20

816 51 13
                                    

"Ah ah mmhg!"

"Hızlan Jungkook!"

"Ah ahhmm!"

"Ah geliyorum!"

"Devam et! Bende geleceğim!"

Jungkook'un kucağında ki oturuşumu biraz daha düzeltip hızımı da arttırdım.

Hızlı hızlı oturup kalkıyordum ve neredeyse gelmek üzereydim,  içimdeki penisinin de seğirmesinden onunda yakında geleceğini anlamıştım.

Son kez kendimi içimdeki penise itip gelmiştim, benden birkaç saniye sonra ise Jungkook gelmişti.

Yorgunlukla kafamı Jungkook''un kaslı göğsüne yaslayıp derin soluklar alırken oda ellerini belime atmış yavaş yavaş okşuyordu.

"Nasıl hissediyorsun bebeğim?"

Bu soru üzerine biraz düşündüm, ne hissediyordum?

Mutlu muydum?

Buna engel olan birşeyler vardı.

Huzurlu muydum?

Evet. Şuan da sadece huzurluydum, yanımda o vardı.

"Ne hissetmeliyim?"

Belimde ki elini, sürterek omuzlarıma kadar getirdi, biraz huylanmıştım ama güzel hissettrimişti.

Omuzlarımdan tutup göğsünden ayırdı bedenimi, hala içimde olan penisi yüzünden hafifçe canım yanmıştı ama önemsemedim.

Elleri yüzümü kavrarken, beni iyice kendine çekti.

"Taehyung, ben...beceremiyor muyum?"

Kaşlarım refleksle çatılırken, neyi kastetiğini anlamamıştım.

"Neyi?"

Sesim istemsizce sorgulayıcı çıkmıştı, Jungkook'un gerildiğini hissettim.

Sesimi daha yumuşak tutmaya çalışarak tekrar konuştum.

"Jungkook, benimle herşeyi paylaşabilirsin biliyorsun değil mi? Kendini kötü hissettiğinde benimle konuşmalısın ki tüm sorunlarımızı beraber çözebilelim hm?"

Konuşmamı bitirir bitirmez tek nefeste konuştu.

"Sana Bogum gibi hissettiremiyor muyum?"

Sorusuyla beraber afallamıştım, günlerdir olan garip davranışları, sürekli beni pohpohlamaya çalışması, hepsi bu yüzden miydi?

Ona böyle mi hissettirmiştim?

Bir anda içimi kaplayan üzüntü ve pişmanlıkla, uzanıp sımsıkı sarıldım.

O kadar sıkı sarılıyordum ki boğuyor bile olabilirdim. Oda ellerini belime sarıp sıkıca sarıldı.

Geri çekilmeden boğuk bir sesle konuştum.

"Çok özür dilerim, sana hissettirdiklerim , hissetiremediklerim için, çok özür dilerim..."

Ben ne biçim bir insana dönüşmüştüm böyle?

Sadece etrafımda ki insanları üzüyordum, bencilin tekiydim kendimden başkasını düşünmüyordum.

Bu düşüncelerin beynime doluşmaya başlamasıyla şiddetli şekilde ağlamaya başlamıştım.

"Taehyung, lütfen ağlama."

"Be-ben ç-çok kö-kötü bir in-insanım hick* hick*"

"Se-seni hak-haket-haketmiyorum."

Ahtapot gibi yapıştığım boynundan beni zor da olsa ayırıp, ikimizin daha iyi bir pozisyona geçmesi için  içimdeki penisini çıkartıp beni de ayağa kaldırdı.

Boşalmasına rağmen penisi uzun süre içimde kaldığı için sertleşmişti. Bende ister istemez etkilenmiştim.

İkimiz de banyoya doğru ilerlerken konuşmuyorduk sadece benim iç çekme seslerim vardı.

Küvete doğru ilerleyip suyu ayarladı, içine duş Jeli sıktı, havluları çıkartıp kenara koydu ve tüm bunları tek kelime etmeden yaptı.

Ben ise klozet in üzerine oturmuş hayatımı sorguluyordum.

Dakikalarca orada oturup hayatımı sorguladım, Jungkook'un 'su doldu gel' cümlesine kadar da devam etmiştim.

Şimdiye kadar farketmemiştim ama deliğim biraz acıyordu. Kalkarken yüzümü buruşturmama sebep olmuştu.

"Taehyung, ne oldu? İyi misin?"

"Yok birşey, sadece deliğim biraz acıyor."

Bunun üzerine bana doğru gelip, elini belime atıp hafifçe küvete doğru ittirdi.

Bende ilerleyip küvete girdim oda hemen arkama oturup sırtımı göğsüne yaslamamı sağladı.

Elleri tüm vücudumu okşarken kalçalarıma kadar geldi bir eli göğsüme çıkıp orayı okşarken diğer eli ise deliğime gelip okşamaya başlamıştı.

Sadece masaj yaptığını bilsem de kemikli uzun parmaklarını deliğimde hissetmek...beni etkiliyordu.

Orta parmağı olduğunu tahmin ettiğim parmağı ile okşamaya devam ederken bir anda hafifçe içime sokmuştu.

Zaten etkilenmek için yer aradığım için bu son nokta olmuştu, ortama derin bir inleme bırakıp belimi yay gibi germiştim.

"Canın mı yandı?"

Jungkook'un sorusu beni kendime getirirken sesinde ki tınıyı da farketmemi sağlamıştı.

Sesi çok histerik(!) geliyordu. Yani sanki sorunun cevabını biliyormuş ama başkasının ağzından duymak istiyormuş gibi.

"H-hayır."

Dediğimin üzerine parmağını biraz daha ilerletti, belim tekrar gerilirken göğsümdeki eli karnımdan bastırarak belimi indirmemi sağladı.

"Canın mı yandı?"

Aynı soruyu aynı tonlamayla tekrar sorunca, gene aynı cevabı verdim.

"Hayır."

Bu defa sesim netti.

Birden tüm parmağını sokunca, bağırarak inlemiştim. Parmağı öylece içimde bekliyordu ve canımı yakıyordu.

"Canın mı yandı bebeğim?"

"Hayır!"

Bu defa bağırarak cevap vermiştim, arkadan kulağıma dolan melodik gülme sesi ile gözlerimi kapatmıştım.

Ve tüm bu yaptıklarının bana acıdan ziyade sadece zevk verdiğini farketmiştim.  

Gözlerim tekrar açılırken, Jungkook'un ne yapmaya çalıştığını yavaş yavaş anlamaya başlamıştım.

Oda düşüncelerimi anlamış gibi keyifli bir sesle konuştu.

"Sana benden başkası bu kadar zevk veremez. Bunu en iyi sen bilirsin Taehyung."

İçimden 'Az önce ki show neydi o zaman yarram' demek istesem de dilimi ısırıp tüm kelimeleri yuttum.

Bana kendimi kötü hissettrimişti.

Neyi kanıtlamaya çalışıyordu anlamıyordum.

Neden kendini onunla kıyaslıyordu ki?

-

Evet taekook ficlerinin olmazsa olmazı Bogum kavgalarını başlatıyorum CKEMVEKBORBPTBOTÖHEOBOELHORLHORBO

Aslında başkasını Bogum'un yerine yazacaktım ama gelenek bozulsun istemedim

Neyseee sizi çook seviyorumm

İyi okumalarrr

<3

Get married | taekook✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin