35

6.8K 515 35
                                    

Savaş küreğin içindeki karı aşağıya doğru attı. Sabahtan beri karları temizliyordu. Albay karargâha gelince onu yanına çağırmıştı Savaş kendini her türlü şeye hazırlamıştı ama karargâhın karlarını temizlemeye hazırlamamıştı.

Tekrar küreği kara daldırdı

"Ulan maviş uğruna düştüğüm hallere bak"

Son küreği de atmasıyla derin bir nefes aldı. Aşağıya inmesiyle kendini banka doğru attı.

"Yüzbaşıyım ben düştüğüm şu hale bak"

"Eee albayın oğluna âşık olduysan sonuçlarına da katlanacaksın yüzbaşı"

Gelen sesle bakışları sesin geldiği tarafa döndü. Demir gülerek ona bakıyordu. Demir elindeki çayı ona doğru uzattı.

Savaş çayı almasıyla bir yudum aldı. Sıcacık çay içini ısıtmıştı. Sabahtan beri karı temizlediği için donmuştu bu havada.

"Nasıl gidiyor"

Savaş derin bir nefes aldı.

"Kızacağını, bağırıp çağıracağını düşündüm ama onun yerine işler yaptırıp duruyor"

Demir ona doğru baktı.

"Ne kadar dayanacağına bakıyor."

Savaş gülümsedi.

"O zaman kar temizlemeye devam"

İkili beraber güldü. Albayın onların yanına gelmesiyle ikili ayaklandı ve selam verdi.

"Rahat"

Albay Demir'e döndü.

"Bizi biraz yalnız bırakır mısın yüzbaşı"

Demir Savaşa bir bakış attı ve konuştu.

"Emredersiniz albayım"

Konuştuktan sonra ikilinin yanından ayrıldı. Savaş giden Demir'in arkasından baktı ve yavaşça albaya döndü.

"Kar temizleme işin bitti mi?"

"Bitti albayım"

Albay Savaşın temizlediği yere baktı. Sonra derin bir nefes aldı. Sonra banka gitti ve oturdu.

"Yanıma gel"

Savaş yanına oturdu.

"Şimdi seninle komutanın olarak değil Emre'nin babası olarak konuşacağım Savaş"

Savaş dikkatle albayı dinledi.

"Emre benim değerlim. Oğlum için bu hayatta yapamayacağım şey yoktur. Erkeklerden ilk hoşlandığını öğrenince ona sırtımı döndüm. Oğlumun bir erkekten hoşlanacağını asla kabul etmedim. Hatta bunun bir hastalık bile olduğunu düşündüm"

Sonra güldü.

"Ne kadar cahilce değil mi?"

Savaş bir yorum yapmadı.

"Aylarca onunla konuşamadım. Yüzüne dahi bakmadım. Sonra bir gün kaza geçirdi. Buradan hastaneye gidene kadar o kadar senaryo düşündüm ki kafayı yiyeceğimi sandım. Bana küsken onu kaybedeceğimi sandım. Sonra saçma bir düşünce içinde olduğumu anladım."

Albay derin bir nefes aldı.

"Bu onun hayatıydı ben sadece ona destek olmalıydım. Duyduğu bütün iğrenç sözlerde, her ağladığında, her zorbalığa uğradığında yanında değildim ama sonra kendime söz verdim oğlum ne yaparsa yapsın yanında olacağım. Dün sizi görünce evet şaşırdım. Ama o kadar. Ben oğlumun yanındayım bir daha o hataya düşüp ona sırtını dönmeyeceğim."

Savaş gülümsedi.

"Merak etmeyin albayım. Emre sizin için ne kadar önemliyse benim içinde o kadar önemli. Onu üzmek isteyeceğim son şey bile değil."

Albay gülümsedi.

"Ona eminim oğlum onu üzmeyeceğine çok emin. Dün seni bana çok savundu"

Savaş duyduklarıyla gülümsedi. Emre'nin ona bu kadar güveniyor olması hoşuna gitmişti.

Albay ayağa kaldı.

"Umarım oğlumu üzmezsin yüzbaşı çünkü o zaman bugünkü kadar nazik olmam"

Sonra gülümsedi.

"Bu arada bir daha evime geldiğinde yangın merdivenini değil apartmanın merdivenlerini kullan"

Savaş utançla gülümsedi.

___________

Ali salona girince koltukta kıvrılarak uyuyan koca adamla gülümsedi. Banyo yapmak için gitmişti ve Demir o kadar yorgundu ki uyuya kalmıştı. Birkaç gün sonra yapacakları operasyon için saatlerce çalışıyorlardı.

Ali odasına gitti ve bir pike aldı. Demir'in üzerine örtmesiyle Demir yavaşça gözlerini açmaya başladı.

"Uyu"

Demir duyduğu sesle güldü ve Ali'yi koltuğa doğru çekti. Koltuğa oturan Ali'yle başını ayaklarının üstüne koydu. Sonra elini tuttu ve saçlarının üzerine koydu.

Ali bu hareketle gülümsedi ve saçlarını okşamaya başladı. Demir saçlarının okşanmasıyla gülümsedi ve gözlerini kapattı.

"Çok mu yorgun?"

Demir başını evet anlamında salladı.

"Kıyamam sana"

Ali'nin yumuşak ses tonuyla gülümsedi.

"Kıyma bana"

Ali kıkırdadı. Sonra Demir'in yanağını öptü. Demir gülümsedi. Sonra Demir'in saçlarına bir buse kondurdu. Tekrar saçlarıyla oynamaya devam etti.

"Okul nasıl gidiyor"

"Güzel gidiyor. Baya alıştım çocuklara onlar da bana alıştı. Hatta geçen gün hepsi bana resim çizmişti. Demir görsen çok tatlılardı."

Ali o anları düşününce gülümsedi. O an o kadar duygulanmıştı ki öğrencileri olmasaydı oturup ağlardı sanırım.

Sonra aklına bir şey gelmesiyle konuşmaya devam etti.

"Çocuklara sohbet ederken havanın soğuk olduğundan bahsettim diğer gün bir öğrencim bana patik getirdi."

Sonra gülümsedi.

"Demir bu çocuklar çok güzel kalpliler."

Ali Demir'den bir cevap almayınca yüzüne doğru eğildi. Uyumuş Demir'i görünce gülümsedi. Demir o kadar yorgundu ki Ali'nin sesi ona ninni gibi gelmişti. Ne kadar uyumamaya çalışsa da Ali'nin sesi ve saçlarının okşanması onu mayıştırmıştı.

"Tatlı rüyalar sevgilim"

Sessizce fısıldadıktan sonra geriye doğru kafasını yasladı.

____________

Bir Doğu Aşkı  | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin