BÖLÜM -4

513 22 6
                                    

🧸
Tatil günü...
En sevdiğim günlerden biri. Ne zaman geldiği önemsiz, pazartesi tatil olsa pazartesiyi bile sevdirecek bir gün

Evde tek başıma koltuğa oturmuş, sıcacık battaniyenin altında film izlerken kapının çalmasıyla ağzıma cips atıp koşarak kapıyı açtım

"Sana kek yaptım!" Elindeki kek tabağını sırıtarak havaya kaldıran Semihle gülerek kapının önünden çekildim

"Semih sürekli yemek yapma bana. Mutfağı zaten dağıtmışsın dün iyice"

"Bu evde yemek yapmamamı söyledin kendi evimde yapmamamla ilgili birşey demedin" gözlerimi devirip tabaktan bir dilim kek alırken koltuğa oturdum Semihle birlikte.

"Nasıl olmuş"

"Daha yemedim" bir ısırık aldığımda ağzımda dağılan çikolatayla gözlerimi kocaman açarak Semihe baktım.

E bu güzel olmuş?

Semihin bakışı tepkimle değişirken dudağını büzüp tabağa baktı

"O kadar mı kötü?"

"Semih...sen aşçı olmayı düşünüyor musun?" Başını hızla bana çevirdiğinde gülümseyerek arkama yaslandım

Semih gerçekten yemek yapma konusunda harikaydı

"Güzel olmuş mu?"

"Harika olmuş" keki ağzıma atarken sırıtışı tüm yüzüne yayılmıştı

"Ben olsam olsam senin aşçın olurum sadece. Senin karnını doyurup mutlu edemedikten sonra diğerlerini doyurmanın ne anlamı var?"

Ağzımdaki lokmayı zor bela yutarken derin bir nefes çektim içime.
Bu konuyu her açtığı zaman yanlış mı yapıyorum diye düşünüyordum.
Semihi tamamen affetmiş değildim ve çoğunlukla buna benzer şeyler söylediğinde aklıma bir sürü düşünce doluyordu.

"Semih bu konuyu açma lütfen sürekli" başını sallayarak arkasına yaslandı ve battaniyenin bir kısmını üstüne attı

"Ne izliyorsun?"

"The End Of The Fucking World"

(Çok güzel dizidir. Bir günde bile bitirebilirsiniz ;) )

Diziye dönerken kolamdan bir yudum alıp arkama yaslandım.

"Ecem seninle ikimiz hiç bir yere gitmedik. Bugün hazır tatil günündesin birşeyler mi yapsak?" Başımı Semihe çevirerek merakla baktım yüzüne

"Ne gibi?" Omzunu silkerek dirseğini koltuğun başlığına yaslayıp yanağını eline yasladı

"Çiğ köfte yemeye gidelim mi?" Gözüm masanın üstünde duran çiğ köfteye kaydığında Semih de fark etmiş olucak ki boğazını temizleyip biraz düşündü

"Sahile gidelim?"

"Çok uzak" gözlerini devirip ayağa kalktı

"Yürümicez zaten Ecem araba diye birşey var"

"Evde dursak?"

"Hayır hadi kalk" oflayarak zor bela koltuktan kalkarak odama ilerledim

Isıtmıştım ben orayı...

Dolabımdan altıma gri baskılı bir eşofman, üstüme de siyah kısa kolumu alarak giydim.

"Ecem mesaj gelmiş bakayım mı?" Üstüme hırkamı geçirirken hızla odadan çıktım

"Hayır tabikide" telefonumu Semih'in elinden alarak gelen masaja baktım

Yağız

Bugün birşeyler yapmak ister misin?

Serseri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin