"Sakin ol öğretmen ben buradayken kimse sana hiçbir şey yapamaz"
Komutanın konuşmasıyla tutuğu elimden bakışlarımı ona çevirdim. Ben kendim için değil onun için korkuyordum.
"Asker yoktur burada"
Şöförün konuşmasıyla bakışlarım o tarafa döndü. Adam elindeki tüfekli hâlâ buraya doğru tutuyordu.
"Siz erkekler hele çıkın"
Adamın sert sesiyle yerime daha çok sindim. Komutan tutuğu elimi sıktı. Ona bakmamla bana gülümsedi.
"Sakin ol sadece ne diyorsa yap"
Başımı tamam anlamında salladım ve dışarı çıktık. Hepimizin dizilmesiyle adam bizi bir süzdü.
"Cüzdanları çıkarın"
Herkesin cüzdanını çıkarmasıyla ben de cüzdanımı çıkardım. Adam sırayla cüzdanları açıyor içinde bir şey arıyordu. Ben de o sıra etrafı inceledim. Arabayı durduran üç adam dışında başka adamlarda vardı. Bazıları dağın üst tarafındaydı.
"Öğretmen al"
Kalın ve sert sesi duymamla bakışlarım sesin geldiği tarafa döndü. Adam elindeki cüzdanımı bana uzattı. Cüzdanı alırken elindeki paraları farkettim anlaşılan paramızı da almışlardı. Allahtan bütün paramı cüzdana koymadım.
Cüzdanımı almamla adam hepimize bakarak konuştu."İnşallah askeri saklamak gibi bir salaklık yapmamışsınızdır. Bugün değilse de yarın elbet elimize geçer. Bunu da onlara iletin"
Komutan derin bir nefes aldı.
"Merak etme iletiriz"
Sert sesiyle adam ona kaşları çatık baksa da bir şey demedi sonra bizi arabaya gönderdi. Yerime tekrar oturmamla titrek bir nefes verdim. Önüme uzatılan pet şişeyi titreyen ellerime almaya çalıştım. Suyu içmemle biraz da olsa sakinleşmiştim.
"İyi misin?"
Komutanın sorusuyla başımı evet anlamında salladım. Biraz daha sakinleşmek için kafamı geriye yasladım ve gözlerimi kapattım. Demin resmen bir teröristle konuşmuştuk. Ve benim dışımda herkes bunu çok normal karşılamıştı.
"Öğretmen"
Birinin beni dürtmesiyle gözlerimi açtım. Başım cama yaslı uyumuşum. Otobüste uyuyamadığım için iki dakika gözümü kapattım onda da uyumuşum. İnşallah horlamamışımdır. Fazla yorulunca uyuduğumda horlama gibi bir huyum vardır da bazen. İnşallah bu huyum demin kendi kendini yok etmiştir. Çünkü bu kadar insana rezil olmak istemem.
Arabaya baktığımda herkesin indiğini gördüm. Yanımda beni dürten kişiye döndüğümde o çocuk olduğunu gördüm.
"Uyandırdığın için teşekkürler"
Sırıttı gamzesi varmış.
"Lafı mı olur öğretmen"
Bilmiş bilmiş konuştuktan sonra arabadan indi. Ben de sırt çantamı aldıktan sonra arabadan indim. Şoförden bavulumu verdikten sonra şöyle bir etrafa göz gezdirdim. Şimdi muhtarı bulmam lazımdı. Köyün meydanındaydım sanırım şu an.
Otobüsteki çocuğun yanıma gelmesiyle gülümsedim.
"İsmin ne?"
Çocuğa adını sormayı unutmuştum.
"Cesur"
Göğsünü kabarta kabarta konuşmasıyla tebessüm ettim. Adını fazla seviyordu deme ki.
"Benim de adım Ali. Tanıştığıma memnun oldum"
Başını salladı sadece.
"Cesur ben muhtarı nerede bulabilirim acaba"
Eliyle bize doğru gelen yaşlı bir adamı gösterdi.
"Bak şu gelendir"
Adam yanıma gelince gülümseyerek elini uzattı.
"Ooo öğretmen bey hoş gelmişsiniz"
Bana uzattığı elini sıktım.
"Hoş buldum"
Elimi sıktıktan sonra gülerek bana bakmaya devam etti.
"Vallaha öğretmen bey Cesur Kasım amca yeni öğretmen gelmiş deyince nasıl sevindim anlatamam. Biz sizi haftaya bekliyorduk"
Ben de adama gülümsedim.
"Erken gelmek istedim köye alışmak için daha çabuk yerleşirim. Hem de ilk okulum olduğu için fazla heyecan yaptım sanırım Kasım bey"
Gülerek söylediğim şeyle Kasım beyde gülümsedi.
"Kasım amca demen yeterli öğretmen."
Sonra bana şöyle bir baktı.
"Gel istersen sana direkt evini gösteriyim. Yol yorgunusundur dinlen. Kalan şeyleri yarın konuşuruz."
Dedikleriyle başımı salladım. O önden ben arkadan yürümeye başladık.
"Burada öğretmen ve askerler için lojmanlarımız var. Ama sen ben burada yapamam dersen ilçeden de ev ayarlarız. Bugün geldiğin gibi servisle gelir gidersin"
O görmezse bile başımı hayır anlamında salladım.
"Sıkıntı değil benim için kalırım"
Yol boyunca sohbet ede ede gittik. Zaten çok da yürümedik. Evin önüne gelmemle evi şöyle bir inceledim. Tek katlı bir evdi işte düz ev.
Kapıyı çalmasıyla kapı açıldı. Kasım amca yaşında bir kadın kapıyı açtı. Kasım amca içeri girdikten sonra da bende içeriye girdin.
Kasım amca kadını göstererek konuştu.
"Benim hanım Hacer. Cesur öğretmen geldi deyince hanımı yolladım evi temizlesin diye"
Kadına elimi uzattım.
"Memnun oldum Hacer hanım Ali ben de"
Kadın güldü.
"Ne hanımı Ali oğlum teyze de"
Başımı tamam anlamında salladım.
"Anca senin yatak odanı düzeltebildim. Yarın gelir bütün evi düzletiriz"
Kadına güldüm.
"Sağolun keşke zahmet etmeseydiniz. Yarın gelmenize de gerek yok ben hallederim boşuna yorulmayın"
"Ne zahmeti canım. Hem akşama bize de beklerim mutfakta pek bir şey yok aç kalma"
Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Zahmet vermeyeyim"
Başını olumsuz anlamdan salladı.
"Olur mu öyle şey. Ben bizim çocuğu akşam seni getirmesi için yolarım."
Sonra Kasım amca lafa girdi.
"Öğretmen bey biz gidelim seni daha fazla tutmayalım"
Konuştuktan sonra ikisi evden çıktı. İkisinin gitmesiyle evi inceldim biraz. Küçük bir mutfağı bir salonu ikide odası vardı. Yeterde artar bile. Yatak odası dışında diğer odalar harbiden tozluydu. Uzun bir süredir kullanılmıyor olmalıydı. Neyse yarın Hacer teyzenin yardımıyla bu işe bir el atarım.
Saatime baktığımda daha 12.30 olduğunu gördüm. İyi akşama daha vardı uykumu alırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Doğu Aşkı | Gay
General FictionYüzbaşı Demir ve Öğretmen Ali "Sakin ol öğretmen ben buradayken kimse sana hiçbir şey yapamaz" Ama ben kendim için değil onun için korkmuştum o gün Efe komutan ve Doktor Samet Bu aşk imkansızdı önlerinde bir sürü engel vardı en büyük engel ise Efe...