3

2.4K 153 76
                                    

"Anne, ne zaman geleceksin?"

"..."

"Lütfen çabuk gel."

"..."

"Yok hayır kötü bir şey yok sadece konuşmak istiyorum."

"..."

"Tamam annem bekliyorum."

Telefonu oturduğum koltuğun en ucuna fırlatıp kafamı arkaya doğru attım.

Hiç iyi değildim.

Onu gördüğümden beri, kafamda sadece o vardı. Düşünmek istemiyordum ama gitmiyordu, lanet adam kafamdan çıkmıyordu.

Derince bir nefes verip oturduğum koltukta doğruldum, ayak ucumdaki telefonu almak için uzandığımda telefonum orada değildi, kafam karışmış şekilde etrafıma bakarken sehpanın üzerinde duran telefonumu görmüştüm, kafan çok dolu olduğu için takmadım, ayağa kalkıp 1+1 olan evimde iki adım atıp mutfağa ulaştım. Fakir olduğum için değil sadece büyük bir ev istemediğim için bu kutu gibi eve yerleşmiştim.

Annem benimle yaşamıyordu ama arada yanıma geliyor sohbet ediyorduk. Bu hayatta anneme sahip olduğum için çok şanslıydım.

Beni her kararımda destekleyen, düştüğümde kaldıran, sorunlarıma çözüm bulan, annem iyi ki vardı.

Babam ise eşcinsel olduğumu öğrendikten sonra bizi terk etmişti. Açıkçası hiç üzülmemiştim zaten pisliğin tekiydi.

Buzdolabını açıp içinden bir bira çıkardım, normalde çok alkol tüketen bir insan değildim hatta hiç sevmezdim ama arada kafamı dağıtmak için içerdim.

Şimdi de kafamın dağılmasına çok ihtiyacım vardı.

Mutfaktaki küçük ama çok tatlı olan balkonuma çıkıp küçük tabureye oturdum. Birayı küçük yudumlarla içerken aklımdan bir an bile çıkmayan adamı tekrar ve tekrar düşündüm.

Belkide başka bir evrende en güzel halimizle beraber olmalıydık.

"Taetae?"

Annemin seslenmesiyle geldiğini yeni farketmiştim.

"Anne hoşgeldin."

"Hoşbulduk oğlum da, neden içiyorsun sen ?"

"Anne.."

Artık anlatmalıydım kendi başıma bu düşüncelerin altından kalkamayacaktım.

"Anne içeri geçelim mi?"

Oda kafasını sallayıp içeri doğru ilerledi bende gitmeden önce elimdeki birayı mutfak masasına bıraktım. Annem hiç sevmezdi o yüzden yanına götürmek istememiştim.

Hiçbir şey demeden annemin yanına gidip dizlerine yattım. Oda hiç konuşmadı, biliyordu eğer onun dizine yatarsam bir derdim var demekti.

İkimizde sessizce bekledik, o benim konuşmamı bende konuşabilmeyi bekledim.

"Anne..onu gördüm.."

Annem saçlarımı okşamaya başladı, hala sessizdi beni bekliyordu.

"O kadar garipti ki anne, o hep aklımdaydı ama canlı görmek ben- ben gerçekten çok garip hissettim anne."

Hala konuşmuyordu bitirmediğimi, içimi boşaltmadığımı biliyordu çünkü.

"Beni anlıyorsun değil mi anne? Onu çok özlüyorum keşke, keşke onu suçlamasaydım anne, çok pişmanım o masumdu hiç bir suçu yoktu ama ben aptalın teki olduğum için onu suçladım. Ben çok kötü bir insanım anne, anne, anne?"

Kafamı kaldırıp uzandığım koltuğa baktım annem yoktu, gitmişti.

Son 6 yıldır hep yaptığı gibi, tüm dertlerimi dinleyip gitmişti.

Ama keşke son bir kez sarılmama izin verse, ona en son 6 yıl önce Busan'da sarılmıştım ama o bana sarılmamıştı. Zaten bizi sarılırken Jungkook ayırmıştı, ona sarılmama izin vermemişti.

Ama annem bana sarılmasa bile hep yanımda, hala benimle ilgileniyor.

O iyi ki var.

Get married | taekook✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin