10. BÖLÜM

6.2K 289 46
                                    

Hayat insanın karşısına birçok zorluk çıkartıyordu. Ama sanırım en çokta bana . Annem ve babamı hiç uğruna kaybetmiştim, onların ölümüyle abim beni eve hapsetmişti ve istisna olarak dışarı çıktığımda kaçırılmıştım. Elbette kimsenin hayatı mükemmel değildi. Ama eminim kimseninki de benimki kadar zor değildi. Ne olacaktı şimdi ? Bana az kalsın tecavüz eden bir adamla aynı havayı solumaya devam mı edecektim ?

Yerimden kalkamıyordum. Yıllarca hatta belki asırlarca düşünmek , düşünürken de ölmek istiyordum. İmkanı yoktu . O adam ne kadar yüzsün olsa da daha fazla onunla muhatap olamazdım. 'En iyisi odaya kendimi kapatıp ölmeyi beklemek' diye geçirdim içimden . Yüzünü görmeyi geçtim sesini duymak bile benim için azap olacaktı.

Yerde yatmaktan her yerim tutulmuştu. Başım çatlarcasına ağrıyor , gözlerimin içi yanıyordu. Bulunduğum yerden yavaşça kalkmaya çalıştım. Ellerim ve ayaklarımı hissetmiyorum. Ben kendimi hissetmiyordum. Duvardan destek alarak zor da olsa ayağa kalktım. Kalkmamla birlikte gözlerimin önü kararmıştı . Kafamı sert bir yere çarpmıştım. Zaten gerisi karanlık ...

-

Birinin kucağındaydım. Kucağında olduğum kişi güçlü kollarıyla sımsıkı tutuyordu beni. Kulaklarım uğulduyordu ve sesler hiçte net gelmiyordu . "Doktor yok mu !? Hey size diyorum !" diye bağırma sesleri kulaklarıma boğuk boğuk geliyordu. Gözlerimi açmak istiyordum fakat sanki bantla yapıştırılmış gibi açamıyordum.

Diğer yandan midem bulanıyordu çünkü hastane kokuyordu bulunduğum yer. Gözlerim etrafı bulanık bir şekilde süzüyordu. Hissettiğim kadarıyla bir sedyenin üzerine konulmuştum ve etrafımda bir sürü insan vardı. Herkesin üzerinde beyaz kıyafetler vardı . Sadece o haricinde. Üzerinde kaslarını belli eden siyah tişörtü vardı. "Zeynep ! Zeynep aç güzelim gözlerini" diye bağırıyordu.

Doktor az ilerledikten sonra "Buradan sonrasına gelemezsiniz. Kusura bakmayın biz sizi bilgilendireceğiz. " dedi. O ise her zaman ki huysuz halleriyle elini duvara geçirdikten sonra doktorun yakasını tuttu ve "Ona ... Ona bir şey olursa hepinizi öldürürüm! " diye kükredi. ' Beni mi düşünmüştü o ? ' diye geçirdim içimden . Her zamanki gibi yine aklım ters taraflar kayıyordu. Ama artık tolerans tanımak yoktu. O artık benim en büyük düşmanımdı.

Doktor kekeleyerek "T-tamam beyefendi ." dedikten sonra bir odaya girdik. Bilicim yerindeydi ama kendime gelemiyordum. Diğer bayan doktor hemşirelere emir yağdırıyordu . " Hemen kolonoskopi , endoskopi ve anjiyografi filmleri çektirilsin sonuçları masamda istiyorum. Nursel Hemşire sende hemen hastamıza CT taraması yapıyorsun. " O kadar hızlı konuşuyordu ki ne dediğini anlamak bir hayli zordu. Yanıma birinin yaklaştığını hissediyordum ama yüzünü tam seçemiyordum. Hemşire sedyemi doktorun dediklerini yapmak için bir makinenin yanına çektiğinde , koluma yaptığı iğneden yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu.


**

3. kişi ağzından ;

Kerem elini başının arasına almış , sinirden etrafa naralar atıyordu. En son vurup kırıdığı sandalye yüzünden uyarı almıştı . Ama hemşireleri dikkate almamış hatta daha sert vuruyordu. Çünkü ilk defa kendini suçlu hissediyordu. "Tam bir aptalım ! " diye kükrüyordu.

O sırada hastaneye canında çok sevdiği kardeşi gelmişti . Can ... Yüzünde 'ben sana demiştim ' bakışları vardı. Ayrıca onun da endişesi gözlerinden okunuyordu. Kerem'in yanına geldiğinde kollarından tuttu ve sarstı. Kendinde gözükmüyordu çünkü. Çok sinirlendiğinde alnında belli olan damarı belli oluyordu. Yani durum baya vahimdi. "Abi nasıl ?İyi miymiş ? " diye telaşlı şekilde sordu Can. "Bilmiyorum ! Bilmiyorum ! Allah beni kahretsin !" diye bağırdı dayanamayıp Kerem.

BERCESTE//ZEYKER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin