Sonunda beklediğimiz bölüm gelmiş olabilir mi?
Keyifli okumalar💜
Bölüm şarkısı :ZAZ- Historia un Amor
BİRCE
Babamın yıllardır bir kez bile göremeden öldüğünü öğrenmek beni tahmin ettiğimden fazla yaralamıştı. Bu yüzden Ayvalık'ta olduğum süre boyunca annemle görüşmek istememiştim. Annemse babamın bize yaşattıklarına rağmen ona verdiğim bu tepkiyi anlayamıyor olmalıydı. Bizi öylece ortada bırakıp ortadan kaybolan bir adamdı babam ona göre. Evet, görünen tablo buydu ama yine de onu görmeye ve ona hesap sormaya hakkım olmalıydı. Onu son kez görebilme şansımı ya da hakkında bilgi sahibi olabilme şansım tamamen elimden alınmıştı ve bunu hazmedemiyordum. Anneannemi hastaneye düşüren de buydu. Annemin benden sakladıklarını öğrenmiş olması. İster istemez anneme o da kızgındı. Biraz kendimi toparladıktan sonra annemle babam hakkında konuşacaktım. Babamın öldüğünü nereden ve tam olarak ne zaman duyduğunu öğrenmem gerekiyordu. Her şeyi öğrendikten sonra da ne yapacağımı tam bilmesem de en azından mezarını görmeye gitmek istiyordum. Onunla vedalaşmaya ihtiyacım vardı. Yıllardır içinde dokunulmamış tozlu rafta duran bu kitaba bir son yazmayı kendime borçluydum.
Anneannemin iyi olduğuna emin olduktan sonra hızla İstanbul'a dönmüştüm. Çünkü biraz daha kalırsam yaşananları duyan Bahar ve Ceyda'nın Ayvalık'a apar topar gelişlerini engellemem zor görünüyordu. Hayatıma girdikleri ilk andan beri onların varlıklarına her daim şükrediyordum. Sayelerinde hiçbir zaman yalnız hissetmemiştim. Birbirimizi asla yargılamıyorduk, yalnızca anlıyor ve destek oluyorduk. Bu dünya üzerinde herkesin sahip olamadığı nadir bir ilişkiydi.
Demeter olarak tanrıçalar konseyinde yer almak çok keyifliydi. Bazı durumlar hariç.
"Hadi, Yiğit'i ara." dedi Ceyda telefonumu bana doğru uzatarak. "Döndüğünden haberi var mı?
"Hayır, daha geleli kaç saat oldu ki zaten? Öyle meraklı gibi."
"Birce," dedi Bahar bezgin bir soluk verirken. "Yiğit'i ara ve geldiğini haber ver. Daha fazla kaçmana izin vermeyeceğim."
"Hayır," dedim başımı iki yana sallayarak. "Israr etmeyin lütfen." Sözlerimi tamamladığım sırada çalan telefonumun ekranındaki isim ikisinin de gülmesine neden oldu. Yiğit.
"Neyse ki eniştem ısrarcı ve girişken." dedi Ceyda kahkahalarının arasından.
"Aşk işte," diyerek ona destek veren Bahar'ın aklı çoktan Utku'ya gitmiş olmalıydı.
"Alo." Telefonu cevaplarken kızların eğlenceli yorumlarına konu olmamak için onlardan uzaklaştım. Yiğit döndüğümü biliyordu!
"Nermin teyzem haber vermese senin arayacağın yok," diye sitem ederek beni yeniden öfkelendirmeyi de başardı üstelik. "Bana neden haber vermiyorsun geldiğini?" Anneannemle iş birliği yaptığını duyduktan sonra telefonu yüzüne kapattım.
Yiğit'in bana yaptığı buydu işte. Aklımı başımdan almıştı, beni tamamen dengesiz ve duygularıyla hareket eden birisi haline dönüştürmüştü. Telefonu kapatmam elbette ki hiç bir işe yaramadı. Kaçmak mümkün değildi, Kalipso'da çalan şarkılar bile bana onu anlatıyordu. Artık her yerdeydi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen İnandır (Tamamlandı)
RomanceMor bir şemsiye hayatınızın gidişatını değiştirebilir mi? Birce, aklı başında olmanın güvenli bir liman olduğuna inanırdı. Hayat dediğiniz dalgalı denizde bir fırtına sizi bulduğunda sakin bir limanda demir atmış olmaktan daha güzel ne olabilirdi k...