Herkese selamlar💜 Bu satırları yazmak öyle zor geliyor ki... Aylardır Birce en yakın arkadaşım gibiydi, benim için ona veda etmek zor oldu. Hikayenin başından bu yana beni oy ve yorumlarıyla yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ederim. Dilerim daha güzel pek çok hikayede görüşürüz. Beni Sen İnandır'dan sonra Müzik Kutusu isimli hikayemi okuyabilir, sonra da bağlantılı hikayesi Akşam Yıldızı'na eşlik edebilirsiniz.
Sevgililer gününüz kutlu olsun💜
Görüşmek üzere...
Asya ve Umut'un hikayesini merak ederseniz Gece Mavisi isimli kitabıma göz atabilirsiniz.
BİRCE
"Yeniden o aptal adama güvenmek gibi bir hata yapmazsın, değil mi?" Ceyda, Yiğit'in adını ne zaman duysa öfkeleniyordu. "Sen aklı başında tanrıça Demeter'sin. Kendine gel lütfen."
Bahar ve Ceyda'nın Kalipso'ya uğrayışı yeniden tanrıçalar konseyimizin toplantılarına dönüşmüştü. Bade'nin ekstra katılımı dışında elbette. Kız kardeşim artık hayatımın her parçasındaydı ve bunu seviyordum. Üstelik Yiğit'i yeniden affetmemem konusunda Ceyda ile aynı fikirdeydi.
"Abla sakın affetme Yiğit'i. Ona yeniden tam anlamıyla nasıl güveneceksin zaten?" diyerek yeniden Ceyda'ya destek oldu.
Bahar'sa ikisinden farklı düşünüyordu. "Serada her şeyi kendi kulaklarıyla duymuş, Yiğit'e oyun oynamışlar işte." Sonra da bana dönerek ekledi. "Birce, iki yıl geçmesine rağmen Yiğit'i hala seviyorsun. Onun da seni çok sevdiğine eminim ben. Ona yeniden şans verme fikrini kestirip atma lütfen."
Kızların çarpışan karşıt fikirleri bana filmlerdeki sahneleri hatırlatmıştı. Karşılıklı atışmalarını karar vermeye çalışan başrolün iki yanında beliren iyilik ve kötülük meleklerine benzetmiştim. Sonuç olarak yaptıkları beyin fırtınası karar vermemde pek de yardımcı olmuyordu. Yiğit beni bekleyeceğini ve bu bekleyişin son olacağını söylemişti. Haliyle vereceğim kararın geri dönüşü olmayacağını biliyordum.
Ne yapacağımı ve ne karar vereceğimi ise hiç bilmiyordum!
Gerçeklerin beklemediğim bir anda ortaya çıkışı zihnimi karmaşık bir hale getirmişti. Etrafımda uçuşan fikirler karmaşalarım çözmek bir yana dursun üzerimde çığlık atma etkisi oluşturuyordu. "Beni rahat bırakın!" diye bağırmak istiyordum. Ceyda ve Bade beni ikna edebilmek için Kalipso'ya Sezen'i bile çağırmışlardı. Kendilerine taraftar toplayan holigan fanatikler gibiydiler ancak Sezen konusunda yanılmışlardı.
"Ceyda seni çok severim biliyorsun," dedi Sezen bilmişçe gülümserken. "Genellikle aynı fikirde oluruz ama Yiğit konusunda değiliz. Bence Biricik Yiğit'e yeniden bir şans vermeli. Hem aşk bu dünyadaki en önemli meseledir diyen sen değil miydin?"
Ceyda hayatında belki de ilk kez birisine verecek cevap bulamamıştı. Sesli ve sıkıntılı bir nefes verdikten sonra "İstisnalar kaideyi bozmaz Sezenciğim, "dedi. "Yiğit gibi adamları kaale bile almamalıyız."
Günün ilerleyen saatlerinde tanrıçalar konseyimiz dağılırken Kalipso'da kendi başıma kalmıştım. Kendime kahve hazırlayıp sessizliğin tadını çıkarmak istediğim esnada "Anneciğim, babama portakallı makaronlardan alalım mı?" diyen küçük bir kız çocuğu koşarak kapıdan içeriye girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen İnandır (Tamamlandı)
Lãng mạnMor bir şemsiye hayatınızın gidişatını değiştirebilir mi? Birce, aklı başında olmanın güvenli bir liman olduğuna inanırdı. Hayat dediğiniz dalgalı denizde bir fırtına sizi bulduğunda sakin bir limanda demir atmış olmaktan daha güzel ne olabilirdi k...