Not Me (Türkçe Çeviri)

21.Bölüm

Sean, kıyafetlerini değiştirmeden önce benim için temiz kıyafetler çıkardı. Sean işini bitirdikten sonra yanıma geldi, beni döndürdü, sıkıca sarıldı ve her zamanki gibi uzandı.

"İkinci tur olmayacak, sana daha önce söylemiştim." Uzun adamın niyetini anlamıştım.

"Hadi ama.. Ben bir şey yapmadım." Dedi Sean gülümseyerek bana bakarken. "Gerçekten beni durduracak mısın?"

"Uyumak istiyorum." Battaniyemi sıkıca çektim. Sean battaniyemi etrafıma sardı ve bana sarıldı.

"Memnun musun?" Kimin sevgilisi nasıl flört edileceğini bilmiyor? Evet, tahmin ettiğiniz kişi.

"İyi uykular."

"Tamam, iyi geceler." Sean beni şakağımdan öptü.

"Tatlı rüyalar."

"Beni hayal et." Sean alaycı bir şekilde söyledi, hâlâ sessizce gülümsüyordu.

"Henüz ölmedin, rüyama nasıl girebilirsin?"

"Hala güçlü görünüyorsun? Tekrar savaşacak kadar güçlü hissediyor musun?" Sean'in bu cümlesi çığlık atmama neden oldu.

"Şaka yapıyorum! Şaka yapıyorum! Sakin ol, Sean!!"

"Olmayacağım!"

Ne zaman onunla sevişsem, o kadar yorgun oluyorum ki artık enerjim kalmıyor. Bir dahaki sefere pes etmeyeceğim!

SABAH

Sean ve ben her zamanki gibi üniversiteye birlikte gittik. Üniversiteye arabayla gittik çünkü vücut durumumun motosikletinin arkasına oturmaya kesinlikle hazır olmadığını Sean biliyordu. Dürüst olmak gerekirse, üniversiteye gitmek istemiyordum ama tatilimiz yeni bittiği için gitmek zorundaydım. Sean'in yol boyunca defalarca kez telefonuna tıklayıp bir şeyler yazdığını fark ettim. Sadece sormaktan kaçındım.

"Sean, kime yazıyorsun?" Sean, Casanova'dan daha popüler. ( Açıklama: Giralomo Casanova, 1725'de İtalya'da 112'den fazla kadınla yatmışdır. Adı, gösterişli erkekler için ortak bir isimdir.)

"Neden soruyorsun? Beni yakınında tutmak mı istiyorsun?" Sean gülümsedi.

"Seni dikkatle izliyorum."

"Başka bir kızla sohbet etseydim..." Sean bana baktı ve telefonu cebine koydu. "Ne yapardın?"

"Hiçbir şey yapmam, ben de konuşacak yeni insanlar bulurum. Oyun oynayabileceğim iki kişi var bile, biri Gram, diğeri Yok." Şaka yapıyor olmama rağmen, Sean sanki benim ebeveynimmiş ve ben kötü bir şey yapmışım gibi anında ciddi bir surat ifadesi takındı.

"İkisiyle de konuştum. Kafeteryada bekleyeceklerini söylediler. Ben ortalarda olmadığım zaman onların yanında olursan seni eve tıkarım bebeğim." Yüzü hiç şaka yapıyor gibi görünmüyordu. Sırtımdan aşağı bir soğukluk indiğini hissettim. Ama bu sefer kolay pes etmeyeceğim, onunla tartışacağım.

"Sean ne dedi!? Neden bunu yapamam!?" Kaşlarımı kaldırdım.

"Sean hiçbir şey yapmadı." Sean'in sesi şu an sakin geliyordu. Cebinden telefonunu çıkardı ve bana verdi. "Bebeğim, bakmak ister misin?"

"Hayır. Sean yapmadığını söylüyorsa, buna inanırım." Bir hata bulup her şeyi akışına bırakmak istemiyorum. Bir grup kızla konuştuğunu düşünmek istemiyorum. Sean sadece beni seviyordu.

"..." Sean hiçbir şey söylemedi. Telefonunu daha önce olduğu gibi pantolon cebine geri koydu.

"Hiç ciddi bir ilişkim olmadı. Onları başkalarıyla konuşurken yakaladım ve sonunda ağladım. Sen, şu an bir sürü kızla konuşmazsın, değil mi? " Düşüncelerimi doğrudan Sean'e söyledim.