İçeri girmemizle Demir koltuklara doğru gitti ben de kovayı sobanın yanına bıraktım ve birkaç odun alıp sobaya attım. Bunları yaparken Demir'in bakışlarının üzerimde olduğunu hissediyordum.
Ona doğru döndüm.
"Şey yemek var açsan aayy bir de soruyorum kesin açsındır hemen ısıtıp geleyim"
Tam mutfağa doğru gidiyordum ki eliyle dur işaretti yaptı.
"Aç değilim"
Başımı hayır anlamında salladım.
"Açsındır açsındır ben hemen yemekleri ısıtıp geliyorum"
Hızla mutfağa doğru gittim arkamdan adımı söylese de dönmedim. Dolabı açtım ve yemekleri çıkardım. Demir'in yiyebileceği kadarını aldım ve ocağa koydum. Sonra da bardak çatal falan çıkarmaya başladım.
Yemek kısa süre içinde ısındı. Isınan yemekleri tabağa koydum ve odaya gittim. Odaya gittiğimde Demir kafasını geriye yaslamış gözlerini kapatmış öylece duruyordu.
Tepsiyi masanın üstüne koydum ve Demir'e doğru yürümeye başladım.
"Demir"
Fısıltıyla ona seslendim ama tepki vermedi. Ona doğru biraz eğildim.
"Demir"
Tekrar seslendim ama gözlerini açmadı. Elimle kolunu dürttüm. Onu dürtmemle gözlerini kırpıştırdı ve yavaşça açtı. Bir müddet bana baktı.
"Şey ben yemeği ısıttım"
Masaya baktı sonra da bana. Yavaşça ayağa kalkmasıyla ben de geriye doğru gittim.
"Ben elimi yıkayıp geliyorum"
Başımı tamam anlamında salladım o da banyoya doğru gitti.
Tepsideki tabakları masaya koymaya başladım. Sonra da mutfağa gidip sürahiye su doldurdum onu da getirdikten sonra biraz kanepede oturdum.
Uzun bir süre Demir gelmeyince banyoya doğru yürümeye başladım. Tam ona seslenecektim ki hafif aralık kapıdan Demir'i gördüm. Kolunu sıyırmış aynadan koluna bakıyordu ve kolunda kan vardı.
"Demir"
Ona seslenmemle hızla içeriye girdim. Tişörtüyle yarasını kapatıyordu ki onu durdurdum.
Yakından gördüğüm yarayla yüzümü buruşturdum.
"Önemli bir şey değil"
Kaşlarım çatıldı ve bakışlarım Demir'e döndü.
"Ne demek önemli bir şey değil"
Yarasına baktım tekrar.
"Baksana kanamış evde ilk yardım malzemesi de yok hadi hemen doktora gidiyoruz"
Banyodan çıkmak için yelteniyordum ki kolumdan tuttu.
"Önemli değil Trabzon'luya mesaj attım gereken şeyleri getirecek"
"Ama Demir"
Eli saçlarıma gitti ve okşadı.
"Ali"
Gülümsedi.
"Gerçekten iyiyim"
Sonra yarasına sarılan hafif kanlı bezi eline aldı
"Şimdi sen git ben yarayı şimdilik sarayım Trabzonlu gelene kadar"
Başımı hayır anlamında salladım.
"Olmaz yaran var ben sararım"
Tuttuğu bezi elinden aldım ve çok yavaş bir şekilde kolunu sarmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Doğu Aşkı | Gay
Ficção GeralYüzbaşı Demir ve Öğretmen Ali "Sakin ol öğretmen ben buradayken kimse sana hiçbir şey yapamaz" Ama ben kendim için değil onun için korkmuştum o gün Efe komutan ve Doktor Samet Bu aşk imkansızdı önlerinde bir sürü engel vardı en büyük engel ise Efe...
