BÖLÜM -10

453 22 2
                                    

🧸
"Son iki adım Ecem...yapabilirsin" korkuluğu iyice kavradıktan sonra sekerek merdiveni çıkmaya devam ettim

"Ecem?" Başımı kaldırdığımda Yağız'ın şaşkın bakışlarını görmemle gülümsedim

"Merhaba" hızla yanıma gelerek kolumdan tuttuğunda ağırlığımı biraz üzerine vererek yardım etmesine izin verdim

"Ne oldu sana böyle?"

"Önemli birşey değil ya. Ampul takmaya çalışırken düştüm" endişeyle bana baktığında içten bir şekilde gülümsedim tekrardan

"Iyiyim merak etme. Üstüne tam basamasam da yine iyi kötü yürüyorum. Merdivenler sıkıntı yaratıyor sadece" önümdeki birkaç merdivene bakıp derin bir nefes aldığımda birden Yağız'ın beni kucağına almasıyla, korkuyla kollarımı boynuna doladım

"Bugün izin alsaydın o zaman?" Gayet normalmiş gibi umursamadan ilerlerken omzuna vurdum hafifçe

"Yağız indirir misin lütfen? Şirketteyiz" başını iki yana sallayarak gülümsedi

"Ne olmuş yani? Ben insanlık vazifemi yapıyorum" gülerek gözlerimi devirirken alayla kaşımı kaldırdım

"Evet bileği burkulan her kadın 'ay aman birisi gelse de beni taşısa' diye düşünüyordur...tamam merdivenleri de çıktık indir artık" merdivenlerin sonunda durup bana döndüğünde belirsizlikle gözlerini kıstı

"Odana kadar götürsem mi?" Kaşlarımı çattığımda gülerek yavaşça yere indirdi beni

"Şaka yapıyorum. Yemek için kimseye söz verme sakın"

"Tamamdır" gülümseyerek yanağımdan makas alıp uzaklaştığında, başımı iki yana sallayarak önüme dönmüştüm ki karşımda öfkeyle bana bakan Bora'yı görmemle gözlerimi devirdim

Umursamadan yanından geçeceğim sırada kolumdan tutup durdurmasıyla hızla kolumu çektim

"Şirkette olduğunun farkındasın değil mi? Ne bu hareketler?" Gözlerimi kısıp kollarımı göğsümde birleştirirken alayla güldüm

"Sana ne oluyor tam olarak? Kim olarak bana bunu söyleyebiliyorsun ki? Özel hayatım seni ilgilendirmez. İster kucağında, ister sırtında giderim... hatta istersem ulu orta yerde bile öpüşebilirim sanane!" Yanından hızla uzaklaşıp odaya girdiğimde, bileğime fazla yüklendiğimden dolayı yüzümü buruşturup kendimi koltuğuma attım

"Ben dedim sana gelme diye Ecem" bileğimi ovarken gözümü Azra'ya çevirdim

"Yeni başladın işe. Dün zaten karakolluk oldum, bugün de bileğimden gelmemezlik yapsaydım çok zorlanırdın" gülümseyerek masaya kahve bıraktığında kupayı elime aldım

"Ben başımın çaresine bakarım. Sen kendini düşün" başımı salladığımda telefonumun çalmasıyla iç çektim

Daha kahvemi bile içememiştim...

"Efendim Akif bey?"

"Ecem Hanım odama gelebilir misiniz lütfen?"

"Tabi geliyorum hemen" telefonu kapatıp oturduğum sandalyeden destek alarak ayağa kalktığımda Azra'ya döndüm

"Ben gelene kadar dünkü onaylanması gereken dosyaları hazırlayabilir misin?"

"Tamam hazırlarım" topallayarak odadan çıktığımda birkaç saniye bileğimi ovuşturup yürümeye devam ettim. Karnımda ağrımaya başlamıştı üstelik.

Akif bey'in odasına geldiğimde kapıyı çalarak içeri girdim. Akif bey başını kaldırıp bana baktığında gülümseyerek eliyle koltuğu gösterdi

Serseri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin