"O zaman otur da izleyelim." Sean dizüstü bilgisayarını yatağa getirdi ve yatağa oturmam için beni kenara çekti.
"Ne yapıyorsun?" Bağırdım. "Hayaletlerden çok korkarım! Havalı davranmama rağmen hâlâ korkuyorum!"
"Genellikle hiç korkmazsın. Bugün neden korkuyorsun?" Sean bana baktı.
Görünüşe göre filmi izlemeliyim, çünkü izlemezsem Sean bir şeylerin yanlış olduğunu anlayacak.
"Şey.." Ben, Black'in kardeşiyim!
"Ana ışığı kapat, katlanır masanın üzerindeki ışığı aç. Bu korkmaman için yeteri olur mu??" Dedi Sean.
"Hı..Hı.." Şu anda Sean'in sözlerini takip etmekten başka seçeneğim yoktu.
Işığı kapattıktan sonra aceleyle yerime döndüm, hızla yatağa atladım ve Sean'e sert bir şekilde vurdum.
"Neden bu kadar acele ediyorsun?" Bunu söyledikten sonra sesi çıkmadı ama laptop ekranından gelen ışık hafifçe gülümsediğini görmeme yetiyordu. Onu gülümseten ne?
Oturup filmi izledim ama ekrana biraz fazla yakın olduğum için tekrar uzandım.
Film devam ediyordu.. Heyecanlandıkça kendimi ekrandan daha da uzaklaştırdım. Sırtım, arkamda yatan Sean'e yaklaştı. Yüzümü tamamen örtmeye hazırlanarak battaniyeyi çektim.
"Geri gitmeye devam edersen üstüme düşeceksin." Sean kulağımın yanında mırıldandı.
"Ah.. Kahretsin!!" Filmdeki hayalet ışık hızında ekrana doğru koşarken yüksek sesle çığlık attım.
Tamam, bu sadece kamera açısı. Ama şimdi, sanki hayatım buna bağlıymış gibi korkuyla sıkmıştım kendimi ve yüzüm ter içindeydi.
"Hahaha." Sean'ın gülüşünü duydum ve ona vurmak için arkamı döndüm.
"Gülmeye devam et seni piç kurusu!"
"Ne dedin?" Sean koluyla boynumu arkadan kilitledi ve ağzıma sertçe vurdu.
"Ah, acıyor!" Çığlık attım.
"Ağzını topla." Sean ciddi bir ses çıkardı. Yüzümü çevirip ona bakmak istedim ama Sean kollarını boynuma dolamıştı ve dönüp ona bakmama izin vermedi. Kahretsin, daha bitmedi mi film??
"Seni bufalo! O ceset arkadaki dolapta, çabuk bul şunu!" Hayal kırıklığı içinde masaya vurdum çünkü filmin bitmesini istiyordum.
Sean'ın beni kollarından indirmediğini fark ettimde şok oldum ama çok korktuğum için bu pozisyonu bozmak istemedim, güvenli bölgede gibi hissediyordum.
Hayalet dışarı çıktığında Sean'in kolunu sıkıca sıktım.
"Ha ha ha ha." Sean güldü.
"Bu bir komedi filmi mi?" Ona hakaret etmek için döndüm. "Komik olan ne?"
"Film komik değil... Ama sen komiksin." Sean, dişlerini görebilmem için sırıttı, gülümsemesi karşısında bir an afalladım. Oldukça yakışıklıydı ama böyle gülümsediğinde daha da yakışıklı görünüyordu. Sustum ve önüme döndüm. Film doruk noktasına ulaşırda, hayalet ortaya çıkar diye battaniyemi sıkıca tutuyordum.
Sean'e gelince, boynuma dokunduğu eli omzuma indi. Bu çok hızlı. nefes alamıyorum! İlk başta hayaletlerden korkardım ama şimdi daha çok Sean'den korkuyorum. Belki Black, Sean'e çok yakındı, bu yüzden böyle davranmak onlar için normaldir. Ayrıca bir daha ağzıma vurmasını istemiyorum!
"Hey, bu ne zaman bitecek?" Alnımdaki teri sildim.
"Ne acı bir durum." Sean'ın ifadesini görmedim ama omuzları titrediği için kıkırdadığını hissettim. Benim acı çektiğimi görünce çok mutlu oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Me (Türkçe Çeviri)
RomantiekNOT ME NOVEL'ININ TÜRKÇE ÇEVİRİSİDİR. CR: @backup_wint3r