12

1.4K 84 48
                                    

Yazardan~

-

Jungkook, sürekli yerinde kıpırdanıyor ve etrafına bakıp duruyordu.

Nerede kalmıştı bu adam?

Tuvalette bu kadar uzun süre ne yapıyordu?

Önünde, birbirine yürüyen iki adama bakıp göz devirdi, Taehyung iki saattir ortalıkta yoktu ama bu ikisinin de umurunda değildi.

Bu sinirlerini bozmuştu.

Eğer şimdi Taehyung'u sorsaydı bin tane soru soracaklardı, biliyordu. O yüzden soramadı ve sessizce beklemek zorunda kaldı.

Birden uzaktan gelen bir bağırma ile nerdeyse tüm kafe, tuvaletlerin olduğu tarafa dönmüş, olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Birisi hemen baksın buraya! Tuvalette birisi kilitli kalmış! Nefes alamadığını söylüyor! Yetkili birisi yok mu?!"

Jungkook bir iki saniye duraksamıştı, o olabilir miyidi?

Jungkook, Taehyung'un kapalı alan korkusu olduğunu hatırlamıştı ve o anda kafasından aşağıya kaynar sular dökülmüştü resmen.

Hızla yerinden doğrulurken, içinden sevdiğine bir zarar gelmemesi için Tanrıya yalvarıyordu.

Jungkook'un masadan hızla kalkması ile, Hoseok ve Yoongi şaşkınca ona bakmıştı. Nereye gidiyordu bu?

"Jungkook nereye gitti böyle?"

Yoongi'nin sorusuyla, Hoseok aklına dolan şeylerle kaskatı kesilmişti.

Taehyung...o tuvalete gitmişti ve kapalı alan korkusu vardı.

Hoseok kendine küfür ederek yerinden hızla kalktı nasıl unutmuştu bunu, kardeşi orada ne haldeydi kim bilir, ama o burada neler yapıyordu.

İçini kaplayan suçluluk ve pişmanlık ile tuvaletlerin olduğu yere ulaşmıştı.

Jungkook kapı koluna asılmış, açmaya çalışıyordu, bir yandan da içeride ki Taehyung ile konuşmaya çalışıp onu uyanık tutmaya çalışıyordu.

"Taehyung! Sakın gözlerini kapatma güzelim! Tamam mı?! Bak şimdi çıkaracağım seni oradan!"

Taehyung ise içerde yere yığılmış, sıklaşmış nefeslerini düzene sokmaya çalışıyordu.

Fısıltı gibi kendinin bile duyamayacağı şekilde sayıkladı.

"Jungkook...seni seviyorum."

Ama sanki dışarıda kapı kulpunu yerinden sökecek kadar sinirli olan adam bu fısıltıyı duymuş gibiydi, kalbi yaşadığı gerginlikten dolayı zaten hızlanmışken, bu içinde hissettiği duygu sanki daha da hızlandırmıştı kalbini.

Oda elini kapıya yaslayıp fısıldadı.

"Taehyung...seni...seviyorum."

Yıllardır kendine bile itiraf edemediği şeyler, istemsizce ağzından birer birer dökülürken, daha da hırslandı.

"Taehyung! Güzelim kapının önünden çekil!"

Taehyung zaten kapının önünde değildi, ki olsa bile yerinden kıpırdayacak gücü bile yoktu.

"Beyfendi yanlız kapıyı kıramazsınız! Müessesemizin malına zarar veremezsiniz!"

Jungkook arkadan bağıran adama dönüp öyle bir bakış attı ki, adam anında suspus olmuştu.

"Tamam canım, kırın tabi kendi kapınız gibi."

Adam içine kaçmış sesiyle konuşunca, Jungkook'un zaten gerilen vücudu biraz daha gerilmiş, kendini geri çekip hızla ahşap kapıya itmesiyle kapı anında açılmıştı.

Tuvalete yaptığı hızlı giriş ile etrafına bakındı. Gözleri, Taehyung'u ararken kapının kenarına çökmüş adamı fark etti.

Hızla yanına eğilirken, vakit kaybetmeden kucağına aldı.

Tuvaletten çıkarken peşlerine takılan Hoseok ve Yoongi arksından sesleniyordu.

"Jungkook! Ambulans dışarıda bekliyor!"

Jungkook duyduğu gibi hızla dışarı çıkıp Ambulansa doğru ilerledi, Taehyung'u sedyeye yatırıp hemen yanında ki oturma yerine geçti, sevdiğinin elini sıkı sıkı tutarken, gözleri dolmuştu.

"Beyfendi! Sadece bir kişi gelebilir! Lütfen iner misiniz?"

"Ne demek bu ya?! O benim kardeşim bineceğim tabi ki!"

"Hoseok, tamam sakin ol, ben seni götürürüm, ambulans daha fazla oyalanmasın hadi."

Hoseok kerdeşi yerine koyduğu adama son bir bakış atıp geri çekildi. Ambulans hızla giderken geride kalan ikili de hastaneye gitmek için yola koyulmuşlardı.

-

"Klostrofobi'si var. Tuvalette kilitli kaldı. Sonra sanırım kriz geçirdi."

"Peki durduk yere hiç kriz geçirdiği oldu mu?"

Jungkook, doktorum sorusuyla afallamıştı, eskiyi mi yoksa yeniyi mi anlatacaktı?

"Hayır, en azından ben hiç şahit olmadım."

"Pekâlâ, birkaç test yaptık, onlarda temiz çıktı şimdi sadece uyuyor uyanınca taburcu edeceğiz. Geçmiş olsun."

Jungkook, destek verir gibi omzunu sıkan adama sahte bir gülümseme vermiş daha sonra eski haline bürünmüştü.

Taehyung'un kaldığı odanın önüne gelip camdan izlemeye başladı.

Melek gibiydi.

Jungkook, bu gün yaşadığı şeyleri düşündü.

Kaybetme korkusu?

Belki bazıları için sıradan bir durumdu bu, etrafında sürekli kriz geçiren birisi varsa bu durum ona çok alışılmış gelebilir.

Ama Junkook için öyle değildi.

Zaten ondan çok uzak kalmıştı, ya onu kaybetseydi?

Akılına gelen kötü şeyleri yok etmek ister gibi kafasını salladı.

Bakışları tekrar tıpkı bir melek gibi uyuyan adama döndü. Hastaneye geleli 2 saatten fazla olmuştu.

Taehyung için bir sürü kişi gelmişti, Jin, Namjoon, Hoseok, Yoongi hepsi gelmişti.

Ama Jungkook zor da olsa hepsini göndermiş, Taehyung'un yanında kendisinin kalmak istediğini söylemişti.

Hepsi itiraz edecek gibi olmuştu ama durumu bildikleri için fazla üstelememişlerdi zaten Taehyung'da iyidi.

Jungkook camdan sevdiği adamı izlerken, aklına hep unutmaya çalıştığı o anlar gelmişti.

İşte bu yüzden yapamıyordu, aklına sürekli onu suçladığı anlar geliyordu ve bir türlü kalbinden geçenleri dinleyeniyordu.

Aklı onu ele geçiriyordu.

Derince oflayıp camın önünden çekildi, koridorda ki boş ve rahatsız edici koltuklara oturdu.

Düşünmeden duramıyordu, ellerini kafasının iki yanına koyup bir nevi beynin içindeki sesleri durdurmaya çalıştı.

Tabii ki işe yaramamıştı, Jungkook sabaha kadar o koltukta oturup düşündü ama hiç bir sonuca varamadı.

-

Bölümün bir yerinde bişey var inşallah fark etmişsinizdir. İlerki bölümlerde zaten açıklarım büyük ihtimal ama olsun siz gene de fark edin FLWÖFPEÖFLRBLWÇCĞWİCĞELVSP

Başka söyleyecek bişeyim yok sanırım.

Sizi çoook SEVİYORUMM

<3

Get married | taekook✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin