"Benim odama gelsenize sizinle bir şey konuşacağım."
Abim ve Agah'la olan grubumuza mesaj çektikten sonra telefonu bıraktım ve odada volta atmaya devam ettim. Karen ile bir yola çıkacaktık ve bunu abimlere söylemem lazımdı ama bunun nasıl yapacağımı bilmiyordum. Nasıl söylemeliydim? Abim ve Agah Karen'i sadece bir kez görmüşlerdi ve onu tanımıyorlardı. Ona güvenemezlerdi bunu biliyordum çünkü en son birine güvendiklerinde neler olduğunu hepimiz biliyorduk. Güvenmeseler de onu tanımasalar da benim bu kararıma başta karşı çıksalar da sonunda kabulleneceklerini biliyordum. Onlar benim abilerimdi ve her zaman arkamda bir dağ gibi duracaklarını bana destek olacaklarını biliyordum.
"Almira."
Beni derin düşüncelerden kurtaran şey abimin sesi oldu. İkili çoktan odaya girmiş ve beni izliyorlardı. Yatağıma oturduğum da ikisi de yatağa oturup bağdaş kurdular ve merakla bana baktılar. Derin bir nefes aldım ve cesaretimi topladım.
"Abi, Agah biliyorum kimseye güvenemezsiniz beni emanet edemezsiniz ama bana güvenmenizi istiyorum. Evet geçmiş kötüydü, kötü şeyler yaşadım, yaşadık, ama adı üstünde geçmiş rehabilitasyon merkezinden çıktığımda bir karar verdim geçmişi geçmişte bırakacaktım bıraktım da. Belki bu söyleyeceğim şey sizi şaşırtacak, kızdıracak ama bana inanın bu benim için en iyisi olacak." Derin bir nefes aldım ve ikisinin de gözlerinin içine bakarak devam ettim." Ben birini seviyorum."
Onların konuşmasına izin vermeden devam ettim.
"Aşk ve sevgi arasında fark var. Aşk geçicidir ama sevgi, sevgi kalıcıdır. Sevdiğin insana kıyamazsın, üzemezsin, onun mutlu olmasını istersin. O benim mutlu olmamı istiyor, o beni kırmayacağını beni üzmeyeceğini söylüyor. Abi, Agah, ben Cihangir'e aşıktım yada ben öyle zannettim ama bu sefer öyle değil ben onu seviyorum."
Uzun bir sessizlik oldu. Her geçen saniye beni daha da geriyordu ve heyecanlandırıyordu. Abim gözlerimin içine baktı. Orada bir şeyler arıyor gibiydi. Emin olmak istiyordu. Agah'a baktım. Agah'ta aynı şekilde gözümün içine bakıyordu o da emin olmak istiyordu. İkili gözlerimde ne gördü bilmiyorum ama birbirlerine baktılar. Abim bana döndü.
"Karen mi?"
Şaşkınlıkla abime baktım. Abim nerden anlamıştı?
"Bakma öyle ona bakışlarından, onun sana bakışlarından anlamıştım ben zaten."
"Sende mi anladın Agah?"
Agah tebessüm etti.
"Evet."
"Almira biz senin abiniz ne olursa olsun senin arkandayız ama bizim de çekincelerimiz var bizi anla lütfen. Yaşadıklarımızı tekrar yaşamak istemiyoruz."
Bunları söyleyen abime şefkatle gülümsedim. İkisinin de çekinceleri vardı ve haksız sayılmazlardı.
"Size bir şey daha söylemem lazım."
İkilinin bakışlarına tekrar merak bulaştı.
"Karen bana evlenme teklifi etti ve bende kabul ettim. Hayat çok kısa ve ben bu kısa hayatı güzel yaşamak istiyorum. Sevdiğim adamla birlikte yaşamak istiyorum."
Abim oturduğu yerden kalktı ve pencerenin önüne geçip dışarıyı izlemeye başladı. Agah ise hüzünlü bir şekilde bana bakıyordu. Bana tekrar zarar gelmesinde korkuyorlardı. O yüzdendi bu sessizlik. Onlara zaman tanımaya karar verdim ve sessiz bir şekilde bekledim.
Alpaslan...
Pencereden dışarı bakarken bahçeyi görmek yerine Almira'yı görüyordum. Küçüklüğünü. Benim kardeşim bana hep küçük bir kız çocuğu gibi görünecekti. Ama büyümüştü. Benim küçüğüm büyümüştü ve evlenmek istediğini söylüyordu. Bu kısa hayatı güzel bir şekilde yaşamak istediğini söylüyordu. Onun fikirlerine saygı duymam gerekiyordu benim gözümde hala küçüktü ama büyüdüğünü kabullenmem gerekiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI GEÇMİŞ
Roman pour AdolescentsAlmira yaralıydı. Yaraları ruhundaydı. Yaraları bedenindeydi. İnsanlara güvenmiyordu. Sertti, duygusuzdu, umursamazdı, Geçmişinde yaşadıkları onu bu hale getirmişti. Almira geçmişinden kurtulamamıştı. Geçmişi sanki bir girdaptı. Sonra hayatına bir a...