Final

37 3 2
                                    

Efnur sevdiği adamı babasına nasıl söyleyeceğini düşünüyordu kara kara. Bora şuan kapının önündeydi ve onun mesaj atmasını söylüyordu. Mutfakta bir oraya bir buraya deli danalar gibi dolanırken teyzesi geldi.
- Efnur bebeğim neyin var?
- Teyzem ya Bora gelmiş. Tutturdu babanla sevgilin olarak tanışıcam bu akşam diye.
Elif mevzuyu çoktan anlamıştı. Hemen Ezra'yı çağırdı ve mutfakta acil durum toplantısı yaptılar.
- Ezra senin ki ne durumda? Çünkü birazdan müstakbel damadı ile tanışıcak.
Ezra ufak bir çığlık attı.
- Efnur ne demek birazdan.
- Of anne, geldi gitmiyor işte. 2 yıldır gizli buluşuyoruz zaten. Bende bıktım valla haklı çocuk.
Efnur tıpkı annesi gibiydi. Kestane rengi uzun saçları ve aynı renk gözleri vardı. Huy olarak ne kadar babasına çekse de tip olarak alakası yoktu.

Mert ve Ezra evlendikten 1 yıl sonra dünyaya gelmişti kızları. Ezra kızına öz annesinin adını vermiş kaderlerinin aynı olmamasını dilemişti Allah'tan. Efnur büyüdü 24 yaşına geldi. Bora ile de 2 yıldır birliktelerdi. Onların tanışması da bir o kadar ilginçti. Bora kızı görmüş ve gözüne kestirmişti. Patronun kızı olması onu durdurmadı. Her gün onu delirtmek için birşeyler buluyordu. Birgün yine sinir etmeyi başardı.
Efnur Bora'ya dosyayı imzalaması için deyim yerindeyse şirkette kovalarken merdivenlerde ayağını burktu. İkisi de 18 basamağı birlikte inmişlerdi. Sonu hastanede bitti çünkü Efnur genç adamın üzerine düşmüştü. O gün bu gündür beraberlerdi.
Ezra kızı için genç adamın en iyisi olduğunu biliyordu ama bunu nasıl Mert'e söyleyecekti. Kafasını toplamaya çalıştı.
- Efnur çağır Bora'yı çıkın karşısına. Çatır çatır anlatın. Olsun bitsin.
Elif kaçmıştı resmen içine. Efnur hemen kapıyı açtı. Karşısında tüm yakışıklılığıyla duruyordu sevdiği. Boynuna atlamamak için zor tuttu kendini ama bu dudağına küçük bir buse kondurmasına engel değildi.
- Bora!
- Bebeğim!
- Gel hadi.
Bora akla zarar gülümsemelerinden birini bağışladı Efnur'a.
Genç kız anın heycanıyla elinden tuttu ve kapıyı kapatmayı unutarak salona girdi.
Kapıyı kapatma işi Elif'e kalmıştı. Bir yandan da fısıldıyordu.
"Aynı anası. Bu kadar olur."

Mert televizyonun önüne geçen iki kişi yüzünden ekranı göremeyince kaşlarını çattı.
- Çekil ordan ya pozisyonu kaçırdım.

Ekranın önünde çekilen olmayınca yüzlerine bakmak geldi aklına. Baktı. Bora ve kızı. Burası tamamda el ele tutuşuyorlardı. Yeriden fırladığı gibi yanlarına gidiyordu ki karısı araya girdi.
- Mert sakin ol hayatım.
- Ezra çekil önümden. O herif kızımın elini tutuyor. Bırak lan şerefsiz. Belliydi zaten neden evimizden çıkmadığın.
Bora karşısında ki yaşlı kurtun söylediği sözlere içerlemedi çünkü sinirliydi ve kızının elini tutuyordu. Her baba gibi o da kıskançlık krizine girmişti. Siniri geçsin eski haline döner diye düşündü. Bir bilse ne kadar yanlış düşünmüştü.
- Baba ayıp oluyor ama. Şerefsiz falan.
Kızını bile görmedi gözü.
- Neresi ayıp. Evime aldım. Şirketime aldım. Lan kızımı sana emanet ettim. Bu mu erkekliğin senin. Emanete yan gözle bakmak mı?
Bora bir adım yaklaştı.
- Mert amca, ileri gidiyorsun. Seviyorum ben kızını. Usulünce rızanı almaya geldik.
- Yani adet yerini bulsun diye geldiniz. Yoksa beni takan yok.
Efnur artık ağlıyordu. Babasının kızacağını biliyordu ama bu kadarı fazlaydı.
- Baba o ne demek öyle?
Hıçkırıkları arasında sormuştu soruyu.

Elif yiğeninin yanına gitti ve ona sarıldı. Bir yandan Mert'e çemkiriyordu.
- Bana bak lafına dikkat et. Sen bilmiyor musun Bora'nın nasıl biri olduğunu. Büyükleri olarak iznini almaya geliyor. Azıcık uslu dur da üzme çocukları.
Mert Elif konuştuktan sonra az da olsa duruldu. Önce karısına baktı sonra ağlayan kızına. Öfke birden bedenini terketti ve uzun adımlarla kızının yanına gitti. Efnur kendini birden babasının kucağında bulunca daha çok ağlamaya başladı. Herkes onun kendine gelmesini beklerken salonda sadece kızın iç çekişleri duyuluyordu.
Nihayet kendini toparlayan Efnur kafasını kaldırdı ve kırmızı olmuş gözlerle babasına baktı.
- Baba ben onu seviyorum.
Annemin seni sevdiği gibi. Nolur izin ver evlenelim. Karşı çıkıp bir tarafımı eksik bırakma. Onsuz yaşayamam.

Efnur konuştukça Ezra'nın yüreği sızlıyordu. Aklına annesi düşmüştü. Kızının kendi gibi eksik kalmasını istemiyordu. Kocasına baktı. Eskisi kadar sinirli değildi ama kaşları hala çatıktı.

Mert biraz daha düşündü. Bu düşünme süreci odada ki herkesi fazlasıyla germişti. En sonunda Efnur'dan ayrıldı ve Bora'ya sağlam bir yumruk attı. Kadınlar çığlık atarlarken genç adam beklemediği bu tepkiyle savruldu ama düşmedi. Çenesini ovalayıp tekrar dikildi karşısına.
- Eğer senin yüzünden tek bir göz yaşı dökerse seni şirketin terasından atarım.

Sonrası düğün dernekti. Düğün salonu tutuldu. Gelinlik ve damatlıklar alındı. Davetiye derken iki aya herşey hazırdı. Bu süre zarfında Mert Bora'ya çektirmediği işkence bırakmadı. Canını verecekti kolay mı?
Düğün günü imzalar atıldı yeni evli çift için iyi dilekler edildi. Bora düğünde bile kendiyle uğraşan kayınbabasına dayanamıyordu.
- Bebeğim baban beni gerdekten önce öldürmeyi planlıyor.
Efnur gerdek lafını duyunca kızarmaya başladı. Bora karısının bu halini zevkle izledi.
- Bora sapık gibi konuşmasana!
- Ne sapığı be karımsın artık benim. Aramızda ayıp diye birşey yok.
- Of Bora valla azıttın yine. Babama söylerim görürsün.
Bora hemen gerir adım attı. Ezra teyzesi ki artık annesi oluyordu müdahale etmişti de azıcık karısıyla dans edebilmişti. Şuan da ortaklıkta yoktu. Bu fırsatı değerlendirmesi gerekiyordu ama nasıl?

Gözleri birden parladı. Bu parıltıyı Efnur'da görmüştü ve korkmaya başlamıştı. Yine babasını delirtmek için birşey bulmuştu. Çok değil kısa zaman sonra neler olucağını anladı ve babasının çıkaracağı fırtınayı düşünerek karşı çıktı.
- Bora sakın bak. Babam çok kızar.
- Olmaz bebeğim. Bende insanım anamı ağlattı. Sıra bende.
Eldene ne gelir. Bora'ya karşı gelmedi. Zaten ne zaman gelmişti ki. Genç adamın Efnur üzerinde fizik ötesi bir etkisi vardı.

Bora gelinin elini tuttu ve birlikte Elif'i buldular. Aklından geçeni bir bir anlattı. Elif'de duyunca oldukça keyiflendi yaşlı kurtu o halde görmek için yapamayacağı şey yoktu.
Damat planı onaylanınca Efnur'u arka kapıdan çıkardı.
- Vay anasını düğünden gelini kaçırıyorum resmen.
Efnur'da derin bir kahkaha attı.
- Delisin sen deli!
- Sana deliyim bebeğim.
Arabaya atladıkları gibi balayı için hava alanına gittiler. Onlar Paris uçağında iken Mert ortalığı birbirine katıyordu.
- O herif kızıma dokunursa yakarım çırasını!
Son nokta Ozan'dan geldi.
- Geçmiş olsun abi bu gece biticek o iş. Ee yakında dede olursun.

Son.

Yarım Kalmış Hayatlar (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin