Yaralı Geçmiş 19. Bölüm

68 3 3
                                    

(Şarkıyı açıp okumanızı tavsiye ederim:)

Alpaslan...

Doktor konuşmasını bitirdikten sonra arkasını dönüp gitti. Doktorun söylediği şeyler kulaklarımda uğulduyor ve bende buna engel olamıyordum.

Eline saplanan cisim yüzünden elindeki bütün kaslar zarar görmüş ve uzun bir süre elini kullanamayacak maalesef.

Benim güzelim elini kullanamayacak mıydı şimdi?

Bu düşünce ile sendelediğimde dengemi kaybettim ve geriye doğru düştüm. Canı yanıyor muydu? Elini kullanamayacağını öğrendiğinde yıkılacaktı ve ben yıkıldığını  görmek istemiyordum. Yüzündeki o paramparça olan ifadeyi görmek istemiyordum. İlk önce donuk gözlerle bize bakacak ardından kafasını eğecek ve eline uzun uzun bakacaktı. Sonrasında bize dönecek ve çıkın odadan diyecekti tanıyordum ben kardeşimi neler hissedeceğini nasıl yıkılacağını biliyordum. Uyandığında canı çok acır mıydı acaba? Tabi ki acıyacaktı ve ben yine onun acılarını ondan alamayacaktım. Bu düşünce ile kendimi  bıraktım ve yere uzandım bana sesleniyorlardı Alpaslan diyorlardı ama onun sesi yoktu benim güzelim bana seslenmiyor seslenemiyordu. Kolumu tutan ve beni kaldırmaya çalışan eller vardı ama onun narin elleri yoktu. Bir anda tavanda iki küçük çocuk belirdi. Biri ben biri de Almira idi. Almira benim küçüklüğüme doğru koşuyordu. Küçüklüğüm ise kollarını açmış kız kardeşinin ona sarılacak olmasının sevinci ile gülüyordu. Bu gülüş kardeşinin düşmesiyle soldu. Küçüklüğüm telaşla yerde kanayan dizine bakarak ağlayan kardeşine koştu. Kardeşinin yanına diz çöktü ve yanaklarını elleriyle kavradı. Kız çocuğu dolu gözlerini yanında durmuş telaşlı gözlerle ona bakan abisine çevirdi. Abisi kardeşinin alnından öptü ve geri çekilip kardeşinin kanayan dizine baktı. Erkek çocuğu kardeşinin kanayan dizini görünce sanki kendi düşmüşte dizi kanamış gibi canı yanmış. Kardeşinin dizini öpmüş ve dönüp şöyle demiş;

"Ağlama her düştüğünde yanında olacağım yaralarından öpeceğim ve gözlerinden akan her bir damlayı tek tek sileceğim"

Benim kardeşimin yanına olmam gerekiyordu. Onun yaralarından öpmem gerekiyordu. Ona söz verdiğim gibi düştüğü yerden kaldırmam gerekiyordu. Yattığım yerden kalktım ve etrafımdaki insanlara tek tek baktım. Hulusi amca tıpkı Aysima anne gibi perişan olmuştu ve her an ikisi de bayılacak gibi duruyordu. Agah ise kızarmış gözleriyle bana bakıyordu. Cihangir o neredeydi? Arkamı döndüğümde onu yerde dizlerinin üstüne çökmüş olduğunu gördüm. Tekrar önüme döndüm ve herkese son bir kez baktım. Çökmüş omuzlarımı dikleştirdim.

"Herkes kendine gelsin. Almira uyandığında sizi böyle görmesin" Dedim ve arkamı dönüp koridorda yürüdüm. Köşeyi döndüğümde duvarın dibine çöktüm ve ellerimi ağzıma bastırıp hıçkırıklarımın duyulmasına engel olmaya çalıştım. 

... 

"Bakın doktor bey ben kardeşimi göreceğim ve kimse buna engel olamaz DUYDUNUZ MU?"

 Doktor bir süre düşündü ardından kafasını olumluca salladı.

"Tamam Alpaslan bey sadece beş dakika"

Kafamı salladım ve odadan çıktım. Almira'nın kaldığı odanın önüne geldiğimde herkes meraklı bakışlarla bana bakıyordu. 

"İzin aldım"

Onlara bakmaya devam ederken adımın seslenmesiyle sağa döndüm.

"Alpaslan bey buyurun"

Kafamı onaylarcasına salladım ve hemşireyi hızlı adımlarla takip ettim.

YARALI GEÇMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin