Giriş

5.2K 215 22
                                    

"White, Tod nerede?"

Bu ses beni hayallerimden uyandırdı. Döndüğümde bana doğru yürüyen büyüleyici bir yüze sahip, uzun boylu bir figür gördüm. Bu kişinin adı "Ta". Sorduğu kişi ise gruptaki bir diğer yakın arkadaşım "Tod". Bizler, oldukça iyi bilinen tanınmış bir özel üniversite olan A Üniversitesi'nde üçüncü sınıf öğrencileriyiz. Mimarlık Fakültesi'nden çok yorulmuş, biraz perişan ve başkalarıyla arkadaş olmak için fazla zamanları olmayan öğrencileriz.

"Henüz gelmedi. Dün onu on kere aradım... Cevap vermedi." Dedim sinirli bir şekilde.

Sorun şu ki, şuan endişeliyim ve en iyi arkadaşım Tod'a danışmak istiyorum, ama o nerede?

Benim adım White, fazla göze çarpmayan normal bir öğrenciyim. Yüzüm sıradan, hatta çekicilikten uzak, boy olarak Ta ve Tod'dan biraz daha kısa görünüyorum.

Ben tek çocuk değilim, Black adında bir ikizim var. On beş yıl önce, biz daha beş yaşındayken ebeveynlerimiz boşandı. Ben babamla yaşıyorum ve Black annemle yaşıyor. İki farklı hayat yaşıyoruz. Babam zengin bir adamdı, bu yüzden iyi bir okula gittim ve her zaman iyi bir hayat yaşadım. Annem, babamla evlenmeden önce yaşadığı gecekonduda yaşamaya karar verdi ve herhangi bir yardımı kabul etmedi. Black şimdi çok kaotik bir Devlet Üniversitesi olan B Üniversitesi'nde okuyor. Bütün gün sadece kavga ediyor, neredeyse hiç ders çalışmıyor. Sadece yüzüne bakanla veya yanlışıkla kendisine çarpanla kavga eder.

Hikaye, bir hafta önce Black'in, N Üniversitesi'ndeki rakibi tarafından saldırıya uğraması ve ağır yaralanıp hastaneye kaldırılmasıyla başladı. Asıl mesele şu ki, neden böyle bir saldırıya uğradığı belli değil. Kardeşimin, arkadaşı tarafından ihanete uğradığını öğrendim ama Black bana o kişinin kim olduğunu söylemedi...

Bana söylemezse, gidip kendim araştıracağım!!

Ama önce en iyi arkadaşıma danışmak istiyorum ve o kişi Tod. Ama o nerede? O piç neden hala gelmedi!

"Eh, dün o içiyordu acaba onu bulmak için bizde mi içsek" dedi Ta.

"Saçmalamayı keser misiniz?" dedim hayal kırıklığı içinde, bu çok rahatsız edici.

Bugün son sınav günü olduğundan,derslere girmeyeceğim. Black olarak başka bir yerde okula gideceğim ve orada okuyacağım.

"Haha. Ah, yine haklıydım..." dedi Ta, Tod'u işaret ederek.

"Sonunda geldin! Öldün sandım." İlk başta Tod'u azarlamak istedim ama yüzünü görünce nefesim kesildi.

"Hey, Tod, yüzüne ne oldu?" Dürüst olmak gerekirse, Tod'un yüzünü görmek beni şok etti. Dayak yemiş gibiydi. Ona ne olduğunu anlamıyorum.

"Acıyor!" Dedi ve yanıma oturdu. "Bir kaza oldu."

"Yüzün kapıya mı girdi?" Diye sordu Ta ve Tod'un arkasını dönüp alaycı bir gülümsemeyle, gülümsemesine neden oldu.

"Hayır, öyle değil... ahhh-hayır"

"Uzun zamandır arkadaşız, nasıl biri olduğunu biliyorum. Çok dikkatsizsin." Dedi Ta şakayla.

"Ağzını kapalı tutmayı öğrenmelisin."

"O kadar acıyor mu?"

"Çok acıyor" Dedi. " Sen ve White'ın, dün aradığınızı ve bir sürü mesaj gönderdiğinizi gördüm, sorun ne? Dün açamayacak kadar meşguldüm."

Tod bunu sorar sormaz ona BLACK'ten bahsettim . Ona anlattığımda dinlemiyor gibiydi, bana bakıyordu ama gözleri çok uzaklarda gibiydi.

"Tanrım, beni dinliyor musun?" dedim.

"Ah, dinliyorum. Anlat." Dedi. Beni biraz kızdırdı ama konuşmaya devam ettim.

"Kısacası, Black'in meselesi yüzünden, yaz okuluna gitmeyip ona bunu yapanı araştıracağım. Yani sen ve Ta, bensiz yaz derslerine girebilirsiniz."

"Buna emin misin?" İlk cevap veren Tod oldu.

"Seninleyiz" Ta'nın bunu demesi beni rahatlattı.

Bu iki lanet çocuğa sahip olduğum için kendimi şanslı hissettim.

Black'in en iyi arkadaşlarının fotoğraflarını, kendi arkadaşlarıma göstermek için Black'in telefonunu cebimden çıkardım.

Fotoğrafını ilk açtığım kişi "SEAN". Bu kişi sessiz ve öngörülemeyen bir adama benziyor. Kaç fotoğrafı var bunun? Kardeşim onun hakkında pek konuşmadığı için pek fazla şey bilmiyorum. Tek bildiğim şey, Sean'in sürprizlerle dolu bir sihirbaz gibi olduğu ve Black'in ona çok yakın olduğu. Sean, düzgün kaşları, büyüleyici gözleri, şekilli dudakları, çıkıntılı bir burnu olan, çok yakışıklı bir adam. Yakışıklı, hatta oldukça mükemmel. Black'in telefonunda en çok onun fotoğrafının olması çok normal.

İkinci kişi " GRAM " idi. Bu adam arkadaş canlısı görünüyor. Fotoğraflarda gülümsemesi güzel duruyor ve videolarda komik haraketler yapıyor. Black'in arkadaşları arasında konuşması en kolay kişi gibi duruyor. Gram tatlı bir gülümsemeye sahip bir adam, gözleri gülümsüyor gibiydi ve kadınların ona sık sık yaklaştığına eminim.

Bir sonraki resme baktım ve derin bir iç çektim.

Gruptaki son kişi "YOK". Bu kişi çok korkutucu, kötü ve biraz huysuz görünüyor. İyi bir adam gibi görünmüyordu. Uzun, ince ve çevik. Fotoğraflarda Black'e pek yakın görünmüyor.

Ah! Bu üç kişiden hangisi kardeşime ihanet etti!

Fotoğrafları gösterirken Tod alevlendi ve bir şey sordu. "Emin misin? "

Ona cevap vermek için döndüm ve Tod'un, Ta'dan bir cevap bekliyormuş gibi göründüğünü gördüm...

"Evet, sanırım." Tam olarak ne cevap vereceğimi bilmiyorum.

Kardeşime ihanet edeni bulmak için başka seçenek yoktu..

Not Me (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin