19.Bölüm

1.7K 68 27
                                    

Her şey daha iyiye gidiyor gibi görünüyor. Evet, öyle düşünüyorum çünkü Sean bana duygularını resmen itiraf etti ve aramızda artık sorun yok.

Ah!! Bu noktada biraz duralım. Erkek bir sevgilimin olmasının yanı sıra, o kişi kardeşimin de nefret ettiği bir kişi. Millet, bu dünyada bundan daha güzel bir şey var mı!?

"Sean, neden son zamanlarda Yok ve Gram'ı görmedim?" Sean'e sordum. Dürüst olmak gerekirse, ikisi olmadan bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorum. Genelde yanımda hep şakalaşıyorlar ve durmadan kavga ediyorlardı. Bu sıralarda gruptakiler biraz gergindi ve çok garipti.

"Bilmiyorum, Sean'i de aramadılar." Sean yanıtladı.

"Sana daha önce de söyledim, üniversitede normal konuşman gerekiyor."

"Ama artık birbirimize sahibiz! Sean böyle konuşabilir."

"Abartma!" Somurtmaya başladım.

"Sean abartmıyor, asıl sen abartıyorsun, bebeğim." Dışarıda sadece ikimiz olmadığımızda Sean bana White demezdi, onun yerine bana bebeğim derdi. Huhhhhhhhh.. Bu neden tüylerimi diken diken ediyor!

"Kimsenin bilmesini istemiyorum." Dedim usulca.

"Sean de kimseye söylemek istemiyor. Bebeğim, çok düşünüyorsun bunu."

"Bugünün dersi bitti. Önümüzdeki pazartesi için sunumlarız var, unutmayın." Öğretim görevlisi hatırlattı, sonra ben ve Sean dahil tüm öğrenciler sınıftan çıktı.

Aslında, Sean benim için çanta taşımayı seviyor ama ben kız olmadığım için her zaman taşımasını istemiyorum. Çantamı kendim taşıyabilirim. Biraz ağır ama sorun değil.

"Aç mısın?" Sean bana sordu ve asansöre doğru yürüdü.

"Evet, açım."

"Kampüs kafeteryasında mı yiyelim yoksa dışarı mı çıkalım?"

Sean ve ben birbirimize âşık olsak da her şey eskisi gibiydi. Sean bana hala arkadaş olduğumuz zamanlarda davrandığı gibi davranıyordu. Sadece, dikkati her zamankinden daha fazla üzerimdeydi, şimdi en küçük şeylerde bile benimle ilgileniyordu. Örneğin; banyodan sonra vücudumu kuruluyor, tırnaklarımı kesiyor, zamanında yemek yemeyince hemen homurdanıyor, bir şeyi kullanıp yerine koymadığımda beni azarlıyordu. Sean'i, babamın bir klonuymuş gibi hissediyorum, hatta bazen bana harçlık bile veriyor... Bunu reddetmemin imkanı yok. Şimdi tek yaptığım onunla gezerken cüzdanımı taşımamak. Sadece ona ne istediğimi söylerim, o da beni şımartmak ve dileğimi yerine getirmek için her şeyi yapar. 

"Her yerde yiyebiliriz, Sean beni nasılsa heryerde mutlu ediyor." Gülmeye başladım.

"Evet, tabii ki bebeğim." Ağzının kenarıyla gülümsedi.

"Hey, hatırladım da, bugün kütüphaneye bir kitap iade etmem gerekiyor. Yoksa kesinlikle azarlanacağım."

"Tamam o zaman acele et, bebeğim."

"Tamam." Başımı salladım.

Sean'in yanından ayrıldım ve kütüphaneye gittim, içeri girdim ve kitabı geri verdim. İşim bittikten sonra kütüphaneden çıktım.

Kütüphane binasından çıkıp otoparka gitmek üzereyken yüzünü uzun zamandır görmediğim bir kızla karşılaştım.

"Yojin!"

"Adımı hala hatırlıyor musun!?" Yüzüme o kadar sert bağırdı ki şok oldum.

"Biraz yavaşlar mısın?"

Not Me (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin