Not Me (Türkçe Çeviri)

1.Bölüm

1.Bölüm

B ÜNİVERSİTESİ

Black'in, öğrenci olarak kayıtlı olduğu B Üniversitesitesinin içine girdim ve şu anda onun fakültesinin önünde duruyorum. Black'in arkadaşları hakkında gerçekten hiçbir şey bilmiyorum. Genellikle nerede takılırlar, nasıl etkileşime girerler, ne kadar yakınlar ve ne hakkında konuşurlar hiçbir fikrim yok.

Tabii ki Black'e soramam bunları, çünkü bunu yaptığımı öğrenirse babama söyler ve babamda bana kızar. Babam, onun da babası olsa da, eminim Black'e kızacaktır. Babam, Black'in başına gelenler gibi kötü bir şey yaşayacağımdan ve buna dayanamayacağımdan endişelenirdi.

Şu anda, görünüşümü değiştirerek Black gibi görünmeye çalışıyorum. Onun kıyafetlerini giydim, saç stilimi ve rengimi onunkine en yakın şekilde değiştirdim, öyle ki bu benim tarzım olmasa da kulaklarımı deldirmek ve koluma dövme yaptırmak zorunda kaldım. Babam beni böyle görseydi, Jutathep gibi temiz, kibar ve eğitimli çocuğu bu halde olduğu için bayılırdı.

(Açıklama: Jatathep, bir Tay dizisindeki soylu bir ailenin adıdır. Bu ailenin çok yakışıklı beş oğlu var. Jutatheps'lerin sadece fiziksel çekicilikleri değil, aynı zamanda kendi alanlarında olağanüstü yetenekleri de vardır. Bu dizi, her Jutathep'in aşk hikayesini anlatan beş başlığa bölünmüştür.)

"Merhaba tatlım ... " Sesi uzaktan duydum.

"Hey, önce sen git, ben yetişirim."

Beklendiği gibi, şu anda oldukça vahşi bir mücadele döngüsü içindeyim. Kadınları baştan çıkarmayı seven biri. Görünüşe göre buna alışmam gerekecek.

Aniden, biri kolunu, omzuma koyup ürpermeme ve ona dönmeme neden oldu.

"Alo, Black?" Bana sarılan bu adamın Black'in 'Gram' adındaki arkadaşı olduğunu hatırladım. Konuşurken kaşlarını çattı.

"Ah ... Buna inanamıyorum." Bunu diyen kişide 'Yok' isimli kişi.

"Arkadan Black'e benzemiyor. Neredeyse ona saldıracaktım." Ve 'Sean' de konuştu.

'Sean'in dediği cümle kafamı karıştırdı.

"Neden, daha sevimli görünüyor?" Sean alay ediyormuş gibi sordu ama bakışları çok sakindi, şaka yapıyor gibi görünmüyordu.

Ama ne ... Sean, beni fark etti mi?

"Peki senin burada ne işin var? Ne zamandan beri sigara içme alanında bekliyorsun. Bugün dersin var mı?" Diye sordu Gram ve boynuma sarıldı.

"Hey, üç gündür kayıpsın ama neden birkaç santimetre daha kısasın?" Gram'ın gözlemi beni şaşırttı ve biraz panikletti.
Black olmadığımı fark edeceklerinden korkmaya başladım.

"Dostum... şu an saat on bir buçuk." Dedim. Aldığım ders programında Black'in 10:30'da dersi vardı. "Acele etmemiz gerekmez mi?"

"Hey, bu çocukta ne var? Biri Black'in vücudunu ele geçirmiş gibi görünüyor." Sean beni işaret ederek söyledi.

"Bir sorun mu var?" Diye sordum şaşkınlıkla.

"Tuhaf davranıyorsun. Biliyorsun hoca saat 11: 30'da derse gelir. Ayrıca genelde onun dersine gitmiyorsun. Bence yemek yiyelim ... " Gram bu sözleri söylerken başımı salladım.

"Sadece birkaç gündür kayıpsın ve her şeyi unuttun mu?"

"Tam olarak nereye gittin? Birkaç gün kimse sana ulaşamadı." Diye bana doğru sordu Sean birden.

Sanırım ben bu oyunu oynayamayacağım.

"Ben ... ben ... " Kahretsin, bir sebep bulamıyorum.

"Nereye gittin diye sordum?" Sean sordu ve gözlerimin içine baktı, yalan makinesi taklidi yapıyor olmalı.