38

6.6K 472 100
                                    

Samet ileride dağılan kalabalığa baktı. Mezarlıktan herkesin gitmesiyle oraya doğru gitmeye başladı. Mezarın önüne gelince Demir'i gördü. Samet mezarda okuduğu yazıyla başını yana çevirdi. Efe'nin adının orada yazılıyor olması ona büyük acıydı. Demir ayağa kalktı.

"Seni arabada bekliyorum"

Samet burukça gülümsedi. Demir hep yanında olmuştu. Her ağlayışında her kâbusunda yanı başında olmuştu.

"Teşekkür ederim"

Demir gülümsedi ve oradan ayrıldı. Samet tekrar yazıya bakmak istedi ama bakamadı.

"Bunu yapmalısın Samet"

Derin bir nefes aldı ve mezara döndü. Okuduğu yazıyla gözleri doldu. Mezarın yanına çöktü. Eli titreye titreye toprağa gitti. Dokunduğu toprakları gözlerini kapattı. Gözlerini kapatmasıyla gözyaşları aktı.

"Soğuk"

Gözlerini açtı.

"Burası çok soğuk sen soğuk sevmezsin ki"

Öyleydi Hakkari'deyken de soğuktan çok şikayet ederdi.

Samet sonra gözlerini kapattı ve biraz öyle bekledi. Kalkıp gitmesi gerekiyordu ama gidemiyordu. Efe'yi bırakıp gitmek istemiyordu.

"Bak senin memleketindeyim"

Etrafa baktı.

"Beni buraya getirecektin çok hayalimiz vardı. Geldik ama çok farklı bir şekilde geldik."

Sonra gülümsedi.

"Hayat çok ilginç daha birkaç gün öncesine kadar beraber tiyatroya gidecektik ama şimdi"

Etrafına baktı.

"Birimiz toprakta diğeri de yanı başında"

Tekrar toprağı okşadı.

"Samet abi?"

Samet duyduğu şeyle başını kaldırdı. Genç bir çocuk ona seslenmişti. Çocuğun gözlerine bakınca Efe'ye benzediğini gördü. Bu gözler onun ağlama isteğini arttırdı.

"Ege ben Efe abinin kardeşiyim"

Samet bu ismi Efe'den birkaç kez duymuştu. Samet ayağa kalktı. Ege elindeki su şişesini Samet'e uzattı. Samet suyu aldı ve birkaç yudum aldı.

"Hadi gel bize gidelim"

Samet gülümsedi.

"Teşekkür ederim ama ben gelmesem daha iyi"

"Gel lütfen annemde seni gördüğüne çok sevinecek. Hatta sabahtan beri gelip gelmediğini soruyor"

Samet'in kaşları çatıldı. Ege Samet'in bilmediğini anladığı için açıklama yaptı.

"Abim senden bize bahsetti. Hatta eğer şehit olmasaydı bu yaz bizi tanıştırmak istiyordu"

Samet'in gözleri doldu. Efe'nin onu ailesine anlatmış olması Samet'i daha çok duygulandırdı. Samet Ege'nin teklifini kabul etti ve onun evine doğru yola çıktılar.

"Demir abi burada duracağız"

Demir arabayı durdurdu. Samet arabadan indi ve evi inceledi. Bu ev Efe'nin çocukluğunun gençliğinin geçtiği yerdi. Bu bahçede oynamıştı, koşmuştu, gülmüştü.

İkilim de gelmesiyle eve doğru yürümeye başladılar. Evin kapısının oraya gelmeleriyle kapı açılmıştı.

Orta yaşlı gözleri kıpkırmızı bir kadın kapıyı açtı. Melek hanım önce oğlunun gözlerine baktı. Onaylar bakışlarla Samet'e döndü. Eli Samet'in saçına gitti.

Bu hareketle Samet'in gözleri kapandı.

"Samet oğlum"

Saçını okşadı.

"Sana sarılabilir miyim?"

Samet başını evet anlamında salladı. Melek hanım ona sarıldı. Samet burnuna gelen kokuyla ağladı. Aynı Efe gibi kokuyordu. Ayrılmalarıyla Melek hanım Samet'in omzunu sıvazladı.

"Gelin içeriye geçin."

Kapıdan çekilmesiyle üçlü içeriye girdi. Samet hâlâ Melek hanımın yanındaydı. İçerdeki kalabalığı görünce üçlü baş selamı verdi.

"Gel oğlum açsındır"

Samet'in cevap vermesine izin vermeden omu mutfağa soktu. İçerde bir kadın ve küçük bir bebek vardı. Samet sandalyeye oturdu.

"Aslında aç değilim"

Melek hanımın kaşları çatıldı.

"Ne demek aç değilim. Baksana biraz daha yemek yemesen bir yerlere bayılıp kalırsın maazallah. Hem oğlum"

Melek hanımın gözleri doldu ama sonra tabağa yemek koymaya devam etti.

"Hem Efem burada olsaydı yemek yemediğini görseydi çok üzülürdü."

Sonra yemek tabağını önüne koydu. Samet bardak yıkayan kadına göz ucuyla baktı.

"Yeliz benim kızım bu da torunum"

"Kiraz değil mi?"

Melek hanım başını evet anlamında salladı.

"Efe çok bahsederdi"

Odadaki üçlü burukça gülümsedi. Melek hanım yanağını sildi.

"Neyse hadi oğlum yemeğini ye. Dur sana ayran getireyim"

Melek hanım o gün hep Samet'in yanındaydı. Samet oğlunda ona kalan emanetti. Oğlunun sevdasıydı. Samet onun canının canıydı.

Bir Doğu Aşkı  | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin