Savaş hızlı adımlarla ilerde oturan ikilinin yanına doğru gitti. Yanlarına varmasıyla karşılarına dikildi.
"Aranızda albayın evini bilen var mı?"
İkili birbirine baktı sonra da Savaşa.
"Biliyoruz da sen neden soruyorsun"
Demir'in sorusuyla derin bir nefes aldı ve direkt konuya girdi.
"Ben Emre'den hoşlanıyorum ve sanırım bu hoşlanma aşk yoluna gidiyor"
Efe'nin içtiği çay boğazında kaldı. Öksürmeye başlamasıyla Demir sırtına birkaç kez vurdu. Efe öksürüğün geçmesiyle derin derin nefesler aldı. Nefesinin düzene girmesiyle konuşmaya başladı.
"Komutanım helvayı nasıl istersiniz"
Savaşın kaşları çatıldı.
"Ne helvası"
"Komutanım, albay bunu öğrendiğinde pekiyi sonuçlanmayacak"
Savaş ne saçmalıyorsun dercesine baktı. Efe konuşmaya devam etti.
"Merak etmeyin bütün masraflar benden. Sizi geç bulduk erken kaybettik. İşte ölümlü dünya zamanı gelen gidiyor diyeceğim ama siz ölüm zamanınızı kendiniz belirliyorsunuz"
Savaş gökyüzüne baktı ve sabır diledi. Demir'in bakışları Efe'ye döndü. Efe gördüğü sinirli bakışla sırıttı. Savaş konuşmaya devam etti.
"Yarın gidecek onunla konuşmam gerek."
Demir'de ayaklandı.
"Tamam seni götüreceğim"
Savaş aldığı cevapla şaşırdı. Efe'nin kabul edeceğini düşünmüştü ama Demir'in bu kadar çabuk kabul edeceğini beklemiyordu.
"Ben de geliyorum"
Efe'de öne atıldı. Sonuç olarak üçlü arabaya atladı ve albayın evine doğru yola çıktı.
Evin önüne gelmeleriyle Savaş hızla arabadan indi. Efe ilerdeki evi gösterdi.
"Şu ev komutanım"
Savaş eve baktı sonra onlara baktı.
"Odası hangisi acaba"
Efe omuz silkti.
"O kadarını bilmiyorum komutanım. Ama isterseniz kapıdan da girebilirsiniz"
Konuşmasıyla Demirle beraber güldüler.
"O kadar canıma susamadım."
Sonra eli cebindeki telefonuna gitti. Emre'yi aradı.
"Savaş"
Emre sorgularcasına konuşmuştu.
"Emre soru sorma ve odanın camına çık"
Emre'nin kaşları çatıldı. Yataktan kalktı ve cama doğru gitti. Camı açtı ve dışarıya baktı.
Savaş yangın merdivenin yanındaki pencerede Emre'yi görünce gülümsedi.
"Tamam birkaç dakikaya canındayım."
Telefonu kapattıktan sonra eve doğru yürümeye başladı.
"Hafif biz de arabada bekleyelim"
İkili arabaya bindi.
Savaş yangın merdiveni sayesinde Emre'nin olduğu kata doğru gitti. Çamın oraya gelmesiyle Emre'yi gördü. Gülümsedi ve konuştu.
"Selam"
Emre şaşkınca konuştu.
"Selam"
Sonra da Savaş içeriye girsin diye geriye doğru gitti. Savaş içeriye girince odayı inceldi.
"Odan güzelmiş"
Emre'nin kaşları çatıldı.
"Senin burada ne işin var babam içeride seni burda görse çok kötü olur"
Savaş ona biraz yaklaştı.
"Seninle konuşmaya geldim. Yarın seni göremeyeceğim ve seninle konuşmadan gitmemeni istedim"
Ellerini tutu ve kendine çekti.
"Sana gitme demeyeceğim çünkü bu senin hayatın. Ama bir şey bilmeni istiyorum. O gün bana çarptığında"
Emre'nin elini kalbine götürdü.
"Sen o gün burayı yaktın. O maviliklerin beni yaktı"
Emre hızla atan kalbi hissetmesiyle gülümsedi.
"Seni her gün görmek istedim. Şunu bilmeni istiyorum ki nereye gidersen git ben buradayım. Gerekirse yıllarca seni beklerim."
Sonra biraz nefes aldı.
"Biliyorum böyle bir şey dememi beklemiyordun ama ben senden çok hoşlanıyorum Emre. O maviliklerini görme-"
Emre'nin onun dudaklarına yapışmasıyla sözü kesildi. İlk başta şaşırsa da onu belinden tutup kendine doğru çekti ve öpüşüne karşılık vermeye başladı. Emre'nin eli onun ensesine gitti ve oradaki küçük tutamları okşamaya başladı.
Ayrılmalarıyla birbirine bakıp gülümsediler. Emre'nin ensesindeki eli omuzlarına gitti.
"Sadece benim böyle hissetmemiş olmam hoşuma gitti"
Savaş güldü.
"Sadece bu mu hoşuna gitti"
Emre sırıttı.
"Gece gece camıma tırmanmanda hoşuma gitti yüzbaşı"
Savaşın dudakları kıvrıldı ve Emre'nin dudağına bir buse kondurdu.
"Benimde sana bir haberim var yüzbaşı. İstanbul'a sadece bir birkaç günlüğüne gidiyorum. "
Savaşın kaşları hafif çatıldı.
"Yaa okulun"
Emre gülümsedi.
"Ona başlayacağım ama seneye. Annemi şimdi bırakıp gitmek istemiyorum. Hem bırakmak istemediğim bir komutan da var"
Savaşın dudakları kıvrıldı.
"Ahh be maviş yakıyorsun beni"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Doğu Aşkı | Gay
General FictionYüzbaşı Demir ve Öğretmen Ali "Sakin ol öğretmen ben buradayken kimse sana hiçbir şey yapamaz" Ama ben kendim için değil onun için korkmuştum o gün Efe komutan ve Doktor Samet Bu aşk imkansızdı önlerinde bir sürü engel vardı en büyük engel ise Efe...