İyi Pazarlar diliyorum hepinize💜
İçimden geldi ve pazar kahvaltılarınıza eşlik etmesi için yeni bir bölüm paylaşmak istedim. Bu bölüm mor şemsiyenin hikayesini Yiğit'ten dinleyeceğiz, sonra da hikaye onun bakış açısından devam edecek.Bugüne kadar olaylara hep Birce'nin gözünden baktık. Biraz da Yiğit'in taraftan bakmaya ne dersiniz? Bence denemeye değer. Keyifli okumalar!
Bölüm şarkısı: Can Bonomo- Hikayem Bitmedi
YİĞİT
Bir hikaye tam olarak nerede başlar? Hayatınızın belli bir zaman diliminde başladığını düşündüğünüz bir hikayeniz varsa ve bu hikaye aslında sizin hiç haberinizin olmadığı bir zaman diliminde başladıysa? Peki ya bunu öğrendiğinizde başkalarına hikayenizi anlatmaya nereden başlarsınız? İşte benim Biricik hikayem hiç haberim olmadan böyle başlayıvermişti. Bense bunu yıllar sonra hikayemin başrolünden öğrenmiştim.
Mor bir şemsiyenin tesadüf eseri elimde olmasıyla başlamış kırık dökük bir aşk hikayesi.
Başladığını çok geç fark ettiğim ve yaptığım korkunç bir hatayla yaşayamadan kaybettiğim.
Günümüzden 4 yıl önce
"Abi dursana!" Yağan yağmura rağmen kardeşim Yaren evden çıkarken arkamdan koşmayı ihmal etmedi. "Şemsiyeyi yanına almayı unutmuşsun."
"Unutmadım aslında," diye mırıldandım kendi kendime. Sonra da ona dönerek "Mor bir şemsiyeyle ortalarda dolanmak gözüme biraz tuhaf göründü." desem de kardeşim buna aldırmadan yeniden şemsiyeyi bana doğru uzattı.
"Paris'teki işi almak şirketim için çok önemli demedin mi sen?" diye sorarken fazlasıyla ciddi görünüyordu ve bu doğruydu. Yeni kurduğum şirketimin ilk büyük işi olacaktı ve bu firmayla uzun yıllar birlikte çalışabilirsek maddi olarak kaygılarımın sonuna gelecektik.
"Evet," diyerek başımı onaylar anlamda salladım.
"O zaman kesinlikle bu şemsiye sana uğur getirecek. Sen beni dinle. Hem zaten yağmur da yağıyor." Sevgili kardeşimin ısrarlarına dayanabilmek pek mümkün değildi.
Yaren'e gözlerimi devirmeyi ihmal etmeden "Tamam, sen kazandın." dedim ve elimi uzatarak uçağa yetişmek için evden çıkmadan önce şemsiyeyi aldım.
Bu şemsiyenin hayatımda yaratacağı mucizeden henüz bihaberdim.
Kendi şirketimi kuralı henüz bir yıl olmuştu. Ülke içinde ufak tefek işler alarak çıktığım yolda şimdi daha büyük işler peşindeydim. Hırslı ve kazanmayı seven bir adamdım zira bir süredir kendimi ancak böyle mutlu edebiliyordum. Ruhumdaki görmezden geldiğim huzursuzluğun ve zihnimdeki uğultuların beni rahatsız etmediği tek zaman dilimleri işimle meşgul olduklarımdı. Paris'teki bir estetik kliniğinin biyomedikal malzemelerini temin etmek için bir fırsat yakaladığımda hiç düşünmeden uçak biletimi almıştım. Bana bu işi ayarlayan arkadaşım Murat'la birlikte hızla yola koyulmuştuk. Sağanak yağan yağmurun altında mor şemsiyeyle taksiden inip havaalanı girişine doğru hızla ilerlerken kapıda beni bekleyen sevgili dostum Murat'ı fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen İnandır (Tamamlandı)
RomanceMor bir şemsiye hayatınızın gidişatını değiştirebilir mi? Birce, aklı başında olmanın güvenli bir liman olduğuna inanırdı. Hayat dediğiniz dalgalı denizde bir fırtına sizi bulduğunda sakin bir limanda demir atmış olmaktan daha güzel ne olabilirdi k...