- Ezra.
Mert şaşkınlıkla bana bakıyordu. Yine ne yaptım acaba?
- Efendim.
- Biraz önceki senmiydin?
- Evet noldu?
- Muhteşemsin. Dün gece çocuklar gibi mızmızlanırken biraz önce profesyonel bir iş kadını gibiydin. Yaptığın o konuşmadan sonra eminim herkes seni konuşuyordur.
- Bu iyi bişey mi?
- Tabi ki de iyi. Artık kafalarına göre davranamayacaklar ve herseyin hesabını sana verecekler. Iste bu yüzden korkulan patron oldun. Bir an ben bile tırstım.
- Ayağınızı denk alın Mert bey.
Bu süzümden sonra hiç gelmediğim kadar güldüm. Sonra dosyaları kurcalamaya başladım. Bütün gün bunlarla uğraştım. Saat 5 gibi Elif çıktığını söyleyip gitti.
- Yoruldun mu prenses?
- Biraz.
- Yemeğe gidelim mi?
- Ne zaman sorucaksın diye merak ediyordum. Olur çıkalım hadi.
Cantamı alıp odadan çıktık.
Lüks bir yere geldiğimizde arabadan inip kapımı açtı. Allah için centilmen adam. Iceri girdiğimizde bir kaç kişinin bize baktığını farkedince koluna daha çok yapıştım. Masaya oturduk hemen aramızdan garson yanımıza geldi. Ben salata söylerken Mert makarna sipariş etti. Türkiye'ye gelince 1 yıl makarna yemeyeceğim diye tövbe etmiştim.
- Sen de diğer kızlar gibi ot meraklısı çıktın.
- Ne alakası var. Italya'dan geliyorum unuttun mu?
- Doğru ya.
Yemek boyunca işten konuştuk. En sonunda isyan ederek konuyu kapattım. Benim bu halime kahkaha atarak cevap verdi. Masanın üzerinde duran elime uzanıp ellerimi avucunun içine aldı.
- Seni çok seviyorum.
O an gözlerinde ki şeyi gördüm. "Aşk". O kadar içten söylemişti ki utanmasam ağlardım. Bir cevap vermem gerekiyordu. Seni hiç bitmeyecek bir aşkla seviyorum demek geçti içimden. Tam ağzımı açacakken biri yanımıza gelip durdu. Kafamı kaldırdığım da sarı saçlı her erkeğin isteyeceği bir kadın vardı. Gözlerim Mert'e kaydı. Şaşkın bir o kadar da endişeli gözlerle kadını izliyordu.
- Mertcim uzun zaman oldu görüşmeyeli nerelerdesin sen bakalım.
Gözleriyle beni eziyordu resmen.
- Kim bu kız?
- Kız arkadaşım.
- Kaç günlüksün sen bakalım?
- Banu düzgün konuş!
- Sakın bana gerçek aşkı buldum biz çok ciddiyiz evlenicez deme.
- Aynen öyle.
- Mertcim benimle ne kadar ciddiydin?
Bence bu kadarı yeter.
- Ne diyor bu kadın?
- Bitanem saçmalıyor nolur sen üzülme.
- Mertcim sonra görüşürüz bir ara bana da uğra. Özledim seni. Bu arada senin içinde üzgünüm canım. Yanımızdan ayrılıp arkadaşlarının yanına gitti. Masada ki kızlar bana basit bir kızmışım gibi bakıyorlardı. Ben hayatım boyunca bu kadar küçük düşürüldüğümü hatırlamıyorum. Daha niye bekliyorum ki. Cantamı alıp kapıya yöneldim. Ne ara yanıma geldiğimi anlamadan elimi tuttu.
- Bırak beni.
- Ezra dinle beni.
Hala dinle diyor. "Mertcim" dedi. Benim olanı sahiplendi.
- Tamam dinleme ama eve benimle geliyorsun.
- Ben seninle hiç bir yere gelmiyorum.
Yoldan geçen taksiyi durdurmaya çalıştım ama o buna izin vermedi. Kolumdan tutup zorla arabasına bindirdi. Yol boyunca tek bir kelime etmedik. Gözlerim eline kaydı. Direksiyonu o kadar sıkıyordu ki elindeki damarlar burdan bile rahatlıkla sayılırdı. Eve geldiğimizde onu beklemeden arabadan inip eve koşmaya başladım. Kapıyı Elif açtı.
- Hoşgeldiniz.
Cevap vermeden odama yöneldim. Mert kolumdan tutup kendine cevirdi.
- Bırak kolumu!
- Dinle beni.
- Ne dinlicem. Dokunma bana herşey ortada. Ne kadar aşağılandığımı görmedin mi.
- Haklısın ama sana söyledim. Değiştim artık.
-Kanıtla o zaman. Inandır değiştiğini. Kadın bana kaç günlüksün dedi. Be ne demek biliyormusun?
- Haklısın anlayabiliyorum.
- Anlayamazsın. Yanlız kalmak istiyorum.
Odaya çıkıp kendimi duşa attım. Saatlerdir engellediğim yaşlarıma akmalarını emrettim. Onlarda itiraz etmeden tek tek dökülmeye başladı. Canımı acıtırak ağladım. Sakinleşince duştan çıktığım. Üstümü giyinip eşyalarımı geri topladım. Bunca olan şeyden sonra burada kalmak istemiyorum. Yarın erkenden kimseye haber vermeden buradan gidicem. Elif'e söyleyemem çünkü o burada Ozan'la mutlu. Zaten yeterince kendi dertlerimle boğdum. En doğrusu bu.
Sadece gerçek bir dost sizi diğerlerinden koruyabilir.
Benimde var bir tane dostum.
Kendisi iyi ki var ♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalmış Hayatlar (Düzenlenecek)
RomanceOnların hayatları hep yarımdı.. Birbirlerinin eksikleri aslında onları bir yapandı..!