"Samet"
Samet'e seslenmemle elindeki tabağı tezgâha bıraktı ve bana döndü.
"Efendim"
Elindeki tabağı gösterdim.
"Sabahtan beri aynı tabağı yıkıyorsun"
Elindeki tabağa baktı sonra tekrar bana döndü. Gülümsedi.
"Kusura bakma Ali dalmışım"
Önemli değil dercesine başımı salladım.
"Gidelim mi artık"
Yıkadığı tabağı tezgâha bırakmasıyla bana döndü. Bugün ilçeye gidecektik. Okulun ilk haftası geçmişti ve ben çocuklara kalem almak istiyordum. Birkaç şey daha almam gerekiyordu.
"Çıkalım o zaman"
İkimiz de montlarımızı giydik ve evden çıktık. Samet birkaç gündür bende kalıyordu. Sanırım Hacer teyzeyle biraz tartışmışlar. Ne kadar tartıştıklarına üzülsem de evimde kalması beni mutlu etmişti. Çünkü tek başıma baya sıkılıyordum. Evde benim dışımda birinin sesi olması çok güzeldi.
"Ordan eve birkaç erzakta alırız"
Başımı tamam anlamında salladım. Ne kadar burada bakkal olsa da bazen her şeyi bulamıyordun ve ilçe daha ucuza geldiği için ordan alıyordum bazen. Köyün meydanına gelmemizle Samet Kasım amcayı gördü hızla onun yanına gitti.
"Nereye öğretmen bey"
Demir'in sesini duymamla gülümseyerek ona döndüm. Bu hafta boyunca onu görememiştim.
"İlçeye komutan bey"
Dediklerim hoşuna gitmiş olacak ki gülümsedi. Sonra bana biraz daha yaklaştı.
"Şeyy yarın Pazar yaa ben şey diyecektim...."
Ensesini kaşıdı. Bu halleri fazla şirindi. Böyle kalıplı dev gibi bir adamın içinde 5 yaşında bir çocuk olması fazla tatlıydı.
"Yarın izin günüm eğer istersen tabii istemezsen sorun değil yanı seni zorlamıyorum"
Ona artık sadede gel bakışı attım. Ne kıvrandın be arkadaş.
"Sana şöyle bir buraları gezdireyim diyecektim tabii zor-"
Aynı şeyleri tekrar söyleyeceğini bildiğim için hızla araya girdim.
"İsterim sen bana saati söylersin"
Gülümsedi.
"Sabah kahvaltıyı beraber yaparız diye düşünmüştüm. Çok güzel bir yer var oraya giderdik"
Dedikleriyle gülümsedim ama aklıma gelen şeyle gülümsemem durdu.
"Samet bende ya ona ayıp olmasın onu öyle bırakıp gitmek"
Başını olumsuz anlamda salladı.
"Olmaz olamaz hem yarın o sağlık ocağında olacak"
"Ne o komutanım iş günlerimi mi ezberlediniz?"
Samet'in söyledikleriyle gülen yüzü eski halini aldı.
"Evet Samet işim gücüm yok. Seninle ilgili olan her şeyi ezberliyorum"
Umursamaz bir şekilde konuşmuştu ama Samet yine de gülerek ona bakıyordu.
Samet tam bir şey diyecekti ki telefonu çaldı.
"İzninizle"
Yanımızdan ayrılınca Demir'e döndüm. O telefonla konuşan Samet'e gözlerini kısarak bakıyordu.
"Bu sanırım Efe'yle küsmüş "
Hadi canım. Tamam karı koca gibi didişirler ama küseceklerini hiç düşünmezdim.
"Neden öyle düşünüyorsun"
Bu sefer bakışları bana döndü.
"Çünkü bizim bu Efe depresyona girmiş gibi. Aylar önce de böyle olmuştu bunalar"
Şu an Demir benimle dedikodu mu yapıyordu?
"Hmm ben sorar öğrenirim"
Başını olumsuz anlamda salladı.
"İkisi de çok ketumdur bu konuda ben ne kadar Efe'yle konuşmaya çalışsam da bana tek laf söylemez"
Konuştuktan sonra saatine baktı.
"Benim şimdi gitmem gerek. Yarın sabah gelir seni alırım"
Başımı tamam anlamında salladım.
Bana doğru yaklaşmasıyla yerime resmen çivilendim. Eli boynuma doladığım atkıma gitti. Biraz yukarıya doğru çekti bu hareketiyle ağzımda kapandı.
"Böyle daha iyi üşümezsin"
Hiçbir şey demedim sadece yüzüne öylecene baktım. Bana gülümsedikten sonra gitti.
Bense arkasından aval aval bakmakla yetindim.
Derin bir nefes aldım. Adamın küçücük bir hareketinden bile etkilenmem hiç adil değil. Şu düştüğüm hallere bak.
"Daha ne kadar öyle âşık âşık bakacaksın "
Arkamdan gelen sesle irkilerek ona döndüm. Samet 32 diş sırıtarak bana bakıyordu.
Dedikleri aklıma gelince kaşlarımı çattım.
"N-ne alakası var"
Başını aşağıya yukarıya salladı yavaş yavaş.
"Tabii tabii eminim öyledir"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Doğu Aşkı | Gay
General FictionYüzbaşı Demir ve Öğretmen Ali "Sakin ol öğretmen ben buradayken kimse sana hiçbir şey yapamaz" Ama ben kendim için değil onun için korkmuştum o gün Efe komutan ve Doktor Samet Bu aşk imkansızdı önlerinde bir sürü engel vardı en büyük engel ise Efe...