6.BÖLÜM

7K 262 11
                                    

- Flashback-

" Benimsin,her hücrenle benimsin bundan sonra." diye konuştu. Ne yapacağımı bilmez şekilde dinlemeye devam ettim.

Daha fazla konuşmadan kafasını boyun girintime koyup ufak bir buse kondurdu.

- Flashback -

O an kendimi çok değişik hissettim. Belki de ilk defa tanımadığım bir erkek tarafından böyle bir şeye maruz kalmıştım. Tamam tamam. Belki de değil kesinlikle.

Ama doğruyu söylemek gerekirse içimde bir kıpırtı oluşmuştu. Kendimi tuhaf hissettim. Çünkü çok farklıydı. Net bir şekilde onun olduğumu söylüyordu. Abim bile bunu dile getirmemişti daha önce.

1-2 dakika o pozisyonda kaldıktan sonra saçlarıma gömdüğü kafasını kaldırdı. Gözlerimi gözlerine sabitledikten sonra bir süre öylece kalakaldık. Daha fazla dayanamadığımdan "Bu tam bir saçmalık!" deyip bakışmaya son verdim.

Yanında sitemle kalkıp odama yöneldim. 'Ne çabuk odam diye benimsedin' diye kızdı iç sesim. Haklıydıda aslında. Kurtulacaktım burdan, er ya da geç.

Merdivenleri çıktıktan sonra kullandığım odaya doğru ilerledim. İçeri girdiğimde kapıyı sertçe çarpıp arkasına sindim ve cenin pozisyonu aldım.

Ben ne zaman rahat rahat evde sıkılacaktım? Filmlerimi izleyip ağlayacaktım? Artık kendi evime dönme vaktim gelmişti.

Bulunduğum ahşap zeminden kalkıp simsiyah yatağa doğru uyuşuk adımlar attım. Siyah tam da ruhumu yansıtıyordu şu an. Daha fazla siyah istiyordum. Siyahın içinde boğulmak istiyordum . Kendimi kaybedip delice ağlamak istiyordum.Bunu hak ediyordum çünkü. Acı çekmeyi.

Geceler uzundu.Benim de düşünecek çok büyük bir derdim vardı .

**

Gözlerimi açtığımda saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Her yer karanlıktı . Zaten buraya geldiğimden beri siyah benim rengim olmuştu. Düşüncelerimi en güzel o renk yansıtıyordu. Yatakta doğrulup ayaklarımı aşağı doğru sarkıttım. O kadar yorgun hissediyordum ki. Düşündüm de hayatımın en zor zamanını yaşıyor olmalıydım. Ayağa kalkıp aynanın karşısına geçtim. Yüzüm daha önce hiç olmadığı kadar sararmıştı.Ellerimi morarmış olan gözümün altına götürdüm ve dokundum. Yüzüm alev alev yanıyordu . Başımın ağrısı da cabası. Saçlarım kabarmış ve bir bukle gözümün önüne düşmüştü.

O anda kapı nazik bir şekilde açıldı. Dünden beri lanetler yağdırdığım o adam içeri girdi. Onu görünce yüzümü daha ekşittim. Şu an canavar gibi gözüktüğüme kalıbımı basabilirdim. Onun da benden aşağı kalır yanı yoktu. Sinirli ve ciddi ifadesini takınmıştı. 'Ne var?' dercesine kafamı salladım ve cevap vermesini bekledim.

Yanıma usulca yaklaştı. Gözümün önüne düşmüş olan saçımı alıp kulağımın arkasına doğru itti. Dokunuşları öyle nazikti ki. 'Kendine gel!' diye cırladı iç sesim. Ben neden bu adamın her hareketinde değişik hissediyordum. Tanımlanamayacak kadar değişik. İçimde bir kıpırtı oluşuyordu sanki.

'Saçmalama Zeynep' diye iç sesimden bir uyarı daha alınca saçlarımdaki elini tuttum ve ittim. Bu sefer sesli bir şekilde "Ne?" diye sordum.Kaşlarını daha da çatıp "Hazırlan hadi, gidiyoruz. " diye emir verici şekilde cevap verdi.

1 dakika nereye gidiyoruz ? Yoksa beni evime mi götürecekti ? Cevabı karşısında gözlerimin içeri parladı resmen. " Rahat mı bırakıyorsun yani beni? Evime mi götüreceksin? Ciddi misin? " diye ardı arkası kesilmeyen bir sürü sordum. Alaycı bir şekilde gülüp "O biraz zor, güzelim " diye cevap verdi.

BERCESTE//ZEYKER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin