7.BÖLÜM

7.5K 260 10
                                    

Merhaba, yine ben!

Hikayemiz şu an çok durgun yerlerinde. İleride çooo..k büyük olaylar yaşanacak. Şimdiden spoisini vereyim.
Bölümü beğeneceğinizi umarak iyi okumalar diliyorum.
~~

Her seferinde bu ev neden bu kadar sıkıcı diye kendi kendime söylenmekten ben bile sıkılmıştım. Piknik dönüşü ben eve o da işi olduğunu söyleyip gitmişti. 'Hadi bugün bir farklılık yap' diye dürtükledi içimdeki Zeynep. Ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Dağın başında ne yapılırdı ki ? En iyisi dışarı çıkıp gezmekti. İçimdeki Zeynep'e 2 kez teşekkür ettim. Hem cesaretinden hem de düşünmemi sağladığından. Kerem'in kızacağını bilsem de artık aşırı sıkılmıştım.

Kırmızı kazağımın üzerine siyah ince bir hırka giyip dışarı çıktım. Eylül ayındaydık ve çiçekler artık solmaya yüz tutmuştu. Yine de idare ederdi .Hem doğayla iç içe olmak rahatlatıyordu. Gözlerimi kapatıp sanki bir daha nefes alamayacakmış gibi derin bir nefes aldım. İçine huzur dolmuş gibi hisseder mi insan? Ben hissettim. Yanan yüreğime su serpilmiş gibi bir rahatlamaydı.

Koskocaman orman vardı önümde. Derinliği insanı boğmak yerine gevşetiyordu. Azıcık gitsem diye düşündüm ama sonra kaybolma riskim olduğu için evden uzaklaşmadan çevreyi incelemeye başladım.

Çiçekler bana ne kadar da benziyordu. Onlarda benim gibi soluyordu. Onlar en azından yeniden yeşereceklerdi. Ama ben o adamın dengesiz ruh halleriyle uğraşıp ölecektim.

Bir gün iyiydi bir gün kötü. Ayrı ayrı günleri geçtim. Bir gün içinde çok farklı ruh hallerine bürünebiliyordu. Mesela bugün piknikteki o halleri beni şaşırtsa da rahatsız olmadığımdan tepki vermedim. Ama ondan asla ama asla beklenilemeyecek hareketler. En azından ben öyle düşünüyorum.

Hava kararmaya başlamıştı ve bu saatler sonbaharın vazgeçilmeziydi benim için. Hafif esen rüzgarın uğultusu insanların kulağının pasını siliyordu.

İçeriden bir kitap aldım ve tam evin önünde bulunan salıncağa oturup kitabımın bir sayfasını açtım. Gözüme çarpan tek cümle,koyu renkteki harflerle yazılmış olan 'Yaşıyorsak hala ümit vardır' idi. Öyleydi. Bende yaşayıp görecektim neler olacağını.

**

Biraz daha zaman geçtiğinde hava tam anlamıyla kararmıştı. Ay tepeden etrafa ışık saçıp adeta 'Ben buradayım' dercesine el sallıyordu. Parlaklığı gözümü alıyordu. Ama bakabildiğim kadarıyla mükemmel gözüküyordu. Görüntü hoşuma gittiğinden hafif bir tebessüm yayıldı yüzüme. Yeniden kitaba yöneldiğimde neredeyse bitirdiğimi fark ettim. Ne kadar okuduğumu merak ettiğimden saymaya başlayacaktım ki Kerem'in tok sesi kulaklarımı doldurdu. "Ne yapıyorsun sen dışarıda!" diye sordu hiddetle. Zıt gidersem tartışmanın büyüyeceğinden adım kadar emindim. "Ya gerçekten özür dilerim. Ben insan olmadığım için hiçbir şeye ihtiyacım yok(!) Neden olacak? İçeride çok sıkıldım. Tek seçenek dışarıda vakit geçirmekti. " deyip alttan almaya çalıştım. Biraz beni süzdükten sonra "Bir daha olmasın. Hadi geç içeri üşüteceksin. Hasta olursan bir de seninle uğraşamam." dedi. Ve beni beklemeden büyük adımlarıyla eve gitti. Al işte yine değişik bir ruh hali. 'Allah yardımcın olsun'diye destek verdi iç sesteki Zeynep. "Amin" diye sesli düşündüm ve nefesimi dışarı verdim.

İçeri girdiğimde koltuğa kurulmuş boş boş duvara bakıyordu. Karşısındaki koltuğa geçip beklemeye başladım. Ama çıt ses çıkmıyordu. Ki bu sessizlik beni daha da ürkütüyordu. Çünkü her an patlamaya hazır bir bomba gibi duruyordu. Kaşları çatık ve dudakları çizgi halindeydi. Sessizliği bozmak adına " Aç mısın? " dedim. Kafasını baktığı yerden kaldırıp yüzüme çevirdi. "Kapı açmaya kalkmayan kız mı soruyor bunu? " diye soruma soruyla karşılık verdi. Haksız mıydı? Hayır. Hep olmadık yerlerden vuruyordu. "Yok ben hazırlamayacağım zaten. Açsan kalk ye diyecektim. Yoksa bana ne. " diye söylenip oturduğum koltuktan kalktım. Merdivenlere yönelip odaya çıktım. Kapıyı çarpıp içeri girdim ve her zamanki gibi kendimi yatağa attım. Burası artık gerçekten çekilmez oluyordu. 'Ne oldu ? Sabah Kerem 'le piknikteyken pek mutluydun' diye alay geçti iç sesim. " Ah, saçmalık. " deyip gözlerimi kapattım. Gerçekten de öyleydi. Sabah neden sesim çıkmıyordu? En önemlisi ben niye beni kaçıran adamla pikniğe gitmiştim? Yataktan hızla kalkıp banyoya yöneldim. Kendime gelmek açısından suyu açıp yüzüme bir iki avuç su çarptım.

BERCESTE//ZEYKER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin