Güzel bir hafta olmasını dileyelim. Haftanın ilk bölümünden selamlar💜
Keyifli okumalar...
BİRCE
Bade'yle konuşmamızın akabinde getirdiği kutunun içinde kaybolmuştum. Annemle yüzleşmeden önce babama dair anlattığı her şeyin doğru olduğundan emin olmam gerekiyordu. Zira bir kere daha inanan Birce olmayacaktım. Yeniden bilmek isteyen Birce'ydim artık. Ve babamın mektuplarını okuduktan sonra onun beni ne kadar çok sevdiğini ve özlediğini artık biliyordum. Mektupların bitiminde ruhumdaki koca bir ağırlıktan kurtulmuştum. Babam beni seviyordu ve isteyerek terk etmemişti. Gözyaşlarıma rağmen bunu içimden tekrarlamak beni gülümsetmişti.
Birce'm, güzel kızım;
Dünya üzerinde kaç gün daha nefes alabileceğimi inan hiç bilmiyorum. Sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki! Yirmi koca yıl canım kızım, dile kolay ama senden uzakta o kadar da kolay geçmiyor. Büyüdüğünü görememiş olmanın acısı asla dinmiyor. Annene kaç kez yalvardığımı hatırlamıyorum. Yalnızca bir fotoğrafın için, bir kere olsun sesini duyabilmek için ama ısrarla beni görmek istemediğini ve benimde seni görmeyi hak etmediğimi söyleyip duruyor. Bazen annene çok kızıyorum bazen de hak veriyorum. Gidişim o kadar ani oldu ki ona her şeyi düzgünce açıklayamadan kaçar gibi Almanya'ya geldim. Dolaylı olarak da olsa benim yüzümden evsiz kaldınız. Annenle aramız bir gün bile iyi olmadı. Keşke böyle olmasaydı, bizim hatalarımız senin hayatını alt üst etti. Geçen yılları geri getiremeyeceğimi ve sana çocukluğunu geri veremeyeceğimi biliyorum. Masumiyetimin ispatlanmasını beklerken yıllar geçti, şimdi de sana bu mektubu bile kendim yazamayacak kadar hastayım maalesef. Bade ile bir araya geleceğinize inanıyorum ve son sözlerimi ona emanet ediyorum Birce'm. Benim hatalarımın bedelini sizin kardeşliğinizin ödemesine izin vermeyin. Ona da söyledim, birbirinize sahip çıkmanız ve birlikte olmanız benim son arzum. İyi bir baba olamadığım için beni affet ve hakkını helal et güzel kızım. Seni çok seviyorum. Seninle her zaman gurur duyacağımı bil.
Baban Kemal.
Yazılan birkaç satır insanın yüreğine serin bir su gibi ferahlık verebilir miydi? Veriyordu işte. İçimdeki yangınları bir nebze olsun serinletmişti babamın sevgisini hissettiğim satırlar. Mektubu farkında olmadan göğsüme bastırdığım esnada telefonumun çaldığını fark ettim. Geçirdiğim o korkunç geceden sonra Yiğit sürekli olarak beni aramıştı. Telefonlarını açıp içimdeki zehri dökmek isteyen kadına rağmen kendimi tuttum. Ne aramalarına cevap veriyordum ne de attığı mesajlara. Bundan sonra ondan gelecek her şeye dilsizdim, her şeye kapı duvar. Ayvalık'a doğru yola çıkmadan evvel telefonumun içerisindeki sim kartı çıkarıp attım ve kendime yeni bir numara aldım.
Babamın bana verdiği kutuyla yola koyulduğumda artık gözyaşlarımın kuruduğunu hissediyordum. İçimde yalnızca kesif bir öfke vardı. Her şeyi ve herkesi kırıp dökmek istiyordum. İnsanların bana yaptıkları gibi onları incitmek ve bedel ödetmek istiyordum. Bu aşkla beraber ilk kez yaşadığım bir duyguydu. Öfkeden kontrolümü kaybedebilme ihtimalim. Kendimden korkuyordum. Bu yüzden beni çok iyi tanıyan birisine ihtiyacım vardı. Sakin tabiatıyla yaralarımı daha önce gösterdiğim ve çok güvendiğim birisine. Ceyda ve Bahar'ı da arayabilirdim ancak onlar beni koruma içgüdüsüyle benden daha acımasız davranabilir ve yangına körükle gidebilirlerdi.
Bir yaygara kopsun istemiyordum.
Yeni numaramdan Lucas'ı ararken çok da düşünmemiştim. "Sana ihtiyacım var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen İnandır (Tamamlandı)
RomanceMor bir şemsiye hayatınızın gidişatını değiştirebilir mi? Birce, aklı başında olmanın güvenli bir liman olduğuna inanırdı. Hayat dediğiniz dalgalı denizde bir fırtına sizi bulduğunda sakin bir limanda demir atmış olmaktan daha güzel ne olabilirdi k...