belki sever diye umut ederken o bana her baktığında tiksiniyormuş. Birde babam vardı. Tek güvendiğim kişiydi ama onun bana yaptıkları affedilir gibi değil. Hayatımı neyin üzerine kurduysam hepsi yıkıldı ve ben boşlukta kaldım. Bir tek gerçek Mert'ti onuda kendi ellerimle uzaklaştırdım. Bu saatten sonra hiç birşeyin yolunda gitmesini beklemiyorum.
Midemin bulantısıyla koşarak banyoya girdim. Midemde ne varsa boşaltınca yüzüme su serptim. Aynadaki beni görünce korktum. Göz altlarım ağlamaktan şişmiş gözlerim neredeyse kaybolmuştu. Belime kadar gelen saçlarım dağılmış tırnaklarım yastığı sıkmaktan kırılmıştı. Elif'in söylediği kadar vardım. Birden aklıma Mert geldi. Çok özlemiştim onu ama bu şekilde karşısına çıkamazdım. Tekrar gözyaşlarım benden bağımsız akmaya başlayınca kendimi yatağa zor attım. Annesiz dünyaya geldim dün gece de babasız kalmıştım. Omuzlarımda ki yükün altında ezilirken gözlerim uykuya yenik düştü.
□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■
Gözlerimi Urfa'daki odamda açtım. Ben nasıl geldim buraya. Etrafta kimse görünmüyordu. Kapım açılınca içeri bir kız girdi. Önce tanıyamadım ama bana gülümseyince anladım. Nefesim kesilirken yanıma yaklaşıp yatağıma oturdu. Ağzımdan sadece bir kelime çıktı
"Anne"
Sadece gülümsedi benim ise gözlerim doldu. Ağlamamak için dişlerimi sıkarken bir eliyle yanağımı okşadı. Gözlerimden bir damla süzülerek diğer elinin üzerine düştü. Şevkatle beni kendine çekti. Sıkıca sarıldım. Kafamı saçlarından dağılan kokuyu daha çok hissetmek için boynuna gömdüm. Annemdi o benim. 26 yıl sonra gördüğüm annem. Kokusunu bile bilmediğim ve hep eksikliğini hissettiğim annemdi. Kulağıma eğilerek adımı fısıldadı. Sesindeki eşsiz tını kalbimi yerinden sökercesine canımı yaktı. Ne günahım vardı da ondan mahrum bırakılmıştım. Beni kendinden uzaklaştırdı. Yüzümü ellerinin arasına alarak gözlerime baktı.
- Merhaba kızım.
- Annem.
- Ezra'cım yıllardır bu anı bekledim. Çok vaktim yok. Babana kızma.
- Neden anne seni öldürdü o adam.
- Canım kızım başka şansı yoktu.
- Olabilirdi anne.
- Bak birtanem bizim aşkımız imkansızdı. Yine de mutluyum. Dünyaya senin gibi bir evlat getirdiğim için. Eğer beni tercih etseydide ölürdüm.
- Ben zaten hergün ölüyorum.
- Konuşma öyle. Hergün seni izliyorum. Allah'ıma şükürler olsun ki senin gibi bir kızım olmuş. Senden sadece mutlu olmanı istiyorum.
- Ne diyorsun sen anne nasıl mutlu olurum.
- Olacaksın Ezra. Yasımı tutmanı istemiyorum. Ona git ve mutlu ol.
- Yapamam anne sensiz olmaz.
- Evlenip yuva kurucaksın kızım. Anne olunca ne demek istediğimi anlarsın. Annelik gerekirse canından seve seve vazgeçmektir.
Anlımdan öptü sonra yanımdan kalktı. Kolundan tutarak durdurmak istedim ama birşey engel oldu.
- Anne ne olur bırakma beni
Artık ağlıyordum. Ellerimin arasında kayıp giderken arkasından gidemedim. Kapıdan çıkarken arkasına döndü. Yüzünde yine o gülümsemesi vardı.
- Sadece mutlu olmanı istiyorum. Inan ki seninle birlikte bende olucağım kızım.
Sonra gitti. O gidince her yer kararmaya başladı.
□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■
Nefes nefese yatağımdan doğrulurken saate baktım. Neler olduğunu idrak edince fotoğrafı elime aldım. Rüyamda ki kıyafetleri vardı üzerinde. Allah'ım bin şükürler olsun. Onu görmeme izin verdiğin için. Kokusunu sesini bakışını sıcacık ellerini hissetmemi sağladığın için.
Duşa girdim. 1 saat sıcak suyun altında dün geceyi düşündüm. Isim bitince giyinip mutfağa geçtim. Elif büyük ihtimalle uyuyordu. Sessizce kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Sessiz dediysem lafın gelişi. Ilk beş dakika içinde sakatlığım kendink gösterdi. Tabağı almak için uzanmıştım ki yere düşürüp kırdım. Etrafı temizledikten sonra dolaptaki şeyleri masaya dizdim. Ekmekler kızarırken çayda demlenmişti. Arkamı dönmüştüm ki Ozan'la karşılaştım. Burada mı kalmıştı yani. Uyku mahmuru gözlerini ovalayarak bana baktı.
- Günaydın
- Günaydın
- Biz barıştık da gece burada kaldım.
- Görebiliyorum.
Aklıma gelen şeyle bıçağı kapıp üzerine yürüyünce bir adım geri attı. - Valla birsey yapmadık uyuduk sadece.
- Iyi o zaman yardım et.
Ben derin bir oh çekerken birden gülmeye başladık. Sabah sabah adamın yüreğine iniyordu. Sesimize uyanan Elif kafasını kaşıyarak bize baktı. O bize bakarken bizim kahkahalarımız daha da arttı. Bir süre izledikten sonra hiç birşey demeden odasına gecti. Zorda olsa kendimize geldiğimizde keyifle kahvaltımızı yaptık. Elif ve Ozan birbirlerine her baktıklarında gözlerimi kaçırdım. Yıllar sonra kavuşmuşlar yanlız bırakmak en iyisi olacaktı.
- Ben kalkıyorum.
- Dur bakalım Ezra hanım
- Elif ama
Hızlıca çatalını masaya bırakıp kalktı.
- Bugün benimlesin sende Ozan
Ictigi cay boğazında kalan Ozan öksürmeye başladı. Hem öksürüyor hemde konuşmaya çalışıyordu.
- Elif benim işim var ama
- Öyle mi affetmekle hata yapmışım hala işin daha önemli demi
Yazık çocuk birsey söylemeye fırsatı kalmadan kabul etmek zorunda kaldı. Hızlıca sofrayı toplayıp büyük bir alışveriş merkezine gittik. Gün boyunca bilmem kaçıncı elbiseyi denedikten sonra pes ederek kendimi kahve içmek için bir yere attım. Elif yokluğumu farkedince yanıma geldi. Isyan ederken onu takmamanın verdiği huzurla kahvemi yudumladım. Ozan'da poşetleri arabaya bırakıp yanımıza geldi. Telefonu calinca cevap verdi.
- Efendim kardeşim. Hıhı anladım. Bizde kızlarla oturuyoruz. Tamam abicim bekliyoruz.
Konuşması bitince bize döndü.
- Mert geliyor.
Beynimden aşağı kaynar sular döküldü. Görmeye hazır değilim. Sessizce yutkundum.
- Elif ben gidiyorum.
- Nereye?
- Is aramak zorundayım biliyorsun ayrıca ben hazır değilim.
Elif Ozan'a uyaran bir bakış attıktan sonra oda benimle birlikte kalktı.
- Daha işimiz bitmedi burdan doğru kuaföre. Hiç itiraz istemiyorum.
Kendisi benim yerime bütün cevapları verince kolumdan tutup zorla 4. kattaki güzellik merkezine soktu. Icerisi kalabalık sayılmazdı. Yanımıza uzun boylu esmer biri kıvırtarak geldi.
- Hoşgeldiniz hanımlar. Ben Hamza.
Hamza ismi için fazla narin biriydi.
- Farkındayım adımla karakterim uymuyor ama naparsın kader.
Elif daha fazla dayanamadı.
- Arkadaşım bunalıma girdi. Kendisini tamamen size bırakıyorum. Kolay gelsin.
Elif'in kollarının arasından Hamza'nın kollarına geçtim. O da beni sürükleyerek koltuğa oturttu. Iki kız tırnaklarımla ilgilenirken Hamza saçlarımın üçte ikisini kesmekle uğraşıyordu. Kesim işi bitince uçlarını 2 ton açık renkle boyandı. Maşayla sac uçlarıma iri bukleler bırakıldı. Son olarakta hafif bir makyajla değişim tamamlandı. Finalde aynada yeni beni görünce dilim tutuldu. Gerçekten çok değişmiştim. Kadınların neden soluğu kuaförlerde aldıklarını anlatmıştım. Küçük bir değişiklik bile kafayı dağıtıyor. Gözlerim Elif'i arayınca bir kez daha şaşırdım. O da saçlarını kestirmisti. Birbirimize bir süre battıktan sonr dikkatim sallanan bir elle dağıldı. Hamza ellerimi tutarak bir tur çevirdi. Kendi şaheserine hayranlıkla bakarken Elif kolumdan tutup çekti. Parayı ödeyip çıktık. Yoldayken Ozan'ı aradık. Dışarı çıktığımızda araba bizi bekliyordu. Beni görünce ıslık çaldı.
- Vay be sende ne marifetler varmış.
Gözü Elif'e kayınca ağzı açık kaldı.
- Sevgilim muhtesemsin. Çok yakışmış.
Elif sevgilisine sarılıp yanaklarından öptü.
Sonra arabaya bindiler. Bende arka kapıyı açtım. Iceri binince yanımda birinin oturduğunu farkettim. Mert bana bakıyordu. O bana baktı ben onun bakışlarında kayboldum. Öldüm tekrar dirildim. Soğuk olmamasına rağmen titremeye başladım. O an özlediğimi hissettim. Haksızlık ettiğimi anladım. Çaresizce beni izlerken hic birsey söylemeden yolu izlemeye başladım. Elif ile Ozan tatlı tatlı tartışırlarken yanımda ki adamın varlığı beni başka alemlere taşıdı. Kokusu arabanın içine dolarken cigerlerime dolan hava canımı yakmaya başladı. Sadece bir saniye kafamı çevirdiğimde gözlerimiz birbirine çarptı. Sonra dağılan parçalar kalbime batmaya başladı. Bana öyle bakma adam. Zaten sana dokunamamak damarlarımı kavururken sen öyle bakma. Bu kadar huzur kokma yoksa uzak duramam.- Ozan dur.
Sesim arabanın içinde yankılanırken üçüde bana döndü.
- Ezra iyimisin?
Nefesim kesilmeye başlarken başım dönmeye başladı.
- Ozan dur dedim sana.
- Ezra
Konuşma adam bana bunu yapma. Yaramı dağlama.
Ozan arabayı durdurunca kendimi dışarı attım. Temiz hava içime dolarken esen rüzgarla vücudumu yeniden titretti. Benim arkamdan o da indi. Yanıma yaklaştığını anlayınca adımlarımı hızlandırdım.
- Ezra dur.Duramam anlasana sevgilim durarsam gidemem. Gelme peşimden hayatına devam et. Kolumda sıcaklığını hissedince başım yeniden dönmeye başladı. Beni hızlıca kendine çevirdi.
- Bırakır mısın?
- Bu ne demek biliyor musun? Tekrar öl demek. Tekrar ateşlerin içine gir demek. Yapamam anlasana.
- Böyle olması gerekiyor.
- Hayır gerekmiyor. Biliyorum hatalıyım ama telafi edicem.
- Istemiyorum.
- Nolur bir şans ver bana.
Ayaklarımın önünde diz çökerek ellerimi avuçladı.
- Görmüyor musun ölüyorum. Gittiğin günden beri nefes alamıyorum. Ben seninle gelecek her acıya razıyım ama mutlu olmak varken niye bu acı. Tek bir şans diliyorum. Yaşamak için bir ümit.Hayatta kalmak için sadece bir şansınız varsa dikkatli olun.
Çünkü son pişmanlık fayda etmiyor..
![](https://img.wattpad.com/cover/30919011-288-k476688.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalmış Hayatlar (Düzenlenecek)
RomanceOnların hayatları hep yarımdı.. Birbirlerinin eksikleri aslında onları bir yapandı..!