11.BÖLÜM

5.7K 270 64
                                    

Gördüğüm manzaradan dolayı şoka uğrasamda sonradan bu güzelliğin benim için olduğunu idrak edebilmiştim. O yapmıştı. Benim gönlümü almak için yapmıştı. Bu düşünceyle yüzümde aptal bir sırıtış yayılsa da sonradan aklımda birçok soru işareti bırakmıştı. Bir insan kaçırdığı kişinin kendini affetmesi için neden böyle bir şey yapardı ki ? Pencereye biraz daha yanaşıp aşağı baktığımda ellerini deri montunun cebine koymuş ayağıyla yerde ritim tutan bir Kerem gördüm. Yine üzerindeki her şey siyahtı. Ruhu gibi ... Zaten siyah balonların üzerine yazı yazmak herkesin aklına gelebilecek türden bir şey değildi. Kafasını kaldırıp pencereye baktığında yüz hatları yine sertti. Burnu soğuktan kızarmış , saçları dağılmıştı. 1-2 dakika birbirimize baktıktan sonra ağır adımlarla o da eve girdi.

Merdivende duyduğum tıkırtı ile onunda yukarı çıktığını anladım. Sebebini bilmediğim bir şekilde saçımı ve kıyafetlerimi elimle düzelttikten sonra içeri girmesini bekledim. Beklediğimde oldu zaten... Kapıyı tıklatmadan içeri girdi ve " Bir şey demeyecek misin ?" dedi.

Ne denilebilirdi ki ? 2-3 balona yazı yazdı diye ' Gel yamacıma affettim seni yakışıklı ' diyecek halim yoktu. Aklımdakileri direkt dilime vurmanın mantıklı olacağını düşünüp " Balonların üzerine yazıp özür diledin diye seni affedebileceğimi falan mı düşündün ? Balon fabrikası alsan anca affederim kusura bak " dedikten sonra tek kaşımı havaya kaldırıp ukala bir bakış attım. Olması gerektiği gibi ... " Peki o zaman ... " dedikten sonra arkasını dönüp çıkıyordu ki " Nereye ? " diye sordum. 'Sana ne Zeynep sana ne !' kızdım kendime. Arkasını dahi dönmeden " Balon fabrikası almaya gidiyorum . " dedi. Tekrar bana dönüp muzipçe sırıttı. Fabrikayı sadece benzetme amaçlı dediğimi o da çok iyi biliyordu . Güya kendi çapında espri yapıp ortamı yumuşatıyordu. Yüzümü buruşturup dil çıkardım ve bu onun sırıtışının daha da büyümesine neden oldu. " Çıkar mısın dışarı ? " dedim . Gülüşü yüzünden yavaş yavaş silinirken "Çıkamam " dedi bir çırpıda. Ve devam etti ... " Beni affedene kadar da çıkmayacağım. Zeynep tamam zorbayım , katilim hatta belki sadistim ama şerefsiz değilim. Böyle bir şeyi yaptığım için ben kendimi affedemiyorum. Bari sen affet ! " dedi. Sesinde rica vardı ve o kadar kısıktı ki zor duyuyordum. Yüzüne bakamıyordum . Kafamı yere eğip hali desenini izlemeye koyuldum. Üzerimde bir çift yeşil göz hissediyordum. Beni izliyordu. Vereceğim cevabı deli gibi merak ettiğinden emindim. Ama gururumu ayaklar altına alıp onu affedemezdim. Eğer onu affedersem ben kendimi affedemeyecektim. Şu an o kadar karmaşık duygular sarmıştı ki zihnimi. Tabiri caiz ise araftaydım.

Gözlerinin içine baktığımda buğulu buğulu bana bakıyordu. Yeşilin en güzel tonu olan gözleri daha da koyu bir renk haline bürünmüştü. Kafasını iki yana sallayıp odadan çıktı.

Bu adam beni düşündürüyordu. Kalbi , ruhu , beyni kapkaraydı .O sert görüntüsünün altında böylesine bir duygu barındırması beni şaşırtıyordu. ' Haksızlık mı ediyorum ?' diye geçirdim içimden. Fikirlerim ikiye ayrılmış çatışıyordu. Bir taraf ' Affet artık. Nasıl acı çektiğini görmüyor musun ?' diyordu. Diğer taraf ise tam zıttını ... ' Sana yaptıklarını unutma .'


***


Açlıktan midem kazınmıştı. Yatağın içinde debelenmekten başka bir şey yapmamıştım. Aşağı inip 1-2 lokma yiyecek atıştırmak en mantıklısıydı. Ayağa temkinli bir şekilde kalktıktan sonra duvarlardan tuta tuta yürüdüm. Merdivenden aşağı baktığımda sanki ev dönüyordu. Dengemi kaybetmemek adına olduğum yere oturup başımı iki elimin arasına aldım. Gerçekten acıkmıştım ve açlıktan başım dönüyordu. Kendi odasından sakin sakin çıkan Kerem beni görünce ışık hızıyla yanıma gelerek telaşla sordu . " Zeynep . Zeynep oldu güzelim ? " Elini saçlarıma götürüp okşadıktan sonra " İyi misin ? " diye sordu. Fısıltıyla " İyiyim " dedim. Ama pek inanmışa benzemiyordu. Güçlü kollarıyla beni omzuna atmasıyla çığlık atmam bir oldu. Sırtına vuruyordum. O ise bundan keyif alıyor gibiydi. " Olmaz güzellik. İyi değilsin. Aşağı inip yemek yiyeceğiz. İkimiz ."

BERCESTE//ZEYKER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin